Hakan Fidan olayında yanlış okumalar

Tuhaf bir durumla karşı karşıya olduğumuz ortada. MİT Müsteşarı Hakan Fidan, önce Başbakan Ahmet Davutoğlu, ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la bir araya geldikten sonra, siyasete atılmak için görevinden istifa ediyor. Tarih, 7 Şubat.

Yandaş medya, Hakan Fidan’ın 7 Şubat’taki istifasını bir ”kutlu başlangıç” havasıyla manşetlerden veriyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu ise, yıllardır yakın çalıştığı ve danışmanlık döneminden bu yana desteklediği Hakan Fidan’ın siyasete giriş hamlesini, ”Hakan Bey devletimize ciddi çalışmalar yapıyor. Değerli görevler üstlenmiş, görevini de yerine getirmiştir. 7 Şubat olması tevafuktur” sözleriyle alkışlıyor.

Ancak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün gazetelere yansıyan sözleriyle açık ve net bir biçimde ”karşıyım” mesajı veriyor. “Olumlu bakmıyorum” diyor.

Bunu nasıl okumak lazım? Belli ki Erdoğan, Fidan’ın bir süre daha MİT’in başında kalmasını istiyor. Cumhurbaşkanı açısından Fidan yönetimindeki MİT’in 3 ”hayati” fonksiyonu var: Gülen cemaatiyle mücadele; PKK’yla çözüm sürecindeki rolü ve IŞİD/Suriye dosyasını büyük ölçüde üstlenmiş olması. Erdoğan, hayati önem atfettiği bu kritik konularda Fidan gibi güvendiği bir isimle çalışmanın rahatlığını kaybetmek istemiyor.

Peki bu, iktidar cephesinde bir ”çatlak” mı? Sanmıyorum. Bana göre bu, yanlış bir okuma. Ortada ne gerçek bir kavga ne de ideolojik bir farklılaşma var.

Kaldı ki Hakan Fidan sıradan bir isim değil. Söz ettiğimiz, Erdoğan’ın bürokraside ”en yakın” hissettiği insan. Erdoğan’ın 17 Aralık sürecinde iktidarı ve ailesinin selametini borçlu olduğu kişi. ”Oğlu gibi seviyor” deniyor...

Hal böyleyken Erdoğan’ın Fidan’ın istifasına verdiği tepki, olsa olsa ”duygusal” bir çıkış. Yüz ifadesine bakın, kızgın değil; “kırgın.” Türk filmlerinde taşra eşrafından ataerkil babanın, ”Baba ben aile işinin başına geçmek istemiyorum. Hukuk okuyacağım” diyen oğluna kırılması gibi bir durum anlayacağınız...

Bir başka yanlış okuma da muhalif medyanın Hakan Fidan’ı ”Ahmet Davutoğlu’na alternatif başbakan namzedi” olarak görmesi. Açık ve net olan, Fidan’ın adaylığının Davutoğlu’nun teşvikiyle gerçekleşmiş olması. Belli ki Ahmet Davutoğlu haziran sonrası ”güçlü bir kabine” istiyor. Oy istemek için seçmenin karşısına bu isimlerle çıkacak...

Ve bana sorarsanız bu tabloda Hakan Fidan’ın gelecekte oynaması en muhtemel rol, konular itibarıyla çok da uzak durmadığı dışişleri bakanlığı olur...

Başa dönelim. Hakan Fidan’ın istifası, hükümet cenahında ciddi bir çatlak değil. Liste savaşı ya da başkanlık sistemi konusunda bir ipucu da değil. Sadece iktidar bloğu içindeki oyuncuların yer değiştirmesi...