• BIST 10167.26
  • Altın 4277.193
  • Dolar 40.0208
  • Euro 47.0735
  • İstanbul 23 °C
  • Diyarbakır 23 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 24 °C
  • Berlin 17 °C

İşkence ve dava

Ahmet Altan-

Biz, “işkencecilikten mahkûm polisi terfi ettirdiler” dedik.

Başbakan, kurnazca gerçekleri saptırmaya çalışıp “mahkûm olmadı” dedi ve mahkemenin verdiği kararla, Yargıtay’ın “bu ceza eksik” diye kararı bozmasını görmezden geldi.

Bizim devletin klasik numarasıyla davayı “zamanaşımına uğratmasını” halka “mahkûmiyet yok” diye anlattı.

“Ben polisimi yedirmem” dedi.

Bilin bakalım sonra ne oldu?

Bizim arkadaşlarımız hakkında “polis şefini teröre hedef göstermekten” savcılık soruşturma açtı.

Tuncer Köseoğlu, Mehmet Baransu, Melih Altınok, Tuğba Tekerek, Burhan Ekinci, Sümeyra Tansel, Adnan Keskin, Hüseyin Özkaya ifadeye çağrıldı.

Dindar AKP iktidarını, o iktidarı “her şey ne kadar da güzel Allah’ım” diye destekleyen dindar yazarları kutlarım.

Bu ülkede dindarlık bu hâle geldi demek.

İşkenceciyi terfi ettirmek serbest, “işkenceciler terfi ettiriliyor” demek yasak.

AKP iktidarının vardığı son merhale bu.

AKP’nin “dindar” yazarlarının alkışladığı durum da bu.

Terörle Mücadele’nin başına getirilen görevlinin “işkenceden mahkûm” olduğunu söylersen o adamı teröre hedef göstermiş oluyorsun.

Şikâyet dilekçesinde işkencecilik reddedilmiyor, sadece bunun söylenmemesi isteniyor.

İşkenceciyi terfi ettirecekler ama gazeteciler susacak.

Asr-ı Saadet’te de durum bu muydu, işkencecileri terfi ettirip, “işkencecileri terfi ettiriyorlar” diyeni susturuyorlar mıydı?

İşkencecilik serbest miydi o zamanlar?

Peki, ya Hazreti Ömer, adaleti işkenceciler eliyle mi arıyordu?

Siz nasıl dindarsınız gerçekten?

Ramazan’da oruç tutup, başınızı örtmek yetiyor mu dindar olmaya?

Siz çok seversiniz dinî meselleri, bana bir tane “işkencecileri yücelten” mesel anlatsanıza.

Kuran’dan, hadisten, İcma’dan, içtihattan “işkenceciliği” savunan bir örnek göstersenize.

Hukuktan, yasadan da konuşacağız ama önce sizin vicdanınızdan, dindarlığınızdan, dindar kisvenizle yaptıklarınızla dini kirletmenizden bir konuşalım.

Ne zaman bu kadar sahtekâr oldunuz siz?

Hep mi böyleydiniz yoksa iktidarın nimetleri mi sizi böyle yaptı?

Başbakan kendisini eleştiren herkesi susturmak istiyor.

Savcılarıyla geliyor, gazeteleriyle geliyor, tetikçileriyle geliyor, andıççılarıyla geliyor, apaçık tehditleriyle geliyor.

Bu yaptıklarınızın neredeyse aynısının yapıldığı bir dönem var ama o Asr-ı Saadet değil, o 28 Şubat.

Siz niye şikâyetçiydiniz 28 Şubat’tan?

Bugün onların yaptıklarının aynısını yapıyorsunuz.

Generallerin dindar olmaması mıydı derdiniz?

Eh artık dindarlar, Ramazan’da su içmiyorlar.

Sorun yok, generallerinizle kucak kucağa kendi 28 Şubat’ınızı gerçekleştirebilirsiniz.

Açın davalarınızı, andıçlar yayınlayın, iftiralar atın, “dindarların 28 Şubat’ı bin yıl sürecek” diye demeçler verin.

Hiçbir 28 Şubat, dincisi de laikçisi de bin yıl sürmez merak etmeyin.

Böyle devam ederseniz sizinki de sürmeyecek.

Bu toplumun bir vicdanı var.

28 Şubat’ın generalleri gibi siz de bu toplumun vicdanı yok sanıyorsunuz.

Yanılıyorsunuz.

Yanıldığınızı göreceksiniz.

İşkenceciyi terfi ettireceksiniz, bunu söyleyeni üç yıl hapse attırmak için soruşturma başlatacaksınız, bunu da bu halkın vicdanına kabul ettireceksiniz, öyle mi?

Savunun işkencecinizi.

Savunun işkencecileri terfi ettirip, bunu söyleyen gazeteciyi hapse attırmak isteyen iktidarınızı.

Savunun savcılarınızı.

“Yargıya gerekeni söyleyin”, söyleyin de “işkenceci terfi ettirildi” diyeni hapse atsınlar.

28 Şubatçılar da “yargıya gerekeni söylüyorlardı”, dava üstüne dava açıyorlardı.

Siz de aynısını yapıyorsunuz.

Andıçlar yayınlıyorlardı.

Siz de yayınlıyorsunuz.

Hedef gösteriyorlardı.

Siz de gösteriyorsunuz.

Yalan söylüyorlardı.

Siz de söylüyorsunuz.

Sizin generallerinizden korkmadık, sizden de korkmayız.

Bu gazetenin gencecik çocuklarından bir tanesinin bile yüreğinde korkunun kırıntısını yaratamazsınız.

Onlar niye korkacak?

Siz korkun.

Uludere’den korkun, Suriye’de düşen uçaktan korkun, işkencecileri terfi ettirmekten korkun, “yargıya gerekeni yapmasını söylemekten” korkun, Hrant Dink’in katillerini ortaya çıkarmamaktan korkun, yabancı silahlı adamları Meclis’ten habersiz barındırıp desteklemekten korkun.

Biz 28 Şubat’ta da yargılandık.

Bugün de yargılanırız.

28 Şubatçılar yargılanıyor.

Siz de yargılanırsınız.

Onlar yargılanmayacaklarını sanıyorlardı.

Siz de öyle sanıyorsunuz.

Onlar yargılanabileceklerini gördüler.

Böyle giderse siz de göreceksiniz.

Savcılar gencecik gazetecileri çağırsınlar, davalar açsınlar, susturmaya uğraşsınlar, sizin gazetecileriniz, dalkavuklarınız, tetikçileriniz, andıççılarınız hedef göstersin onları.

Kendi 28 Şubatınızı yapın.

Adını da “postmodern dindarlık” koyarsınız yaptıklarınızın.

Bildiğimiz dindarlığa hiç benzemiyor çünkü bu yaptıklarınız.

  • Yorumlar 12
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • ..........14 Eylül 2012 Cuma 09:05TEBRİK EDERİM

      Not: Değerli yorumcumuz, Büyük harflerle yazılan yorumları yayınlayamıyoruz. Kriterlerimize uygun olarak yeniden yorum yazmanızı diler, ilginize teşekkür ederiz..

      Yanıtla (0) (0)
    • şahin yalçın14 Eylül 2012 Cuma 11:17yazı iletme

      kalemine sağlık türkiyede tek gerçek dindar var oda sizsizniz. Allah razı olsun

      Yanıtla (0) (0)
    • azad amed14 Eylül 2012 Cuma 11:51elinize sağlık

      dindarım diye geçinenleri kendi silahlarıyla vurmuşsunuz tebrik ederim.gerçek demokratlık ve dindarlık haksızlık karşısında susmamaktır haksızlık düşmanı dahi ypılsa...

      Yanıtla (0) (0)
    • Mehmet Bodur14 Eylül 2012 Cuma 14:38Sancar bey empati yapın

      Türkiye'nin yoğun gündeminde çok şey arada kaynayıp gidiyor. Problem bir değil bin değil. Diyarbakırda arada kaynayan polis şefi yeni atama ile dikkati üzerine çekti. Altan Bey'in de muhtemelen o zaman haberi oldu. Yoksa onun gibi nice işkenceciler vardır. Sistem bozuk, sistem...Kısacası Altan Bey'in her şeyden haberi olduğunu düşünmüyorum. Yetişebildiği konularda elinden geleni yapmaya çalışıyor.

      Yanıtla (0) (0)
    • serdar keskin14 Eylül 2012 Cuma 13:28helal olsun

      aklımızda beynimizde yüreğimizde nekadar sıkışmış söylenmemiş kırıntı düşünceler varsa hepsini söylüyorsunuz. bütün ahmet altan okuyanları rahatlıyor. elinize aklınıza yüreğinize sağlık...

      Yanıtla (0) (0)
    • MEHMET BODUR14 Eylül 2012 Cuma 13:40DİNDARLAR AK PARTİDEN İBARET DEĞİL..

      Ben de dindarım. Altan'ın yazısının altına imzamı da atarım. Konuşurken BAZI kavramını kullanmak lazım. Bazı Türkler, bazı Kürtler, bazı dindarlar, bazı kemalistler, bazı.....herkesi aynı kefeye koyan bakış açısı problemli. Geçmişte Ak partiye oy verdim. Şimdi verir miyim bilmiyorum. Kuzey Kore partilerine karşı Ak partinin daha bizden ve daha demokrat bir duruşu vardı. Türkiyede lider,kadro ve parti problemi var.

      Yanıtla (0) (0)
    • memik imrek14 Eylül 2012 Cuma 14:04başka çaremiz kalmadı

      siz ve sizin gibi vicdanı dinç insanların varlığına dua etmekten başka caremiz kalmadı

      Yanıtla (0) (0)
    • ahmet sıncar14 Eylül 2012 Cuma 14:16dürüstlük

      doğru işkenceciler terfi ettirilmesin ama tarafın bu adamla (polis şefi)kişisel bi sorunu var sanki...o adamdan daha işkenceci adamlar nerelere geldi kimse sesini çıkarmadı...o kadar yılldır d.bakırda görevdeydi kimse eleştirmedi...bilmiyorum sayın altan yazılarınızı hala hergün okurum ama eskısı gibi dürüst gelmiyorsunuz bana ..saygılar...

      Yanıtla (0) (0)
    • abdulkadir yilmaz14 Eylül 2012 Cuma 14:43vicdanlarin sesisiniz adeta

      Allah razi olsun,bütün vicdanli insanlarin sesi oldugunuzda süphem yok,sizin kalemlerin bu ülkede yaziyor olmasi beni gelecek adina umutlandiriyor inanin buna,cesur yüreginize saglik,sizi seviyoruz,iyiki varsiniz.

      Yanıtla (0) (0)
    • Delal14 Eylül 2012 Cuma 17:07ahh nefis

      NE olduysa Mehmet Altan'ın Star Gazetesinden atılmasıyla başladı. Ahmet Altan önceleri Tayyip Erdoğanı göklere çıkarıyordu, şimdi azatlı bir düşman gibi görüyor. İnsan bu kadar nefis yapmaz. Erdoğan olmasaydı, iki pırpır bir çavuşun önünde selam dururdunuz. Ahmet Altan'ın bu tür yazıları artık gına getirdi. Hergün aynı içerikte yazılar, insanın okuyası gelmiyor.

      Yanıtla (0) (0)
    • ahmet15 Eylül 2012 Cumartesi 00:04çok yaşa

      çok yaşa ahmet, Türkiyenin senin gibi aydınları ihtiyacı var.

      Yanıtla (0) (0)
    • cengiz15 Eylül 2012 Cumartesi 00:22delal adlı okuyucuya

      Herkes genareller önünde selam duruken balyoz belgelerini yayınlamaya bir ahmet Altan ın gazetesinin yüreği yetti. Askeri vesayet kırıldıysa bunda en önemli pay taraf gazetesinindir. Erdoğan çok iyi şeyler yaptı ve Ahmet altan o zaman yiğdin hakkını yiğide veriyordu.Erdoğan çok kötü şeyler yapmaya başladı şimdide dürüstçe düşüncelerini yazıyor. Bence siz sabah okuyun..ne güzel gazete hep okumak istedikelrinizi yazıyor...Am gün gelir devran döner

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89