• BIST 10276.88
  • Altın 2390.367
  • Dolar 32.335
  • Euro 34.7427
  • İstanbul 14 °C
  • Diyarbakır 11 °C
  • Ankara 9 °C
  • İzmir 15 °C
  • Berlin 13 °C

Gazze, İsrail, Türkiye

Ahmet Altan-

İsrail’deki “sağcı” hükümetin her sorunu şiddetle çözmek istemesi Ortadoğu’yu yeniden ölüm sarmalına soktu.

Filistinlilerin haklarını vermemek için süren bu direnç Filistinlilerle birlikte aslında İsraillilerin de hayatını cehenneme çeviriyor.

İnsanlığın en fazla borçlu olduğu kavimlerden biri Yahudiler; sanatta, felsefede, bilimde Yahudilerin yaptıkları katkıları silseniz insanlık tarihinde derin bir boşluk oluşur.

Böylesine parlak bir ırkın, tarihin en büyük soykırımına maruz kalmış bu “mazlum” kavmin bugün geldiği bu “zalim” durak, zekâyı reddeden ve şiddeti yücelten bu yönetim, uzaktan bakıldığında ne kadar anlamsız gözüküyor.

Filistinlilerin haklarını kabul etmek, İsraillilerin de mutlu bir hayat sürmesini sağlayacak çünkü.

Ama Filistinlilerin haklarını tanımamak için kendi yaşama haklarından da vazgeçiyorlar.

Ve, bunu kimse İsrail yöneticilerine anlatamıyor.

Çünkü orada da “başkalarının haklarına aldırış etmeyen” alabildiğine sağcı bir seçmen kitlesi bulunuyor, “Filistinlileri ezmek”ten başka bir şey görmüyor gözleri.

Filistinliler “terörist” onlar için ve bu noktadan bir adım öteye geçmiyorlar.

Biliyorsunuz değil mi, İsrail’de bu anlayışa karşı direnen, Filistinlilerin haklarını savunan dürüst ve cesur Yahudi aydınları var.

Bence dünyanın en yürekli insanları o “muhalifler”, her an “vatan hainliğiyle” suçlamaya hazır gerici bir kitlenin ortasında gerçekleri hiç tavizsiz savunuyorlar.

Başbakan Netanyahu’yu çok ciddi biçimde eleştiriyorlar.

Filistinlilerin haklarının verilmesini istiyorlar.

İsrail başbakanının “bombayla” çözmek istediği bu sorunun “insan hakları” temelinde çözülebileceğini söylüyorlar.

Eminim, Filistinlilerin haklarını savunan Türkler bu İsrailli aydınlara saygı duyuyorlardır.

Peki, bir soru sorayım izninizle.

O muhalif aydınlar Türkiye’de yaşasaydı, sizce tavırları ve duruşları ne olurdu?

Çocuklarını “anadillerinde” eğitme hakkına sahip olmayan bir kavmin bu en insani hakkını mı savunurlardı yoksa “bu hakkı vermek şeytan oyunudur” diyen bir anlayışı mı?

İsterseniz şöyle de sorabilirim:

İsrail yönetimi, Filistinlilerin çocuklarını “anadillerinde” eğitmesine izin vermezse, siz İsrail yönetimini mi yoksa Filistinlileri mi desteklerdiniz?

Kendi ülkenizdeki Kürtler için başka, Ortadoğu’daki Filistinliler için başka “ölçüleriniz” yok, değil mi?

Filistinlileri, insan olduğunuz için, vicdanınız olduğu için, haksızlıklara tahammül edemediğiniz için savunuyorsunuz, değil mi?

O insanlık, kendi ülkenizin sınırları içinde yok olmaz değil mi, vicdanınız bu ülkenin sınırları içinde susmaz değil mi?

Haksızlığa uğrayan herkes için sesinizi çıkarırsınız, değil mi?

“Ama Filistinliler de çoluk çocuk İsraillileri bombalı terör eylemleriyle öldürüyorlar”
demezsiniz, değil mi?

Sivilleri hedef alan o terör eylemini kınarken, bütün bunlara neden olan “temel sorunu” da görmezden gelmezsiniz değil mi?

Öyle değil mi?

Vicdan denen şey “ikiyüzlü”, “çift dilli”, “her durumda başka konuşan” bir kandırmaca değildir değil mi?

Yanılıyor muyum?

Bir keresinde, New York Times’ta, bir İsrail kontrol noktasında durdurulan Filistinli bir profesörün karşılaştığı aşağılamaları anlattığı bir yazısını okumuştum, hissettiğim öfkeyi hâlâ hatırlıyorum.

Eli silahlı zorba askerlerin Filistinlilere yaptıkları insanı isyan ettiriyordu.

Filistinli direniş örgütlerine katılanları çok daha iyi anlamıştım.

O aşağılanmaya tahammül etmek çok kolay bir iş değildi.

İsrail yöneticilerinin, Filistinlilere “terörist” demeden önce, vücuduna bomba bağlayıp sivil insanları da öldüren o Filistinli gençlerin nerelerden, hangi unutulmaz hakaretlerden, zorbalıklardan geçerek o korkunç sona geldiğini düşünmeleri gerekmez miydi?

Filistinlileri aşağılamaktan, onların haklarını yok saymaktan vazgeçmeleri gerekmez miydi?

İsrailli askerlerin Filistin köylerinde yaptıkları için, “taşlarla” Filistinli gençlerin kollarını kırıp parçaladıkları için, evlerini buldozerlerle yıktıkları için özür dilemeleri gerekmez miydi?

Sorunun çözümü için Filistinlilerin insani haklarının kabul edilmesi gerekmez miydi?

Ne diyorsunuz, gerekmez miydi?

Dürüst, vicdanlı, yürekli bir İsrailli aydın olsaydınız kimi savunurdunuz İsrail’de, kimin hakkı için mücadele ederdiniz?

İsrail hükümetinden yana mı çıkardınız?

Her ağzını açtığında Filistinlileri tehdit eden, onları ezeceğini, cezalandıracağını söyleyen İsrail Başbakan’ını mı tutardınız?

O başbakanı mı desteklerdiniz?

“Teröristleri”
yenmek, yok etmek için o başbakanın her yaptığının meşru ve haklı olduğunu mu düşünürdünüz?

Vicdanınız size ne derdi?

Türksünüz, Müslümansınız, vicdan sahibisiniz.

Filistinliler, çocuklarını sadece İbranice eğitebilselerdi ne diyecektiniz?

Kürtler çocuklarını sadece Türkçe eğitebildiklerinde ne diyorsunuz?

  • Yorumlar 22
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89