• BIST 9356.04
  • Altın 4201.781
  • Dolar 38.7677
  • Euro 44.0825
  • İstanbul 18 °C
  • Diyarbakır 19 °C
  • Ankara 15 °C
  • İzmir 22 °C
  • Berlin 8 °C

İran ve PKK

Hilal Kaplan

İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Hasan Firuzabadi'nin, Suriye'de akan kandan Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye'nin sorumlu olduğunu iddia ederek 'Suriye'den sonra sıra Türkiye'ye gelecek' sözleri, İran-Türkiye ilişkilerinin geldiği endişe verici noktayı sarih biçimde göstermiş oldu. Endişe verici olması 'sıra'nın Türkiye'ye gelecek olmasından değil; ümmetin sac ayaklarını oluşturan ülkelerden birisinin diğerini açıkça düşman ilan etmekten imtina etmeyecek seviyeye gelmiş olmasından kaynaklanıyor.

PKK'nın, Halep kuşatmasının zirve yaptığı günlere denk gelecek şekilde başlattığı ve hâlâ sürmekte olan 'Şemdinli deliliği'sonrasında, örgütün normalde erişiminin zor olduğu ağır silahlarla saldırması dış bir ülke tarafından özellikle desteklendiği şüphesini akla getirdi. Zan üzerinden İran'ı suçlamayı gayri ahlaki buluyorum elbette. Sadece bir süredir PKK'nın İran'la işbirliği içinde olduklarını çekinmeden duyurduğuna dikkat çekmek istedim.

Geçtiğimiz sene Eylül ayında, PKK'nın İran'daki uzantısı PJAK silah bıraktı. Karşılığında hiçbir hak ve kazanım elde etmedi. Üyelerinin bırakın siyasete girmeyi, şiddete başvurmamış olsalar bile idamla cezalandırıldığı İran'da kendisini demokratik mücadeleye adayacağını ilan etti. Takip eden günlerde PKK'ya yakınlığıyla bilinen haber sitesinde müstear isimle bir metin yayınlandı. Başlığı 'PKK'nın manevra alanı genişledi' olan yazıda şöyle deniyordu:

'AKP devletinin dış politikadaki yanlışlıkları PKK'ye yeni alanlar açmıştır. PKK'nin manevra alanını genişletmiştir. Her şeyden önce İran, Irak, Suriye ve Lübnan'a kadar olan saha hem genişlemesine hem de uzunlamasına PKK'ye açılmıştır (...) AKP devletinin tüm sınırlarının denetimi PKK güçlerinin eline geçecektir. PKK her taraftan Türkiye'nin içine müdahale etme kabiliyeti kazanmış olacaktır. Bu durum Türkiye'de yürütülecek savaşımının boyutunun hangi düzeyde olacağı hakkında da ipuçları da vermektedir. Türkiye'nin tüm ordusunu ve istihbarat gücünü bu sınırlara yığsa bile bu sınırları denetlemenin mümkün olmadığını şimdiden söylemek gerekiyor. Onun için mevcut durumda Türkiye'den yürütülen savaşın fırtına kopmadan önceki savaşın provaları olarak değerlendiriyorum. Şayet AKP ve Erdoğan hükümeti yürütülecek olan savaşın yine eskiden olduğu gibi kırsalla sınırlı kalacağını, sadece vur-kaçla süreceğini, dolayısıyla böyle bir savaşı yıllara yayarak iktidarını ayakta tutmayı düşünüyorsa şimdiden söyleyeyim büyük yanılır.'

Özetlemek gerekirse, PKK devletle savaşmıyor; 'AKP devleti'yle savaşıyor. Amacı Kürtlerin haklarından ziyade, Esed rejiminin kendisine verdiği desteğin karşılığını Şemdinli'de ödemektir. Yoksa iki tepeyi ele geçirmek adına onlarca elemanını telef ettirmesinin başka bir anlamı var mıdır? Ancak geçtiğimiz sene, yukarıda alıntıladığım yazıyı yorumladığım 'PKK'nın yeni stratejisi' yazımdaki tesbitlerimin hâlâ geçerli olduğu kanaatindeyim:

'Türkiye'nin demokratikleşmede kat etmesi gereken mesafenin çok olduğu doğrudur ama asla İran veya Suriye ile kıyaslanamaz. PKK'nın girdiği yol, bu yüzden BDP tabanı tarafından tasvip edilmiyor. PJAK üyelerini idam eden İran'a yönelik silah bırakacaksınız ama muadil en büyük sorun KCK tutukluları olan Türkiye'de terör estireceksiniz. Hemen her gün sivilleri katleden Suriye rejimiyle beraber iş tutacaksınız ama Türkiye'ye gelince sivilleri katleden taraf olmaktan geri durmayacaksınız. Barzani ve Talabani'nin silahın miadının sona erdiğini, mücadelenin demokratik yollardan yürütülmesi gerektiğine dair açıklamalarını gözardı edeceksiniz ve Meclis'te temsil edildiğiniz devleti silahla tehdit etmeye devam edeceksiniz. 'Arap Baharı'na karşı duran, engellemek için elinden geleni ardına koymayan ülkelerle işbirliği yapacaksınız, ondan sonra da hamile kadınları, bebekleri, gezmeye çıkmış gencecik kızları katlederek Türkiye'de 'Kürt baharı' estirmeye kalktığınızda Kürt halkı neden arkanızda durmuyor diye merak edeceksiniz.

Gelinen noktada Kürtler için özgürlük mücadelesi verdiğini iddia eden PKK, Kürtlere zulmeden mezkûr ülkelerle 'stratejik işbirliği' yapıp Türkiye'ye ilan ettiği savaşı sürdürüyor (...) PKK 'manevra alanı'nı istediği kadar genişletsin, hükümet sivil siyaset alanını güçlendirdiği müddetçe PKK, döktüğü kanda ancak kendi kendisini boğacaktır.'

Biz yeter ki kendi Kürt meselemizi çözelim, PKK'nın silaha sarılmasını sağlayan çaresizliği büyümeye mahkûmdur.

  • Yorumlar 16
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • hemedo10 Ağustos 2012 Cuma 04:34ne ayaksınız

      Suç sende değil suç senin yazını burada yayınlayan kendine kürt diyenlerde.

      Yanıtla (0) (0)
    • Algı10 Ağustos 2012 Cuma 09:05Mücahidecik

      bu dindar geçinenleri gördükçe dinden soğuyorum. yahuuuu 30 yıldır hala faşizminizden gram eksilmemiş. bu faşist yaklaşımlarla bu sorun nasıl çözülür

      Yanıtla (0) (0)
    • can10 Ağustos 2012 Cuma 10:10gerçekçi olun

      Hilal Hanım lütfen olaylara at gözlüğüyle bakmayın,dindar insanlardan daha adilane yaklaşımlar ve yazılar bekliyoruz.Bu güne kadar Kürt sorunun kaynağını hep dışarıda aradılar, sizler de aynı kulvarda olmayın lütfen.

      Yanıtla (0) (0)
    • ahmet dündar10 Ağustos 2012 Cuma 19:06kürtler

      yorum yapanları okuyunca diyorum. bu pkk lılara çok şaşıyorum. ya iyiyi kötüyü bilmiyor. yada içlerindeki kin zihinlerini tamamen ele geçirmiş ondan. yukarıda allah var şimdi iran bizden daha demokratik ha. yada diğer bir şık. siz iyilikten anlamıyorsunuz. iran gibi bütün sepatizanlarını hemen asmak lazım.

      Yanıtla (0) (0)
    • bedrettin10 Ağustos 2012 Cuma 10:34İNSAN VE İNANÇLI OLMANIN GEREĞİ

      Kürt sorunu; devletin yanlış politikaları sonucunda meydana gelen nedenlerden çıkan sonuçtur. Sonucun zayıf olması, her türlü suçun yöneltilmesi açısından rahattır. Ancak şunu unutuyoruz; insanız, inanç sahibiyiz, sorumluluklarımız var ve mazlumun hakkını muhafaza etmeliyiz. Bunların hangisine riayet edilmektedir. İnanç dahi meta olarak kullanılmaya başlanmıştır. Eğer İslam dininin barış dini olduğunu, hak ve hukuka saygılı ve bütün kavimlere eşit mesafe

      Yanıtla (0) (0)
    • Basar başaran10 Ağustos 2012 Cuma 10:37Zamanın ruhu...

      Zamanın Engin ardıç i simdi Yıldıray ogur da..
      Zamanın soner Yalçın i simdi hilal kaplan da..
      Zamanın Rauf tamer i simdi Ahmet kekec de..
      Zamanın Fatih altaylı si simdi Melih altiok da..
      Zamnin ruhu yahu bu hiç değişmiyor..

      Yanıtla (0) (0)
    • bedrettin10 Ağustos 2012 Cuma 10:39İNSAN VE İNANÇLI OLMANIN GEREĞİ

      İslam dini ve anlayışını bilmeseydik, dindar diye geçinen ve inancı maddiyatın gücün kullanan, kişilere baktığımızda, dinden soğurduk. İşte asıl tehlike budur. Çünkü Türk ve Kürt halkının çimentosu dindir. Ama dinin gereği olan şeffaflığa riayet edilmediği zaman, çimento bozulur. Onun için herkesi sorumluluğu ölçüsünde sorumluluğa davet ediyoruz. Hele topluma yol gösterme rolüne soyunanların sorumlul

      Yanıtla (0) (0)
    • İnsaf yahu10 Ağustos 2012 Cuma 10:51Tek derdin AKP

      Deveye boynun niye eğri demişler nerem doğru ki demiş . Bu yazının neresini eleştirelim düzeltelim şaşırıyor insan. yok İran ile kiyaslanamayacak demokrasimiz var yok PKK dış güçlerin kontrolünde ... Bırakın bu ayakları bu memlekette faşizm kol geziyor hergün cocuklar katlediliyor Hanim efendi AKP nin derdinde .Uludere kürtlere kimlerle yaşadıklarını gayet net göstermiştir gerisi laf

      Yanıtla (0) (0)
    • huseyn palewi10 Ağustos 2012 Cuma 12:41hilaL

      uygun milliyetçikle marş marş... ne olursa olsun en kutsalınız olan devletinizin dininden vazgeçmiyorsunuz.... tebarikler......bir tebrik de yazılarınızı kürtlere okutan ilke habere...

      Yanıtla (0) (0)
    • şaşkın10 Ağustos 2012 Cuma 20:08Allah allah

      Şu kürtler de bir türlü kendi adlarına ne yapacaklarını öğrenemediler. Şu akıl hocalığı-iktidar hocalığı yapan abi ve ablalarımızı dinlesek ne iyi olur. Bize nimet bahş eder ve insan gibi yaşamamıza izin verirler. Daha ne istiyoruz. Bizi çoook seviyorlar. Bu nedenle kendiniz için kendinizi yormayın ve bizi dinleyin diyorlar. Ne güzel.İşte kardeşlik.

      Yanıtla (0) (0)
    • ali suna10 Ağustos 2012 Cuma 13:19hilal hanim

      iran ile ortak harekat yapanlar kimdi? irani kiskirtip kurtlerin uzerine salan kimdi? yahu iran kurtler asiyor diyorsunda iranda kurdistan eyaleti var.ve oranin ucaklari var hatta o KURDISTAN ucaklarindan biri turkiyeye gelmistide bazı kimseler bayginlik gecirmisti. ne olduda simdi kürt kardesi oldunuz? sahte emellerinizi dunya goruyor.

      Yanıtla (0) (0)
    • VAN10 Ağustos 2012 Cuma 13:54gaflet

      Hilal hanım artık bu tür yazılarla kürtleri kandıracağınızı zanediyorsanız büyük yanılgı içersindesiniz ..

      Yanıtla (0) (0)
    • ROJHAT ALDUŞİ10 Ağustos 2012 Cuma 14:05hepsi milliyetçi

      bu tip yazarlar kürtleri aptal sanıyor;kendileri dünyanın en güçlü devletlerinden en gelişkin silahları almak için olmadık parendeler atacak, ittifaklar yapacak, imha olmakla yüzyüze olan kürtler yaşamak için konjüktürel ilşkiler geliştirdiklerinde ahlaktan vs. bahsedecekler. kürtlere koyun gibi boynunuzu bıçağımızın altına uzatın diyorlar. Siz önce devletinizin başbuğunuzun ilkesiz ikiyüzlü uluslararası siyasetini ve faşizmini ahlak terazisine alın. ama galiba

      Yanıtla (0) (0)
    • berdan10 Ağustos 2012 Cuma 17:09hadi ordan

      İslam temeli zihniyetini kullanarak kürtlerin bütün temel haklarını elinden almadınız mi hilal hanım sadece başını örtmek le müslüman olunmuyor size selahattin i eyubinin hayatını incelemenizi öneririm.yoksa akp müslümanlığıyla devam edecekseniz ya susun yada hadi ordan......

      Yanıtla (0) (0)
    • abay can11 Ağustos 2012 Cumartesi 02:17yeni kürtler

      Hilal hanım hala kürteri eski kürtler biliyor. onlar siyaset bilmes strateji bilmez. unutma hilal hanım şu an ortadoğunun en politik ve en dinamik halkıdır kürter.inanın bugün bir kürt köylüsü bile köşe başlarını tutmuş onlarca sözüm ona gazeteciden daha çok dünyayı takip ediyor ve gelişmeleri analiz edebiliyor. artık kürt siyasetçisini siz düşünün. kürt siyasetçisi ihale ve rant siyasetçisi değil ve kimsenin aklına ihtiyaçları yok.

      Yanıtla (0) (0)
    • Roj_ava11 Ağustos 2012 Cumartesi 03:20YA SİZİN İSRAİL LE ORTAKLIĞINIZ

      Türkiye'de muhafazakar siyasetin kurucusu olan Erbakan hükümeti zamanında 40-50 yıldan beridir her gün onlarca masum Filistinli'nin kanını döken ve neredeyse dünyadaki tüm müslüman topluluklara kan davası güden ve kutsallarını yıkan İSRAİL ile ortaklaşmadı mı onlardan silah modernizasyonu ve yeni silah edinme konusunda anlaşmalar yapmadılar mı Şimdi sizin bu balık hafızanıza mı üzüleyim yoksa Kürtler adına bu kadar tepeden konuşmanıza mı Ama en doğru ceva

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89