• BIST 10259.69
  • Altın 2401.823
  • Dolar 32.2594
  • Euro 34.6419
  • İstanbul 24 °C
  • Diyarbakır 21 °C
  • Ankara 20 °C
  • İzmir 27 °C
  • Berlin 19 °C

Erdoğan’ın önündeki stratejik sorun

Serpil Çevikcan

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün Ak Parti grup toplantısında yaptığı konuşmada, çocukları dağa kaçırılan ailelerin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde yaptığı eylemi selamladı.

BDP’ye, HDP’ye seslenen Erdoğan, “Neredesiniz? Hani zaman zaman gidiyor, anlaşıyor, alıp geliyorsunuz ya. Bu annelerin yavrularını alıp gelin bakalım. Aksi takdirde bizim de B planımız, C planımız devreye girer” dedi.

Hükümet, barış sürecinin içinden geçerken, örgütün “Buralar benden sorulur” tavrına halktan yükselen tepkiyi daha çok önemsiyor. Bunun örneklerinin kamuoyuna yansımasını özellikle istiyor.

Başbakan’ın dünkü grup konuşmasının bir bölümünü bu konuya ayırması ve “Bu güne kadar anneler, babalar tehdit nedeniyle bu feryatları dile getiremiyordu, acılarını içlerine atıyorlardı” vurgusunu yapması önem taşıyor.

Ancak, “Erdoğan’ın bir tehdit olarak öne sürdüğü B ya da C planı nedir, ne olabilir” sorusunun yanıtını ararken çok fazla seçenekle karşı karşıya olmadığımız da açık.

30 Mart yerel seçimlerine kadarki süre nasıl geçirildiyse, birçok açıdan milat olmaya aday Cumhurbaşkanlığı seçimine dek geçecek sürenin de aynı hat üzerinde ilerleyeceği kesin gibi.

HDP-BDP cephesinden dün de seslendirilen, “Samimiyseniz artık adım atın” söylemi ile devlet açısından İmralı-Kandil üzerinden yürütülen görüşmelerle bütün cepheleri birbirine itiraz edemez bir noktada tutma stratejisi ağustos başındaki seçime kadar da devam edeceğe benziyor.

Kim, ne yapıyor?

Manzaraya örgüt ve siyasi kanadı tarafından bakarsak...

Çözüm süreci ilerlerken, PKK devam eden bazı rutin faaliyetlerden ciddi rahatsızlık duyuyor. Karakol ve yol yapımı, duvar örme girişimleri gibi. Devlete, “Zaten süreç bizim istediğimiz gibi işlediğinde bunlara gerek kalmayacak, sen bunları niye yapıyorsun?” diyor.

Bölgedeki otoritesini diri tutmak için devletin faaliyetlerine dönük eylem yapıyor ya da organize ediyor.

Bu organizasyon, bazen büyük amaca dönük sistematik hareketlerin tekrarında kendini gösteriyor. Başbakan Erdoğan’ın dün selamladığı anne-baba eylemine konu olan dağa çocuk kaçırma gibi.

“Halk üzerinde sosyal kontrol ile örgüt içinde kontrol”e kilitlenen PKK açısından; yol kesme, araba kundaklama, haraç toplama, halkı eyleme teşvik gibi faaliyetler sosyal kontrol amacının sonuçları.

Kaçırmalar ise örgüt içi dinamiklere de hizmet ediyor.

Siyasi kanat dediğimiz HDP-BDP cephesi ise, merkezinde İmralı’nın yer aldığı bir çemberde otonomi yolunda kazanımlar için çaba harcıyor. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndaki çekincenin kaldırılması, demokratik sivil toplum yasası gibi talepleri canlı tutarak, hükümeti samimiyet testine tabi tutmaya çalışıyor.

Başlangıcının üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçen çözüm sürecini zaman zaman nefes aldırarak rölantide tutan, müzakere yaparken devletin güvenlik fonksiyonlarının sıfırlanmasına izin vermeyen, ancak askerini o gün bugündür karakol dışına çıkarmayan siyasi otorite ise şimdi Cumhurbaşkanlığı seçimine kilitlenmiş durumda.

Bir yandan o güne kadar kimsenin burnunun kanamaması için örgüt kontrol altında tutulmaya çalışılırken, diğer yandan kalıcı çözüm için yasal adımlar yoklanıyor.

Stratejik ve taktik sorun

Bu noktada soru şu:

Dönemsel olarak hangisi taktik, hangisi stratejik sorun?

Dönemsel olarak stratejik sorun Cumhurbaşkanlığı meselesi.

Annelerin, babaların “Çocuklarımızı kaçırıyorlar” söylemi, kuşkusuz Başbakan Erdoğan’ın da işaret ettiği gibi bu sürecin ortaya çıkardığı bir özgüvenin sonucu.

Bu nedenle cumhurbaşkanı seçilirse de Erdoğan’ın önündeki en büyük sorunların başında çözüm sürecinin selameti konusunda oluşan toplumsal beklenti geliyor.

Bu taktik süreç, Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonraki en önemli stratejik soruna dönüşmek üzere.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89