• BIST 9668.36
  • Altın 4035.654
  • Dolar 38.8414
  • Euro 43.6881
  • İstanbul 18 °C
  • Diyarbakır 18 °C
  • Ankara 16 °C
  • İzmir 20 °C
  • Berlin 14 °C

İkinci Kürdistan

Ahmet Altan-

Bütün bu kanlı karmaşanın içinde hayatın matrak bir yanı da var.

Otuz yıldır Türkiye’de çarpışan PKK, üç haftada Suriye’de kendisine devlet kurabileceği bir toprak buldu.

Suriye’nin Türkiye sınırındaki geniş bir bölge Kürtlerin eline geçti, şimdilik o bölgeyi bir “Kürt koalisyonu” elinde tutuyor ama asıl gücün PKK’nın elinde olduğu söyleniyor.

Böylece Barzani yönetimindeki Kürdistan’ın yanında ikinci bir Kürdistan da Suriye’de oluştu.

Orada PKK’lılar ağırlıkta ama dün Suriye’ye geçen Barzani askerlerinin de resimleri vardı.

İki Kürdistan, elbette birçok soruyu da içinde barındırıyor.

Suriye Kürdistan’ının yönetimini Barzani PKK’ya bırakacak mı?

Yoksa iki güç arasında bir çatışma çıkacak mı?

Bu iki Kürdistan savaş yerine barışı tercih edip bir “konfederasyona” gidecek mi?

Ya da birleşip tek bir Kürdistan hâline gelecek mi?

Suriye’nin o bölgesinde Esed’in birliklerine karşı ortaklaşa bir “bağımsızlık” ya da “özerklik” mücadelesi verilirken bir yandan da büyük bir “iktidar” kavgasının patlaması da mümkün.

O bölgenin nasıl şekilleneceğini, kimin denetiminde olacağını önümüzdeki zaman gösterecek, şu anda sanırım kesin bir söz söylemek çok kolay değil.

Kesinlikle bilebildiğimiz tek gerçek artık Türkiye’nin “Kürdistan”la uzun bir sınırı olduğu.

Bu da Türkiye için yeni bir soru koyuyor ortaya.

Hemen yanı başında “bir ya da iki” Kürdistan bulunan Türkiye Kürtleri ne yapacaklar?

Daha sonra serbest bırakılmasına rağmen 79 yaşındaki Sitti Ana’yı tutuklayan, binlerce BDP’liyi hapiste tutan, Kürtlerin anadilde eğitim hakkını inkâr etmekle kalmayıp bir de Kürtçe yer isimlerini değiştiren Türkiye’de yaşamak isteyecekler mi?

Yoksa Türkiye’de de “bağımsızlık” talebi yeniden belirecek mi?

Bu sorunun cevabı biraz da Türkiye’nin “Türk” yöneticilerine bağlı.

Eğer Türkiyeli Kürtlere, Kürdistan’da yaşayan Kürtlerin sahip olduğundan daha fazlasını öneremezse, Türkiye’deki Kürtler de “ayrılma” fikrini daha çekici bulurlar.

Hemen yanı başındaki iki Kürdistan’da Kürtler bütün özgürlüklerine sahipken, çocuklarını istedikleri gibi eğitirken, Türkiye’nin Kürtleri daha azına öyle kolayından razı olmaz sanırım.

Türkiye’nin körleşmiş yönetimi Kürtçe yer isimlerini yasaklamaya uğraşırken bir anda bütün tablo değişiverdi.

Türkiyeli Kürtler için yeni bir çekim alanı belirdi.

Şimdi iki soru var bu durumda, Türkiyeli Kürtler ne yapacak, Türkiye devleti nasıl bir politika izleyecek.

“İşte size televizyon açtık, Kürtçeyi seçmeli dil yaptık, daha ne istiyorsunuz”
türünden günün koşullarına hiç uymayan bir politikayı sürdürmeye çalışırsa, Kürdistan’la uzun bir sınırı olduğunu unutursa korkarım burada bela büyür.

Yapılabilecek en doğru iş, daha Cumhuriyet kurulurken yapılması gerekenleri gerçekleştirmek bence, Kürtlerin Türklerle her alanda “eşit” olacağı yeni bir düzen kurmak.

Böyle bir düzenleme, hızla değişen koşulların önüne geçmek olur.

Aksine davranıp eski alışkanlıklarını sürdürmek ise “olayların” peşinde sürüklenmeyi getirir.

Milyonlarca Kürt’ün iki adım ötesinde Kürtçe okullar varken, polis Kürtçe konuşurken, her yer Kürt isimleri taşırken, yönetimde Kürtler bulunurken buradaki Kürtlere “sizi Türkler yönetecek, okullarda Türkçe okuyacaksınız, ne mutlu Türküm diyene diyeceksiniz” diye tutturmak gerçeklerle çatışmak anlamına gelir.

Dün bizim gazetede, Türkiye’nin “Avrupa Yerel Yönetim” kriterlerini kabul etmeye hazırlandığının haberi vardı, eğer bunu gerçekleştirirlerse bu Kürtlere yeter mi bilemeyiz ama en azından Türkiye “daha özgür ve daha uygar” bir konuma geçer.

Türkiye’den ayrılmak istemeyen Kürtlere daha rahat bir hayat sağlar.

Kısacası, Türkiye’nin bütün Kürt politikasını değiştirmesi gerekiyor.

Aksi takdirde hayat Türkiye’nin Kürt politikasını kıra kıra değiştirecek.

Tabii, bizim yönetimin bu gelişmeleri önceden tahmin edememesi, özgürlükleri genişletmemek için inat etmesi şimdi Türkiye’yi sıkıştırıyor.

Hâlbuki bunun böyle olacağını daha aylar öncesinden AKP’nin eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, Neşe Düzel’e söylemişti.

Onun gördüğünü siyasi iktidar görmedi, hiçbir hazırlık yapmadı.

Yakış başka bir gelişmeyi daha haber vermişti.

O da Lazkiye’de bir “Şii Cumhuriyeti”nin kurulabilecek olması.

Şu anda bu da kuvvetli bir ihtimal gibi gözüküyor.

Türkiye’nin yöneticileri hâlâ “Alevilerin cemevlerini” Diyanet’in fetvalarıyla reddederken Alevi nüfusun epey kalabalık olduğu bölgenin hemen yanında bir “Şii” devletinin kurulması da yeni bir şekillenme yaratacak.

İbadet hakları bile kabul edilmeyen bölgedeki Alevilerin bir gözü hemen yanı başlarındaki Şii devletinde olacak.

Türkiye’nin yönetimi gerçekler yokmuş gibi davranmayı “siyaset” sandı yıllarca, şimdi gerçeklerin varlığı sert bir şekilde kendini gösteriyor.

Bunu görüp doğru kararları verebilecekler mi?

Umarım verirler.

Vermezlerse huzuru daha uzun zaman bulamaz Türkiye.

  • Yorumlar 12
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • hakan filiz25 Temmuz 2012 Çarşamba 08:27ayp be...

      gerçekten çok ayıp bir yazı...ortada devlet mevlet yok; siz yok orda uzun sınır var yok ordaki kürtler özgür, rahat, okulları var gibi yazıyorsunuz...bunları bilinçli birilerine hizmet için yazdığınız çok belli...daha düne kadar ordaki kürtlerin kimliği yoktu; siz birgün de okul yaptınız, dil eğitimi başlattınız...eğer hakikaten burda kendini rahat, özgür hissetmeyen varsa buyursun gitsin....sizde devreler iyice yanmış kusura bakmayın ama...

      Yanıtla (0) (0)
    • kadri25 Temmuz 2012 Çarşamba 08:41olacak

      alm mazlumun ahını çıkar aheste aheste

      Yanıtla (0) (0)
    • salih25 Temmuz 2012 Çarşamba 10:09haklı

      gerçekten geleceği görmek gerekiyor. biz nasıl şu anda bulunan 7 tane Türki Cumhuriyetten mutluluk duyuyorsak bence suriyedeki kürtlerden de rahatsızlık duymamak gerekir.

      Yanıtla (0) (0)
    • mehmet yıldız25 Temmuz 2012 Çarşamba 12:11geç kalmıyalım

      kürtlerle ortak bir anayasa türklerin her hakkına sahip olsun yoksa dış güçler işe karışır bazı yorumcular çekip gitsinler sözüne kürtleri sevmeyen orta asyaya gitsin .

      Yanıtla (0) (0)
    • EKREM25 Temmuz 2012 Çarşamba 13:02SAYIN ALTAN

      Sayın altan vallahi siz tebrik ediyorum ama keşke cemaatla bir bağlantınız olmasaydı sizin gazetenizin çok doğruyum diyen zaman gazetesinin yazamadığı yazıları yazıyorsunuz

      Yanıtla (0) (0)
    • ismet demir25 Temmuz 2012 Çarşamba 14:44aymazlara duyurulur

      Uzun lafin pazari olmaz....
      Ne diyor Ahmet Altan
      >
      Ki tüm Türkiyeliler huzur icinde yasayabilsin.
      Allahaskina bir an icin sadece bir an icin,
      Kürtlerin ve Türklerin ortak sahibi oldugu Türkiyenin dünyadaki konumunu
      Gözünüzün önüne getirin hele........
      Gel keyfim gel..

      Yanıtla (0) (0)
    • mehmet çelik25 Temmuz 2012 Çarşamba 16:19ayıpta kime ayıp eyüp

      beğenmeyen çeksin gitsin diyor eyüp efendi. Sen çek git ozaman eyüp efendi.daha iyi olmaz mı. Böylece u bu topraklar ırkçı faşistlerden arınmış olur hemde türk kürt eşit ve onurluca birlikte yaşamaya başlarlar. Daha dün kimlik yokken diyor aklı sıra biz kürtlere kimlik bile verdik daha ne istiyorlar diyor.Nemi istiyorlar Kürtler taşların serbest köpeklerin bağlı olduğu bir köy istiyorlar

      Yanıtla (0) (0)
    • ismet demir25 Temmuz 2012 Çarşamba 19:30aymazlara duyurulur

      admin xalo bu bir yorum degil
      sadece yaptigim yorumdaki > cümlesini niye sansürledin ..
      ahmet altanin kendi cümlesi üstelik.
      bu cümle oldan yorum anlam degisikligine ugruyor
      lütfen düzelt,, hadi xalo iki gözümsün benim
      slav u rez Not: Yorumlar 500 karekteri aştığında fazlası bizim ekrana düşmez... Lütfen gelmeyen yorumları sansür diye algılamayın... Buda sanırım öyle bir durum...

      Yanıtla (0) (0)
    • Fadil Ozcelik25 Temmuz 2012 Çarşamba 19:43Kürdistan

      Sayin Altan, iciniz rahat olsun. Artik Kürtleri birbirine kirdirma politikasi gerilerde kaldi. Berzani, "Biz ne zamanki kavga ettik aramizda, elimize bir sey gecmedi. Ne zamanki birlestik, bütün bütün haklarimizi elde ettik" mealinde bir seyler söylemisti. Yine Berzani bu sefer bir degil bircok kere, "Artik kimse Kürtleri birbirine düsüremez" demisti. Yillardan bu yana yaptiklari da söylediklerini tamamiyle dogruluyor. Kürtlerde artik eski Kürtler degil.

      Yanıtla (0) (0)
    • veysel25 Temmuz 2012 Çarşamba 21:11Müjde

      Size bir müjde vereyim mi?ALLAH ın izniyle islam birliği kurulacaktır.Şimdi ister sevinin,ister kudurun.

      Yanıtla (0) (0)
    • keje morgenstern26 Temmuz 2012 Perşembe 05:00Kürdistan

      sayin Altan ; kürtler yeni bir toprak parcasi buldu dediginiz toprak zaten kürdistan, o cografyanin baska adi yoktu; kürdistan 1. dünya savasinda dörde bölünmeden önce; ama siz zaten biliyorsunuz! Birsey daha var asil sizin mensup oldugunuz devlet orta asyadan 1071 de geldi ve kendine yeni bir toprak buldu

      Yanıtla (0) (0)
    • Meric Cenk26 Temmuz 2012 Perşembe 22:57Bölünme

      Bence kürtlerle türkler kardeş falan olamaz. Cumhuriyetin en büyük hatası kürtleri kardeş olarak görmek olmuş. Bence inceldiği yerden kopmalı, sadece güneydoğuyu kürtlere vermeyi kabul ederse kürtler, istanbul izmir ege bölgesinden tüm kürtleri tasfiye edecek bir planı kabul etmeliler. Türkiye'ye girmek içinde vize uygulanmalı.

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89