• BIST 10358.46
  • Altın 4358.941
  • Dolar 40.1527
  • Euro 46.8965
  • İstanbul 23 °C
  • Diyarbakır 28 °C
  • Ankara 25 °C
  • İzmir 27 °C
  • Berlin 17 °C

Erdoğan ve Aliş

Ahmet Altan-

Bazı eski Rönesans tablolarında olur, büyük ve koyu bir karmaşanın ortasında minicik bir ışık vardır, ressam onun içine minicik bir melek ve huzurlu bir görüntü yerleştirmiştir.

Ben o minicik ama büyük karmaşanın içinde insanın gözünü ve gönlünü alan parlak ışığı dün gördüm.

Bunun için de Başbakan Erdoğan’a minnettarım.

Dün sabah Başbakan bizzat Bakan’a ve Vali’ye talimat vererek Ceyhan’da geceyarısı sigara yanıkları içinde karakolun kapısına giden altı yaşındaki Aliş’i resmen “devlet korumasına” ama bana sorarsanız gayrıresmî olarak kendi korumasına aldırdı.

Bakan Fatma Şahin bu olay için Adana’ya gitti.

Bu gelişme birçok açıdan çok önemli benim için.

Birincisi, altı yaşındaki bir çocuk sözkonusu.

Altı yaşındaki çocuklar kolay kolay geceyarısı saat ikide evden kaçmazlar, karanlıktan, yalnızlıktan, ıssızlıktan korkarlar, Aliş kaçtı, onu her şeyden daha fazla korkutan “şey” kendi evinin içindeydi çünkü.

Bu, onun çektiği acıların koyuluğunu gösterirken, bir yandan da bana Aliş’in daha o yaşında karar verip uygulayabilecek bir öze sahip olduğunu düşündürdü.

Onun hayatının belki de bu dramla değişebileceğini ve Aliş’in ilerde yararlı bir insan olabileceğini hayal ettim.

Bir çocuğun kurtulmasından, huzura ve güvenli bir geleceğe kavuşmasından daha önemli bir şey var mıdır?

Bence yoktur.

Aliş’in kurtulmasında birinci rol elbette Başbakan’ın, Bakan Şahin’in, Başbakan’ın danışmanlarının ama bu haberi vererek bu gelişmede bizim de küçük bir payımız olduğunu düşünmek beni mutlu ediyor.

Bir hayat boyu hiçbir işe yaramasan bile bir çocuğun kurtuluşunda küçük bir payın varsa, bu, insana bir ömür yeter.

İkincisi Başbakan Erdoğan’ın kendisi.

O da olağanüstü büyük bir karmaşanın içinde; şu anda çeşitli savaşlar yaşıyor, çeşitli savaşlara hazırlanıyor ama bütün bunların ortasında bir sabah duruyor, sırtı sigara yanıklarıyla dolu bir çocukla ilgileniyor, onun hayatının kurtulması için emirler veriyor.

Bir Rönesans ressamı gibi hayatımızdaki acılarla dolu zorlu mücadelenin içine minicik bir ışık yerleştiriyor, onun içine küçük bir çocuk resmi, huzurlu ve mutlu bir görüntü çiziyor.

Büyük tabloyu her gün görüyoruz, her gün anlatıyoruz ama o küçük ışığı gözden kaçırmamız gerekmiyor bunun için.

O küçük ışığa minnettar kalmamıza engel değil hiçbir şey.

Erdoğan’ın siyasi kararlarının çoğunu eleştiririm, onunla mahkemelik olacak kadar sert sözler de söyleyebiliriz ama ben onun içinde bütün bunlara rağmen “vicdan sahibi delikanlı” bir yan olduğuna da hep inandım.

O yanını hep sevdim.

Bunu bir kez daha görmek beni sevindirdi.

İnsan, sadece dostlarının değil kavga ettiklerinin de değerli olmasını ister.

O değer, kavgayı da anlamlı kılar.

Erdoğan, kavga etmeye değer bir adam.

Bir çocuk için her belanın ortasında içi titreyebilen biri.

Ben, şövalye romanlarıyla büyüyen bir kuşaktanım, şövalyeliğin ve bunun bizim hayatımızdaki karşılığı olan “delikanlılığın”, “kabadayılığın” kıymetini bilirim, hayatın içinde bu değerlerle karşılaşmaktan hoşlanırım.

Biraz sonra birbirlerini öldürecek de olsalar, iki adamın kavgadan önce birbirlerini saygıyla selamlamasını severim.

Bir kavganın ortasında, Başbakan Erdoğan’la ona belki de en sert şekilde muhalefet eden bu gazetenin bir çocuğun hayatı için yan yana durması, bende şövalye filmlerini seyrederken hissettiğime benzeyen bir duygu uyandırdı.

Erdoğan, ona her zaman yakıştığını düşündüğüm biçimde şövalyece davrandı.

Ve, bize çok önemli bir gerçeği gösterdi...

Eğer bu ülkede küçük bir çocuğun başı derde girerse, bu ülkede o çocuğun yardımına koşacak bir başbakan var.

Bu, benim için de, bu ülke için de çok önemli bir güvence.

Belki Aliş büyüdüğünde çok yararlı bir insan olur, altı yaşında gösterdiği dirayeti belki hayatı boyunca gösterir, önemli kararlar verebilir, uygulayabilir.

O da yardıma muhtaç çocuklara yardım eder.

Bir çocuk kurtuluyor.

Minik bir ışık var bu karanlık tablonun içinde.

Tablonun geri kalanından her gün söz edebiliriz ama benim için bugün sadece o ışık önemli.

O ışıkların sayısının artabileceğini en azından hayal edebilmemizi sağlayacak bir gelişme bu küçük ve parlak nokta.

Aliş için yaptıklarıyla Başbakan Erdoğan benim gibi düşünen herkesi sevindirdi.

Fırçasıyla bu tabloya kondurduğu bu parlak nokta bir çocuğun hayatını kurtardı...

Ve hepimize bir umut bağışladı.

Sağolsun.

  • Yorumlar 17
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • umut ay08 Nisan 2012 Pazar 12:02yemezler

      kafanı kaldırda Yıldırım Türker'i oku

      Yanıtla (0) (0)
    • Mustafa Tütüncü08 Nisan 2012 Pazar 14:46ASLAN YÜREKLİ RİCHARD VE SELAHATTİN EYYUBİ

      Sayın Altan sen 'Aslan Yürekli Richard' olabilirsin ama karşındaki adam Selahattin Eyyubi değil... Yalnızca bunu bil yeter...
      Menkıbelerle büyüyen AKP tabanı seni de küffar beni ise patates dini mensubu görüyor. Lütfen uyan; sen hakikaten aslan yürekli Richard olabilirsin ama o Selahattin Eyyubi değil...

      Yanıtla (0) (0)
    • cihat bal08 Nisan 2012 Pazar 12:53yazıklar olsun sana

      Eğer bu ülkede küçük bir çocuğun başı derde girerse, bu ülkede o çocuğun yardımına koşacak bir başbakan var. öylemi ahmet altan vay benim şovalye ruhlu köşe yazarım.. bu ülkede 37 tane çocuk gitti 100 gün önce . parçaları diğer tarafta tanrının bile vücutlarını toplama gücünün yetmeyeceği dağınıklıkta bedenler orta yerde duruyor sen ise neler söylüyorsun. bu yazı senin için milattır.

      Yanıtla (0) (0)
    • Hayyam08 Nisan 2012 Pazar 13:09AYNEN

      Ahmet Altan kendini kandırmayı bırak,üsteki yorumun dediği gibi y.türker i okuda aydınlan.Hem Aliş için de o kadar ümitlenme bence,sonuçta bu memleketin çocuk esirgeme kurumlarında neler yaşandığını da biliyoruz Erdoğan zavalı çocuğu evlat edinmiş değil unutmuştur bile!!

      Yanıtla (0) (0)
    • haikat08 Nisan 2012 Pazar 13:26alt(t)an

      türk demokratlarının bu yalakalığı midemi bulandırıyor..bir çocuğa sahip çıkmak devletin aslı görevidir.bu bir minnet değildir...ama altanın yalakalına bakın...

      Yanıtla (0) (0)
    • öz söz08 Nisan 2012 Pazar 15:14samimiyet

      Sevgili yorumcularla aynı fikirde olmayabilir söyleceklerim. Bana göre Ahmet Altan aklını ve duygularını harmanlayıp vicdanıyla tartarak alıyor kalemi eline. Sizin çok güvendiğiniz yazarların tırstığı şeylerden kormayarak cesurca söylemiştir söyleceklerini. Ne ordudan ne de statükadan lafını esirgememiştir. Ama yiğidin hakkını da teslim etmiştir. Çok zeki ve çok cesur görüyorum herşeyden önce insani yönü beni etkilemiştir. Siz sloganik konaşmaya devam edin

      Yanıtla (1) (0)
    • Mustafa Tütüncü08 Nisan 2012 Pazar 16:19YİĞİDE BAK(!)

      SGK kayıtlarına göre 6 milyon asgari ücretli (aylık 650 TL geçimli insan) var. Üniversitelerin araştırmalarına göre 6 milyon da işsiz var. 12 milyon insan ve aileleri açlıkla karşı karşıya iken... Usta'nın kurduğu düzende "on kula bir pul, bir kula on pul" verilirken... yiğit ve hak sözcüklerini Tayyip Erdoğan'a vermeyi uygun buluyorsanız sizin SAMİMİYETİNİZE ben daha ne diyeyim?

      Yanıtla (0) (0)
    • mehmet çelik08 Nisan 2012 Pazar 18:13Yaptıklarına şal gerekirdi

      Bir çocuğu kurtarmak elbette önemlidir. Hatta insanlığı kurtarmak kadar önemlidir. Ancak bunu diğer çocukları daha rahat öldürmek için yapıyorsa o zaman bir deği binlerce çocuğun kanında eli var demektir. Hafızamı yokluyorum her yaşına karşılık neredeyse 1,5 kurşun düşen uğur kaymaza ne oldu ceylana ne oldu onların resimlerindeki küçücük ışıklar nerede acaba. Kendi yaptığı resimlere ışık koymayan birinin başka resimlere ışık koyması kendi yüzünü

      Yanıtla (0) (0)
    • remezan08 Nisan 2012 Pazar 19:45duygusal

      ahmet altan duygularıyla aklı bazen karıştırıyor.
      erdoğan başbakan bunu zaten yapmak zorunda
      abartılacak bir durum değil.

      Yanıtla (0) (0)
    • kemal kemal08 Nisan 2012 Pazar 22:01İnanamıyorum.

      Ya ben gerçekten Ahmet Altan a bazen inanamıyorum.
      1- Başbakan bunu yapmak zorundadır.Görevidir.
      2- Bir çocuğun kurtarılması çok önemlidir.Bunun yanında ya ölen ve öldürülen çocuklar?
      Buna ne demeli Sayın Altan? İnsan tutarlı olmalı. Biz her gün çocuklarla haşır neşiriz ve bu bizim görevimiz.Yapmak zorundayız.
      Başbakanın da görevidir.Ve yapmak zorundadır. Uludere de öldürülen gençler, TEDAŞ için ölen insanlar, körp yıkılması sonucunda kaybolan insan

      Yanıtla (0) (0)
    • Sevgi08 Nisan 2012 Pazar 22:48Avcioglu

      Yigidi oldur hakkini yeme demisler

      Yanıtla (0) (0)
    • kartopu08 Nisan 2012 Pazar 22:55tinerciler?

      türkiyede on yıllardır tinerci sokak çocukları ile ilgili ne tür çalışmalar yapıldı? yapılmakta mıdır? her işin altından kalkabilecek dindar zevat tinerciler için allah rızası için ne yapmıştır? nijeryalılara türkçe öğretenleri istanbul sokaklarında ne zaman göreceğiz?

      Yanıtla (0) (0)
    • azad akanoğlu09 Nisan 2012 Pazartesi 01:29yemezler

      Yok abi yok bu sadece bir göz boyama bence. Değilse Pozantı cezaevinde yaşanan insanlık ayıbının faillerinden kaç kişiye hakettikleri ceza verildi. Kışladan gelen kurşunla evinin önünde vurularak öldürülen kızın hesabını soran oldu mu? Ceylan kızımızın katilleri ortalıkta dolaşıyorlar. Ya Uludere'de parçalanan 35 bedene ne demeli? Bunlar sadece birkaçı. Sayın Altan bunları bir daha düşünüp yazınızı bir daha gözden geçirmeniz gerekiyor bence.

      Yanıtla (0) (0)
    • kime ez..09 Nisan 2012 Pazartesi 02:03ahmet altan

      AHMET ALTAN=DON KİŞOT
      başka söze gerek yok....

      Yanıtla (0) (0)
    • Serhad09 Nisan 2012 Pazartesi 06:14Allah razı olsun

      Yüreğinde kürd ırkcılığı taşıyan insanların yorumunu okuduğunuzda nasılda nefret dolu olduklarını fakedebiliyorsunuz. Evet merhamatli yüreği yanan bir başbakanı yazan sayın ALTAN'a alçaklıkla suçlayacak kadar zavallılar bunlar. Başbakanın yürepi Ceylan'a yazdığı gibi bu çocuğa da yanmış ve sahiplenmiş bu kadarmı insafsızzzsınız siz? Yazık acınacak haliniz var..

      Yanıtla (0) (0)
    • nuri_silvan09 Nisan 2012 Pazartesi 14:28GÖZLERİMİZ YAŞARDI

      Pozantıdaki çocukları, Uğür kaymazları, Ceylan Önkolları, Yahya Menekşeleri vs. unuttuk bir anda...

      Yanıtla (0) (0)
    • derdan elegez10 Nisan 2012 Salı 19:24işkencenin adresi

      başbakandan aynı duyarlılğı tüm çocuklar için beklemekm en doğal haktır. Ancak işkencecinin, gazcının, tecavüzcünün ve uluderedeki gibi katilin devlet görevlisi olması durumunda başbakan dahil tüm devlet susmaktadır. adalet bizi devlet iktidarına karşı koruyabilirse adalettir....

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89