• BIST 10319.96
  • Altın 2465.915
  • Dolar 32.2447
  • Euro 35.0774
  • İstanbul 13 °C
  • Diyarbakır 14 °C
  • Ankara 9 °C
  • İzmir 18 °C
  • Berlin 19 °C

İşimiz şimdi daha zor

Günay Aslan

21 Mart 2013’te Kürt sorununda bir dönüm noktası, bir milat yaşandı. PKK Lideri Öcalan’ın çağrısıyla sorunu silahlı mücadeleden siyasi mücadeleye taşıyan yeni bir dönem başladı. O günden bu yana tarafların üzerinde ‘genel hatlarıyla’ uzlaştıkları çalkantılı bir ‘geçiş süreci’ yaşanıyor. PKK yeni siyasal sürecin gerektirdiği adımları atmaya; gerillasını geri çekmeye hazırlanıyor. Türkiye silahın değil, siyasetin konuşacağı yeni bir döneme hızlı bir giriş yapıyor. Geniş halk kitleleri de sürece çok büyük destek veriyor. Savaşın sona eriyor olması bir ferahlama ve memnuniyet yaratıyor.

Buna karşın hızlı gidişatı anlamak, yaşanan değişimi kavramak noktasında bazı sorunlar yaşanıyor. Bunu da doğal karşılamak gerekiyor zira, eskinin alışkanlıkları, argümanları, kavram ve araçları yeni süreci açıklamaya yetmiyor. Bunları terketmek, yerine yenilerini yerleştirmekse pek de kolay olmuyor. Özellikle de düşüncesini, söylemini ve eylemini statükonun temel parçası haline getirmiş olanların yeni sürece uygun bir değişim- dönüşüm yaşamaları; kendilerini yeniden yapılandırmaları ve uyum sağlamaları çok zor oluyor.

Bunun için belli bir sürenin geçmesi gerekiyor. Ne de olsa ‘geçiş süreci’ bir çırpıda aşılamıyor. Aksine bazen uzun zaman alıyor. Ancak ister uzun, ister kısa olsun süreç sancılı geçiyor. Sancı eski üslup, kavram ver araçların tasfiye oluyor olmasından kaynaklanıyor. Süreç ya değişimi ya da tasfiyeyi kaçınılmaz kılıyor. Elbette herşeyi savaşa endekslemiş, toplumdan gelen her öneri ve talebi ‘savaş’ gerekçesiyle reddetmiş, ‘heval şimdi sırası değil’ diyerek yapılması gerekenleri hep ertelemiş ve ötelemiş bizim statükocu kesimin de önünde böylesi bir yol ayrımı duruyor.

Onu da ya değişim ya da tasfiye bekliyor. Çünkü ‘heval olmaz’ dönemi artık sona eriyor.

‘Olmaz’ın yerini ‘olur’un alacağı, toplumsal talepleri reddetmenin ya da ötelemenin mümkün olamayacağı yeni bir dönem başlıyor. Nesnel süreç bunu gerektiriyor. Zira, eski nesne ve özneyle yeni nesnel süreç arasındaki mevcut uyumsuzluk yüzünden Kürt toplumunun talep ve özlemleri karşılanacak gibi görünmüyor. Bu durum halkın ağır bedel ödeyerek ve binbir emek vererek oluşturduğu kazanımları tehdit ediyor.

Bu tehdidi bertaraf etmenin yoluysa yeni sürece uygun sağlıklı yenileşmeden; çağdaş bir değişim-dönüşümden geçiyor. Aksi durumda kimse kusura bakmasın marjinalleşme ve tasfiye kaçınılmaz görünüyor. Buna izin vermemeliyiz. Mevcut dinamiği nesnel gelişmeyi hızla ileriye taşıyacak ve sürece öncülük edecek yeteneğe kavuşturmalı, bunun için gerekli düzenlemeleri yapmalıyız. Kürt siyasetinin bu amaçla sağlıklı bir yenilenme ve değişim hamlesi başlatması; Kürt toplumunun siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel vb. her açıdan gelişimine hizmet edecek heyecan verici argümanları ve araçları yaratması, halkı bunun etrafında toplaması gerekiyor.

Açık söylemem gerekirse; Kürt halkı kendisine çok bedel ödeten ve elbette çok şey de veren silahlı mücadele döneminin sona erdiğini görüyor. Bunun kaçınılmaz olduğunu biliyor ve bu gerçeği kabul ediyor. Halk savaşın sona ermesini destekliyor ancak, bunun yaratacağı boşluğu siyaseten dolduracağından pek de emin görünmüyor. Siyasi mücadelenin başarısı konusunda bu yüzden bir takım kuşkular, endişeler taşıyor.

Herşeyden önce ona bu güvenin verilmesi, siyasi mücadele için motive edilmesi gerekiyor. Kaldı ki sürecin başarısı da buradan geçiyor.

Aksi durumda yeni tıkanmalar, sorunlar ve kırılmalar kaçınılmaz olacaktır. Kürt hareketi şayet nitel bir sıçrama yaşamaz, Kürt toplumunun on yıllardır savaş nedeniyle bastırılan veya ertelenen sorunlarına kapsamlı çözümler üretecek etkin ve verimli bir kurumlaşma yaratmaz ise çok zorlanacaktır. Çünkü mevcut haliyle kurumsal birikim toplumun talep ve özlemlerini omuzlayacak durumda değil.

İster ülkede, ister diyasporada olsun kurumsal birikim yetersiz görünüyor. Birçok kurum kağıt üzerinde kalmaktan öte bir işlev görmüyor.

Oysa Kürt toplumu uzun yıllardır sağlıklı bir yenilenme ve değişimin sancılarını yaşıyor. Bunları hayata geçiremeyen kurum ve yapılardan da uzaklaşıyor. Birçok kurum bu yüzden marjinal hale gelmiş bulunuyor.

Savaş nedeniyle bu durum çok sorun edilmiyordu fakat, bundan böyle sorun kendini daha çok hissettireceğe benziyor. Kürt siyasetinin şimdiden önlemini alması, hayatın her alanında sağlıklı bir değişim ve yenilenme hamlesi başlatması, kurumsal yapısını tarihi misyonuna uygun biçimde yeniden yapılandırması gerekiyor. Fakat mevcut birikimin korunması veya verimli kullanılması da artık yetmiyor. Çeşitli alanlarda alternatif yeni kurumların yaratılması da gerekiyor.

Özcesi; istesek de istemesek de artık çok şey değişti; değişiyor. Bizim de Kürt toplumunun geçirdiği değişimlere uygun olarak kendimizi yenilememiz, gerçekçi hedefler belirlememiz ve elbette geçerli çözümler üretmemiz gerekiyor.

  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89