• BIST 9809.57
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 24 °C
  • Diyarbakır 28 °C
  • Ankara 24 °C
  • İzmir 24 °C
  • Berlin 8 °C

İran, Suudi Arabistan ve Türkiye

Nihat Ali Özcan

Suudi Arabistan aralarında Şii dini lider Şeyh Bakır el Nimr’in de bulunduğu mahkumların idam cezasını infaz etti. Bu durum zaten gerilimli olan İran İslam Cumhuriyeti ile ilişkileri daha da gerdi. 

Bazı uzmanlar Arap Baharı’nın sona ermesinin, İran’la nükleer anlaşmanın imzalanmasının bölgede dengeleri, ilişkileri, öncelikleri ve beklentileri değiştirdiği kanaatindeler. Nitekim Suriyeve Yemen iç savaşı, İran’ın Irak’ta her geçen gün artan nüfuzu Suudi Arabistan’ın tutumunu değiştirdi. Üstelik yeni kralın göreve gelmesi ve aile içi iktidar mücadelesinin yeni politika arayışlarındaki etkisini göz ardı etmemek gerekir. Bu gelişmeler Suudi tarafını sertleştirdiği gibi, idamların İran’a verilmiş bir mesaj olduğu da açık.    

İnfazın ardından İran’daki Suudi diplomatik temsilcilikleri saldırıya uğradı. Suudi diplomatlar İran’ı terk ettiler. Dini lider Ayetullah Ali Hamaney, El Nimr’in idamını kınarken, “İlahi intikamşüphesiz Suudi siyasetçilerin yakasına yapışacak” ifadelerini kullandı. Açıklama, açıkça Suudi ailesini tehdit anlamına gelirken, şimdi herkes gerilimin ne yönde ilerleyeceğini merak ediyor.

Sorun her ne kadar İran ile Suudi Arabistan arasındaymış gibi görünse de gerçekte tablo daha farklı ve karmaşık. Bu noktada devletlerin sınırını gösteren siyasi harita her şeyi açıklamaya yetmiyor. Bölgenin mezhep haritası, mücadelenin karakterini, tarafları ve muhtemel yayılma alanlarını anlamayı kolaylaştırabilir. 

İran, etnik ve sosyal kimliklere galebe çalan, çoğu zaman devlet otoritelerini aşan Şia’nın güçlü aidiyet bağlarını kullanmaya devam ediyor. Suudiler ise Sünni dünyasında kitlelerden ziyade, siyasi iktidarlarla güç ilişkileri geliştirmiş halde. Üstelik bu ilişkileri de İran’ınki kadar güçlü değil. Bu nedenle Suudilerin yaratıcı gerekçelere ve yeni müttefiklere ihtiyacı var.  

Önümüzdeki günlerde iki ülkenin farklı bölgelerde devam eden “vekâleten savaşları” hız kazanacaktır. İran açıktan ya da “örtülü” yeteneklerini sergilemekten çekinmeyecektir. Suudi Arabistan benzer yöntemlerle mesafe almaya çalışsa da rakibi kadar başarılı olamayabilir. Mücadele Suriye, Irak, Yemen, Lübnan ve Basra Körfezi ile sınırlı değil. Nitekim petrol politikaları aynı zamanda mücadelenin yeni alanı haline gelmiş bulunuyor.     

İran ve Pakistan’da büyükelçi olarak bulunan Bozkurt Aran tabloyu şu şekilde özetliyor: “Ortadoğu’da kara delik büyüyor. Kara deliğin karakteri de hızla değişiyor. Bu tür mücadele yöntemleri bizim sistemimize, aklımıza, vicdanımıza ve bünyemize yabancı.” 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89