• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • İstanbul 13 °C
  • Diyarbakır 18 °C
  • Ankara 13 °C
  • İzmir 15 °C
  • Berlin 5 °C

Gelecek paketi

Nihal Bengisu Karaca

SORUYU aydınlığa kavuşturmak lazım: Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın üzerinde midir? Anayasa Mahkemesi, varlık sebebini Anayasa’dan filan değil, bambaşka bir yerden, sözgelimi Olimpos Dağı’ndan filan mı almaktadır? Bildiğimiz kadarıyla öyle değil. Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın üzerinde değil. Ne kadar kötü, ne kadar yetersiz olursa olsun, Anayasa, devlet adını verdiğimiz aygıtı ortaya çıkaran toplumun iradesinin billurlaştığı bir metin olarak tasavvur edilir. Ve doğal olarak Anayasa Mahkemesi’nin de “üzerinde” olan bir değerdir. O halde nasıl oluyor da, bu mahkemenin Anayasa’nın bir maddesini yok sayması ihtimalinde, kararının da yok hükmünde olması gerektiği görüşü, hukuksuzluk ve yasayı hiçe saymak olabiliyor? Nasıl oluyor da Osman Can’ın, mevcut Anayasa’nın 148. maddesine dikkat çekerek yaptığı uyarı, Anayasa’ya aykırılık suçu oluşturuyormuş gibi yapılıyor. Ortada “Anayasa Mahkemesi’ne ne gerek var, kaldıralım gitsin” diyen mi var? Oysa istenen şu: Anayasa Mahkemesi, Anayasa’ya uygun davranır. Davranmıyorsa ve eğer burası bir hukuk devletiyse, bunun bir bedeli olur. “Doğru dürüst” bir hukuk devleti olsaydık bu uyarıyı yapmaya da gerek olmazdı, ama “uyduruk” bir hukuk devletiyiz. Üstelik, Anayasa Mahkemesi’nin eğilimlerini görmek için Osman Can olmaya da gerek yok. Mahkemenin bir “367” olayı var, kendisini yasa koyucunun “üzerinde” tasavvur ederek, parlamentonun yaptığı, 411 oyla kabul ettiği bir değişikliği esasa girerek iptal edebilmişliği var. Kurulduğu günden beri ne zaman parlamento özgürlükleri genişletmekten yana bir irade ortaya koysa, bakıyorsunuz AYM o özgürlüğün önünde betondan bir duvar olmuş. Şimdi incelemekte olduğu paketin içinde yer alan “yapısının değişmesi” önerisi, bu nedenle anlamlı bir öneridir.

REFERANDUMUN ANLAMI

Kim tarafından getiriliyor öneri? Milletin temsilcileri tarafından... Kime sorulacak? Millete. Devlet, eğer otoriter bir devlet değilse ve üstelik demokrasi olmaktan bahsediyorsa, temel meselelerde uhdesinde bulundurduğu gücü/erki meşru kılan iradeye danışmak durumundadır. Güç, doğası gereği tekinsizdir ve ancak “meşruiyet” denilen katalizörle aklanır. Halka danışmayı, halka sormayı, kaderini belirleyecek adımları atarken “halkın iradesini“ temel almayı aşağılık bir iş olarak gören bir sistem meşruiyetini kaybeder, bu yüzden, giderek gereksindiği gücü de kaybeder. Çoğulcu demokrasilerde aklına her esen, her esintiyi fırsat bilip, azınlıkta kalan fikirleri, yaşam tarzlarını ezecek, silecek yolları referandum bahanesiyle yürürlüğe koyamaz. Fakat bahsi geçen, bir ara Ankara’da söz konusu olan “Şu sokaktaki içkili mekânlar kapatılsın mı kapatılmasın mı” tadında, içenin hakkını içmeyene ezdirecek, sulu bir girişim değildir.

Burada halka şu sorulmakta: Ey halk, milletin iradesinin billurlaştığı metin üzerinde, senin iradeni temsilen bazı değişiklikler yaptık, ama sen onaylamazsan bir hükmü olmaz, onaylıyor musun? Ey halk, devleti “birbirini seçen, atayan, sonra dönüp kutu kutu pense oynayan, ama hep kendi aralarında oynayan” birtakım hukukçuların yargısal bekçilik mekanizması yönetiyor. Ey halk, Meclis’e gönderdiğin adamlar, seçtiğin insanlar; senin seçmediğin ama sürekli birbirini atayan hukukçulardan bir kısmını da seçebilsin istemez misin? Ey halk, oyun daha değerli olsun istemez misin? Ey halk, bakma sen yüksek sesle “milletin egemenliği” dediklerine, hemen sonra arkalarını dönüp fısıldaşıyorlar: “Neyse ki egemenliğin tümü millette değil, neyse ki birtakım yetkili organlar var...” O yetkili organlara azıcık ucundan nüfuz etmek istemez misin? Oyunun nüfuzu olsun istemez misin? Dolayısıyladır ki, bu referandum paketi önüne gelemezse, anla ki, onlar zamana nüfuz etti; durdu zaman. Sen mi? Bir organik atık olarak gördükleri ve göbek bağı muamelesi yaptıkları varlığını üç büyük takımın çimlerine gömmüşlerdi zaten, anla ki orada kaldın. Paket önüne gelirse kendini yokla: Ben buna layık mıyım, sahiden oyumun bir gücü olsun istiyor muyum, diye. Kendini sevmiyorsan tabii, senin bileceğin iş... Saygı duyarız..

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89