• BIST 9514.01
  • Altın 4129.011
  • Dolar 38.8097
  • Euro 44.0028
  • İstanbul 15 °C
  • Diyarbakır 13 °C
  • Ankara 6 °C
  • İzmir 15 °C
  • Berlin 15 °C

Dürüst dindarlar

Ahmet Altan-

Aslında başlık çelişkili bir ifade taşıyor, hangi dinden olursa olsun “dindar” dediğin insan dürüsttür çünkü, “dürüstlük” dindarlığın başlangıç noktası, orda sektiysen zaten daha ileri gidemezsin, dindar olamazsın.

Ama “dindar ve dürüst” olarak yola koyulup da yol üstünde “iktidara” rastlayanlar bazen yoldan sapabiliyorlar, hâlâ “dindar” gözüküyorlar hatta dindar gözükebilmek için herkesten daha fazla sofuluk taslıyorlar ama dürüstlükten ayrılıyorlar.

Zorbalığı “din” kılığına sokmak isteyenlerin dünyada da geçeceği “imtihanlar” oluyor, onlara “işkence hakkında ne düşünüyorsun” dediğinde eğer “işkenceciyi” iktidar atadığı için sessiz kalıyorsa, Uludere’de ölenleri unutturmak istiyorsa, şike yasasındaki ahlakı zorlayan unsurları görmezden geliyorsa, anlıyorsun ki onlar “dürüstlükten” ayrılmış.

İktidar nimetleri onlara “dürüstlükten” daha tatlı gelmiş.

Onlar için yapılabilecek bir şey yok.

Yol onların, tercih onların.

Yollarına, tercihlerine karışamayız ama yaptıkları zorbalığı bize “dindarlık” diye yutturmaya kalktıklarında “hadi oradan, bunun dinle ve dürüstlükle ilgisi olmadığını biliyoruz” deme hakkına da sahip oluruz.

Bize bu hakkı, bu ülkenin gerçek ve dürüst dindarları veriyor.

Bu dürüst dindarlar, bir dindarın nasıl davranması gerektiğini bize de, dürüstlükten ayrılan dindarlara da öğretiyorlar.

AKP iktidarı “işkenceden” mahkûm olmuş bir polisi terfi ettirerek İstanbul’da çok önemli bir makama getirdi, o işkencecinin kurbanları günlerden beri yaşamış oldukları acıları bizim gazetede anlatıyorlar.

Dindar” olduğunu söyleyen medyada “çıt” yok.

İktidarımızın “dindar” yöneticileri “hem sağır, hem kör”, işkenceyi de, işkenceciyi de görmüyorlar, aksine sahip çıkıyorlar.

Ama “vicdanlarını, inançlarını, dürüstlüklerini” iktidar nimetleriyle takas etmeye yanaşmayan “dürüst ve vicdanlı” gerçek dindarlarımız da var bizim bu ülkede.

Dün onların bir kısmı isyan etti.

İşkenceci bir polisin terfi ettirilmesine karşı çıktılar.

Anlayan olursa, “dindar kılığında” gezip de dürüstlükten ayrılanlara ciddi bir uyarı bu.

Yayınladıkları bildiri aynen şöyle:

Yapılan son atamalarda Terörle Mücadeleden Sorumlu İstanbul Emniyet Müdürlüğü Yardımcılığına işkenceci olduğu mahkeme kararı ile tescil edilmiş Sedat Selim Ay atandı. Yapılan atama insan haklarına duyarlı, işkenceyi insanlık suçu gören bütün çevrelerce hayret ve tepkiyle karşılandı. İnsan haklarına duyarlı bir anlayışın gelişmesine önem verdiğini her fırsatta dile getiren hükümet üyelerinin ve özellikle Başbakanın işkenceciyi terfi ettirerek ödüllendirmesi işkenceye ve işkenceciye verilen ödün anlamına gelmektedir. Yapılan atamanın bilgi eksikliğinden kaynaklamış olabileceğini düşünmek istiyor ve ortaya çıkan vahim yanlışın düzeltilerek, işkenceci Sedat Selim Ay’ın açığa alınmasını, işkenceyi insanlık suçu gören biz aşağıda isimleri yazılı Müslümanlar olarak talep ediyoruz.

Başbakan’a da “açık bir kapı” bırakıyorlar nezaket gösterip, “yapılan atamanın bilgi eksikliğinden kaynaklanmış olabileceğini düşünmek istiyoruz” diyerek.

Doğrusu ya ben bunun “bilgi eksikliğinden” kaynaklandığını pek sanmıyorum, Başbakan İdris Naim Şahin’i İçişleri Bakanı atadığı gün bu dönem neler yapacağını biliyordu.

Şahin’i bilerek ve isteyerek İçişleri bakanlığına getirdi.

Ancak “baskıcılığı” bir politika hâline getirmek isteyen biri Şahin’i İçişleri Bakanı yapar.

İstanbul’a bir işkenceciyi atadılar, dün de Siirt’in “seçilmiş” belediye başkanını “bir konuşmasından” dolayı mahkûm oldu diye görevden aldılar.

Bu da, “şiir okuduğu için” mahkûm olan bir başbakanın “ustalık” döneminde oldu.

Özgürlükleri daraltıyorlar.

Baskıyı aratırıyorlar.

Kürtleri, Alevileri, “dürüst dindarları”, demokratları, solcuları dışlayarak “Türk-İslam” sentezi denen “kavmiyetçi” ucubenin dışında kalanları sindirmek, Peygamber’in çoktan unuttukları “veda hutbesine” rağmen bir kavmiyetçiliğin arkasında oy toparlamak istiyorlar.

Uludere’de öldürülenler hakkında “dolap beygiri” diyen adamı Başbakan “bilgi eksikliğinden” dolayı mı İçişleri Bakanı yaptı ki bir “işkenceciyi” bilgi eksikliğinden terfi ettirsin?

Ne yazık ki “bilgi eksikliği” yok.

Biz günlerdir “işkence kurbanlarının” tanıklıklarını yayımlıyoruz, mahkeme kayıtlarını yayımlıyoruz, mahkeme yargıçlarının saptamalarını yayımlıyoruz, İçişleri Bakanı ne diyor peki, “haberleri incelemedim” diyor, işkence, işkenceci, tecavüze uğrayan kadınlar, gözaltında boynu kırılarak öldürülen adamlar Bakan’ın umurunda bile değil.

Ne onun umurunda, ne onu atayan Başbakan’ın umurunda.

Belki dürüst dindarların isyanı “gittikleri yolun” yanlışlığı konusunda onları uyandırır.

Müslümanlığın bir vicdanı olduğunu onlara hatırlatır.

  • Yorumlar 9
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • Memet02 Ağustos 2012 Perşembe 04:46Dürüstlük

      Dürüstlügün dinle iliskisi olmadigina inananlardanim. Bana göre, düsürtlük vicdan ve kisiliktir. Vicdani ve kisiligi olmuyanlar dürüst olmazlar!

      Yanıtla (0) (0)
    • Ekrem02 Ağustos 2012 Perşembe 09:59yıldırım

      vallahi bunların müslümanlıkla dürüstlükle insanlıkla alakaları yok tek dertleri bu devleti içten fethetmek eğer gerçek müslüman olsalardı genel başkanları olan fethullah gülen uludere için susmaz konuşurdu ama mesele mavi marmaraya gelince konuşmayı biliyorlar eğere gerçek müslüman olsalardı herşeylerini bırakır arakandaki müslümanlar için gerekirse savaşırlardı

      Yanıtla (0) (0)
    • AK02 Ağustos 2012 Perşembe 14:13Dürüslüğe

      Dindarlığın temelinde DÜRÜSTLÜK vardır.Dürüst olmayanlar Dinden nasibini almayanlardır.

      Yanıtla (0) (0)
    • Zale Rustem02 Ağustos 2012 Perşembe 14:50insanlık

      Bu ülkenin dindarları hiç bir zaman mazlumların yanında yer almadılar.İktidarları hep desteklediler,iktidardaki babaları nasıl davranılmasını istedilerse öyle hareket ettiler.Filistine vb.yerlere yardım edelim dediklerinde yardım yapıyorlardı.Dinin emirleri gereği ve vicdanları emrettiği için değil yardımseverlikleri.Bu cumhuriyet kurulduğundan beri iktidarlar bir çok yanlış işler yaptılar.Bu sözde dindarların ne zaman sesleri çıkmıştır.

      Yanıtla (0) (0)
    • abay can02 Ağustos 2012 Perşembe 14:32dindarlık-duyarlılık

      ben baya dindar bir ailenin içinde büyüdüm. ve dindarların zulme karşı mazlumun yanında olduklarını düşünürdüm. gençlik yıllarımda katıldığım dindar gurupların kendi dışındaki bütün zulumlere rıza gösterdiklerini hatta zulum gören başka guruplara zulmü reva gördüklerine şahit oldum. ya onlara kaılıp duyarsız sadece kendi çıkarlarını düşünen biri olarak dindar geçinecektim.yada uzaklaşıp bütün ezilenlerin feryadına kulak veren bir dindar olmayan

      Yanıtla (0) (0)
    • umut bitmez02 Ağustos 2012 Perşembe 17:11Hukuksuzluğa hayır!

      İşkenceye hayır. İnsan haklarına evet. S.Sedat Ay'a hayır. İnsan haklarına ve hukuka saygılı personele evet. Hukuksuzluğa hayır. Adalete evet.

      Yanıtla (0) (0)
    • zaza02 Ağustos 2012 Perşembe 21:21dürüstlük ve dindarlık

      aslında ben dürüstlük ile dindarlık arasında köşkdere ilişkinin olmadığı kanısındayım.mesela ahmet bey dindar mı ki?en dürüst ve en vicdanlı yazılar ondan geliyor.bu bir karakter meselesi ve yaşama olan bakış açısıyla alakalıdır.

      Yanıtla (0) (0)
    • ali seylan03 Ağustos 2012 Cuma 04:57süpersin Ahmet abe

      abe sen nesin kimsin nasıl bir adamsın yahu.Son zamanlardaki çıkışın ,isyanın,feryadın Ali Şeriati yi bana hatırlatıp duruyor.Gerçek bir dindarda olması gereken isyanın bayrağını senin taşıman valla nasıl desem ibretlik bir durum.Türk müslümanlarına inancım hiç kalmadı ,hepsi gözümde sıdırlandı,solcularını zaten oldum olası sevmedim. bi senden kopamadım be abe.her yazınla beni şaşırıtyorsun..seni seviyoruz ..sağlık lı ve uzun ömürler Allah tan..hid

      Yanıtla (0) (0)
    • ibrahim Nergiz06 Ağustos 2012 Pazartesi 17:43Ne Bekliyodunuz?

      12 eylülde yargının yürütmeye bağlanması için yapılan refarandumda bunların olacağını ön göremiyor muydunuz?AKP nin ülkeye demokrasi getireceğini mi umuyordunuz.De hadi bundan sonra geçmiş olsun.Atı alan üsküdarı geçti.

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89