• BIST 9541.3
  • Altın 4042.512
  • Dolar 38.7818
  • Euro 43.3775
  • İstanbul 14 °C
  • Diyarbakır 12 °C
  • Ankara 9 °C
  • İzmir 17 °C
  • Berlin 11 °C

Gerçekler ve zorlanma

Ahmet Altan-

Bir partinin iki tür destekçisi vardır.

Birincisi, fikirsel bir ortaklıktan dolayı destekleyenler, fikirleri arasında farklılıklar belirdiğinde onlar o partiyle yollarını ayırırlar.

Bir de gönülden destekçileri, o partiyle bir gönül bağı kuranlar.

Onlar kolay kolay kopamazlar partilerinden, fikirleri arasında farklılıklar çıksa, destekledikleri partileri hata yapsa bile bu gerçekleri epeyce bir süre görmezlikten gelmeye uğraşırlar, mazeretler bulurlar, gerçeği yok sayarlar.

AKP’ye gönül veren çok insan var.

Onların son zamanlardaki gelişmeler karşısında zorlanmalarını anlıyorum.

Gerçekler, onların görmek istediği tablodaki gibi değil artık.

Anlıyorum ama gerçekleri saklamanın, gerçekleri inkâr etmenin, gerçeklerin üstünü kapamaya çalışmanın da kimseye bir yararı yok.

Medyada yazan AKP’li dostlarımız da dâhil birçok insanın bu yeni gerçekler karşısındaki tavrının “objektif” olup olmadığını anlamalarının çok kolay bir yolu var.

AKP’nin yaptığı herhangi bir eylemi askerî vesayet zamanında generaller yapmış olsaydı, ne derlerdi bir düşünsünler bence.

BDP Eşbaşkanı Demirtaş, askerî vesayet zamanında çıkıp “dört yüz kilometrekarelik bölge PKK’nın denetiminde” deseydi, neler söyler, neler yazarlardı?

Böyle bir test, kendi tavırlarının haklılığını ya da haksızlığını onlara daha net gösterir.

Dürüstlük, tuttuğunuz partiye zarar veriyorsa, gerçekleri söylemek tuttuğunuz partinin aleyhineyse, dürüstlükten vazgeçmek yerine dürüstlüğün neden o partiye zararı dokunduğunu sorgulamak hem tuttuğunuz parti için, hem de ülke için daha faydalı olur sanıyorum.

Otuz yıllık savaş süresince ben ilk kez PKK’nın böyle geniş bir alanı denetimine aldığını duyuyorum.

Demirtaş, “söylediklerime itirazı olan bir bakan varsa gelsin birlikte oraya gidelim” diyor.

Zaten şu âna kadar kimse de Demirtaş’ın söylediklerini yalanlamadı.

Peki, PKK o bölgeyi nasıl kontrolü altına aldı?

Bugüne kadar hiç olmamış bir iş nasıl oldu?

Ordu nasıl karakollarına hapsedildi?

O bölgeyi PKK’ya nasıl terk etti?

PKK o bölgeyi 700 kişiyle nasıl kontrol ediyor?

Bunlar sorulması gereken sorular.

Bir devletin kendi sınırları içinde bir bölgenin denetimini kaybetmesi çok sık rastlanır bir durum değildir.

Hükümet, oralarda ne yaşandığını hiçbir şekilde açıklamaya yanaşmıyor.

“Generallerini” ne kendi sorguluyor, ne başkasına sorgulatıyor.

Generallerin bütün hatalarının üstünü kapatmaya uğraşıyor.

Uludere’nin sorumlularını bulmuyor.

Suriye’de düşürülen uçağı oraya kimin gönderdiğini açıklamıyor.

Demokratik bir toplumda bunlar olmaz.

AKP, Kürt meselesini “demokratikleşme” içinde çözmek için çok ciddi adımlar attı, PKK bu demokratikleşmeye yardımcı olmadığı gibi önünü kesmek için de uğraştı.

Bunu başardı da.

AKP, demokratikleşmekten uzaklaştı ama bunun sonucu iktidarın umduğu gibi çıkmadı, PKK ilk kez denetimini ele geçirdiği bir toprak kazandı.

Hükümet bu konuda konuşmuyor.

Gazeteler bu konuyu sorgulamıyor.

Ama bu sessizlik gerçeği değiştirmiyor, Demirtaş, “varsa söylediklerime yalan diyecek birisi, çıksın ortaya” diyor.

Aslında sadece Kürt meselesinde değil neredeyse bütün siyasi meselelerde bir kilitlenmenin içine girdi Türkiye.

Kendini yenileyemiyor.

Çözüm üretemiyor, aksine yeni sorunlar yaratıyor.

AKP’ye gönül veren insanlar bir yandan gerçeklerden rahatsız oluyorlar ama bir yandan da son bir araştırmaya göre bu gerçeklerin farkındalar.

Andy-Ar şirketinin son araştırmasına göre AKP ve CHP birlikte oy kaybediyor.

Oy kaybetmeleri o kadar da önemli değil, seçimlere daha çok var, bu oranlar daha epeyce iner çıkar.

Asıl önemli olan, on yıldan bu yana ilk kez “yüzde altmış” gibi çok kalabalık bir kesimin “Türkiye’nin yeni bir partiye ve yeni bir lidere ihtiyacı olduğunu” söylemesi.

Bunu söyleyen insanların büyük bir kısmı yeniden AKP’ye oy verecek ama “AKP’ye vermeyelim de kime verelim” diye “mecburiyetten” verecek.

Bu “mecburiyet” duygusu AKP için siyasi bir gerilemenin işaretidir.

Türkiye’nin yüzde altmışı bugünkü partilerin sorunları çözeceğine inanmıyor artık, bu, aynı zamanda büyük bir ümitsizlik demek.

Toplumun kendini sıkışmış hissetmesi demek.

AKP ilk kez “eskimiş” partiler arasına giriyor, CHP ise demokratikleşmekle Ergenekonculaşmak arasında kolan vurarak güven yaratamıyor.

Bu arada AKP’nin “milliyetçi” nutuklarının “milliyetçi” MHP’ye yaradığı anlaşılıyor, AKP “milliyetçileşerek” MHP’yi bitireceğim derken MHP yükseliyor.

Peki, “yeni” bir parti çıkar mı?

İlk ihtimal, toplumun taleplerini fark eden AKP ile CHP’nin kendilerini “radikal biçimde” yenileyerek, “yeni parti” olmaya adaylıklarını koymalarıdır.

Bunu yapamazlarsa, yüzde altmışın talebi sonunda kendi partisini yaratır.

Toplum hiç kimseye, hiçbir partiye mahkûm değildir.

Onun için, toplumlar kalır, iktidarlar gider.

İktidarın kalıp toplumun gittiği hiç görülmemiştir.

  • Yorumlar 16
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • aliser kerbela30 Ağustos 2012 Perşembe 11:49dogrular

      basari karsindakini öldürmek degil.basari karsindakinin hayatini kurtarmaktir.onurlubir yasam icin mücadele etmek en hakli mücadeledir. kürtler yaptigida suan budur. esit haklara sahip olmak istiyoruz. bunu kürtlerin hepsi istiyor. (pkk,bdp.dtk.hakpar.ve tüm kürtler tabiki önce kürtlügünü paradan makamdan üstün görenler). insallah haklarimizi almak baska canlara mal olmadan almamiz. onun icin yanlisa yanlis dogruya dogru diyebilmeliyiz. saygilarimla

      Yanıtla (0) (0)
    • Bavé Zilan30 Ağustos 2012 Perşembe 09:15Sömürgeci zihniyet

      Sayin Altan peki bir aydin olarak gercekleri halkina Soylediniz mi .Kurdistan meselesini Pkk den once irdeledin mi ? . Yani birileri cikip Sayin Babanizi ve Halkiniza Karsi katliyam yaparsa sizi köle yaparsa sizin icin direnmek olmayacak mi .Kurd halkinin evlatlari ve Pkk bu zulum karsisinda sadece direniyor .Saygilarimla.

      Yanıtla (0) (0)
    • bekir kaya30 Ağustos 2012 Perşembe 09:19kabullenememe

      yazarımızın yüreğine oturuma anlaşılan 400 km meselesi, bence orduyu çok buyuk bir operasyon yapmaya zorlayan kiskirtici bir yazi

      Yanıtla (0) (0)
    • Tuna Kerim30 Ağustos 2012 Perşembe 09:33Sendemi ALTAN

      Ahmet Altanda katildi kervana . PKK eliyle Türkiyede hükümet yipratma ve sol tandansli bir hükümet getirme. Bu cok bayat bir oyun Altan. Türk kamuoyunu tahrik ederek chp mhp blokuna oy tasima cabasi bu, yoksa pkk nin bir yere hakim oldugu yok. Dagin tepesinde magara önlerini mayinlayip ben burayi ele gecirdim gelin alin bende seni vurayim dersen kimse gitmez. PKK orda beklemeye devam etsin. Asker gitmedikcede sinirleniyor nedense. Tuaf bir sekilde sinirleniyor. Ele geciren sinirlenirmi.

      Yanıtla (0) (0)
    • Meric Cenk30 Ağustos 2012 Perşembe 09:34Fasfata

      Altanın demirtas kaynaklı yazısı gerçeklerden çok uzak. Bir kere demirtaş ile pkk arasında ayrımın olmadığını çözebilse o mayınların nasıl her yola yerleştirildiğini bilir. Ordu çok mu başarılı elbette değil, o bölge şartlarını bilmeyen 2 yıl görevle giden adam geçici işine bakar, bana kimse dokunmasın diyip hayatını kurtarmaya bakar. Ama PKK'nın yaptığını bir başarı gibi göstermekten vazgecin. Aynı şeyi efeler de yapar kolaylıkla.

      Yanıtla (0) (0)
    • Mehmet Kartoglu30 Ağustos 2012 Perşembe 10:07normal

      Kürtler'in kendi topraklarinda kendilerini yönetmeye çalismalari gayet normal. Kosova'da yapti bunu. Kürtler söz konusu olunca bin dereden su getirip, neden onlar için bagimsizlik olamayacagini anlatmak artik inandirici olmuyor. Gerçekçi olalim. Sayet Türkiye federal bir sistem içinde Kürt'lerin haklarini iade etmezse, bölünme kaçinilmaz olur. Bunu anlamak için tarihe bakmak yeterli.

      Yanıtla (0) (0)
    • hasan demir30 Ağustos 2012 Perşembe 10:10haberler

      saldırılar püskürtüldü... anında cevap verildi...ile biten cümleler çoğaldı ,haberlerde... neler oluyor..?

      Yanıtla (0) (0)
    • MEHMET BODUR30 Ağustos 2012 Perşembe 13:36MEHMET: ANORMAL OLAN ŞU...

      Tabi ki kürtler kendisini yönetmeli. Gönlümden geçen tam demokratik bir ülkede herkesin eşit ve birlikte olması. Lakin ille de böyle olmalı gibi bir derdim yok. Herkesin mutlu olacağı sistemler önemli benim için. Lakin Kürtler kendilerini gerçekten yönetebilecekler mi? PKK onlara bu imkanı verecek mi yoksa cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi yine birileri birilerine bir sistem mi dayatacak? Hep derim PKK, Kuzey Kore modeli öneriyor. Kürtlerin bunu istememe hakları ola

      Yanıtla (0) (0)
    • dicle firat!!30 Ağustos 2012 Perşembe 14:42zorunami giti!!!

      isin gercegine bakilirsa aslnda hersey anlasiliyor.söylenen sözlerein yazilan yazilarin kimin tarafindan yazildigin hangi sift ve kimliklen yazdigini inan hic bir önemi yoktur.sonucta t.c.devledinde yasayan insanlarin tümün zekasi nereden bakilirsa bakilsin aynidir.ahmet altan gibi aydin olmarinin hic bir önemi yotrur.soncta turk egemen anlayislan dünyaya baktiklarini insan cok rahtliklan bunu görüyor ve cok rahr birsekilde bunu anlaya biliyor.yazarda bu ve dünkü yazilariyan beni hakl

      Yanıtla (0) (0)
    • ALI GUMUS30 Ağustos 2012 Perşembe 15:05GO BACK TO WHERE YOU CAME FROM

      Sayin AHMET ALTAN, Ben AUSTRALIA da yasiyorum .Burdaki SBS TELEVIZYONU Bot la gelen siginmacilar icin,bir program yapti. Alti kisiden olusan bir grubun icinde bir eski Gocmen Bakani, bir Model, bir sosyalis t ,bayan,bir radyo program yapimcisi ,Bir irkci goruslu sarkici vebir Bankada ombudsmen olarak calisan bir vatandas AFGANISTAN ve SOMALIYE GONDERILEREK ORDAKI INSANLARIN NEDEN BU KADAR BUYUK BIR RISKE KATLANIP OKYANUSU BOT la gecerek australiaya siginmak istesinler.

      Yanıtla (0) (0)
    • ali gumus30 Ağustos 2012 Perşembe 15:14GO BACK TO WHERE YOU CAME FROM

      Bu prgramda mumkun oldugu kadar botla gelen siginmacilarin cektigi tum zorluklar yasatilmaya calisildi.Sonucda irki dusunceye sahip olan bireylerde buyuk degisiklikler gozlendi. Benim onerim boyle bir grup olusturulsa ve TURKIYE de doguya ve hatta Kandile gidilse KURT sorunu anlama ve cozme acisinda buyuk katki saglar SAYGILARIMLA

      Yanıtla (0) (0)
    • Fahrettin Hoca30 Ağustos 2012 Perşembe 15:23SEN HALA ORADA MISIN EY ZAVALLI

      Not: Sayın ziyaretçimiz, İnternet sitemizde eleştiri sınırlarını aşan, bir kişi, grup ya da topluluğa hakaret, uygunsuz kelime, ırkçılık ve nefret söylemi içeren yorumlara yer verilmemektedir.

      Yanıtla (0) (0)
    • davetsiz misafir30 Ağustos 2012 Perşembe 15:29700 kisi

      Ahmet efendi ikide bir 700 kisi deyip duruyorsunuz. cok zorunuza gitmiski gizliden gizliye hedef gösteriyorsunuz. Niyeki acaba? Kürtlere haklar ve sevginiz laflami yoksa.???

      Yanıtla (0) (0)
    • davetsiz misafir30 Ağustos 2012 Perşembe 16:21yalancilik

      Not: Sayın ziyaretçimiz, İnternet sitemizde eleştiri sınırlarını aşan, bir kişi, grup ya da topluluğa hakaret, uygunsuz kelime, ırkçılık ve nefret söylemi içeren yorumlara yer verilmemektedir.

      Yanıtla (0) (0)
    • ahmet demir30 Ağustos 2012 Perşembe 16:24altan

      Altan bey hazır silahından var .git Apaydın kampına elkaide ve selefilere katil esaslar pardon senin deyiminle esede karşı savaş.sen ve senin gazetenin neler yapmak istediği halk biliyor.kurt halkida biliyor

      Yanıtla (0) (0)
    • Sabri okkan30 Ağustos 2012 Perşembe 21:09AKP eriyor

      Sayın Altan Bir hali zamandır, AKP eriyor. Kiminle konuşursanız aynı şeyi söyliyor. Fakat alternatip parti yok sorusu konuşanları üzüyor. Zaten AKP de bunu çok iyi görüyor ki Numan kutuluşu ve Erbakana ve partilerine sarılmış durumda, bunları yanlarına çekerek gelecekte bu eriyen açığını onların vasıtası ile doldurarak kapatmak istiyor. Durum oki AKP şimdiden bu korkunun telafisini arıyor.

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89