• BIST 9311.88
  • Altın 4344.503
  • Dolar 38.8487
  • Euro 44.8721
  • İstanbul 20 °C
  • Diyarbakır 29 °C
  • Ankara 15 °C
  • İzmir 22 °C
  • Berlin 19 °C

Direnişçi müsveddelerine açık mektup

Hakan Albayrak

Vay vay vay! Diktatörlüğe karşı direnişe geçtiniz, demokrasi mücadelesi veriyorsunuz, kapitalizme ve emperyalizme meydan okuyorsunuz, öyle mi? Onun için mi halkçı, emek dostu, antiemperyalist Allende’ye karşı ABD uşağı faşist cuntayı ‘göreve’ çağırmak için tencere tava çalan Şilili orta sınıfın izinden gidiyorsunuz? Onun için mi faiz lobisi sizi cici çocuklar olarak bağrına basıyor?

“Eylemcilerin fevkalade yüksek eğitim ve bilinç düzeyi”nden bahsediyor bazı ‘siyasi gözlemciler’, siz de kasım kasım kasılıyorsunuz “Biz neymişiz be abi!” diye. Sağa sola “o.çocuğu...” yazmayı marifet belleten eğitim ve bilinç düzeyiniz batsın, e mi?

Halk isyanıymış! Kaç tane hacı anne, kaç tane hacı baba var eylemlerinizde? Halkın konuştuğu şivelerden kaç tanesi temsil ediliyor İstanbul Taksim Gezi Parkı, Ankara Kızılay Meydanı, İzmir Kordon boyundaki ‘direnişçi’ topluluklarda? Başbakanı karşılamak için Yeşilköy Havaalanı’ndaydım. Esenboğa’daki karşılamada da bulundum. Pursaklar’daki kalabalığa da karıştım. Türkiye’de kaç tane şive varsa hepsi konuşuluyordu oralarda. Erdoğan’a sevgilerini ve bağlılıklarını bildirmek için toplananlardan pek çoğunun ‘resmi eğitim’ seviyesi düşüktü belki, ama ağzını açan “Barış” diyordu, “Kardeşlik” diyordu, “Birlik” diyordu, “Türkiye’nin güçlenmesini çekemeyenleri sevindirmeyelim” diyordu, “Ne söyleyeceksek sövüp saymadan, yakıp yıkmadan söyleyelim” diyordu; yüksek bilinç dersi veriyordu okumuş cahillere. Başbakana kast edenlere fevkalade öfkeliydiler, fakat aralarında anlaşmışçasına öfkelerini değil sağduyularını konuşturuyorlardı. “O.çocuğu...” gibi seviyesizliklere tevessül eden tek kişi çıkmadı. Atılan sloganlar arasında Taksim’e yürümeye dair bir slogan da var idiyse de, kalabalığın sağduyusu o sloganı çabucak bastırdı.

Bir onlara bakın, bir de kendinize. Siz kabasınız, saygısızsınız, saldırgansınız, ölçüsüzsünüz. Ağzınızı bozuyorsunuz, sağa sola saldırıyorsunuz, ortalığı pisletiyorsunuz, gece yarılarına kadar tencere tava çalarak komşularınızı rahatsız ediyorsunuz ve bundan haz duyuyorsunuz... Onlar ise sizin bütün tahriklerinize rağmen nezaketlerini koruyorlar, saygıyı elden bırakmamaya çalışıyorlar, memleketin itibarı daha fazla zedelenmesin diye bağırlarına taş basıyorlar. Bununla beraber, kalkınma şampiyonu, demokrasi kahramanı ve dünya lideri olarak gördükleri Başbakan Erdoğan’ı sizin kuru gürültünüzde boğdurmamaya, gâvuru sevindirmemeye kararlı olduklarını lisan-ı münasiple ifade etmekten de geri durmuyorlar tabii.

Ben AK Parti seçmeniyim. 11 senedir her seçimden zaferle çıkan bir partinin taraftarıyım. Bir kere bile zafer sevincimi CHP’li komşularıma yansıtmış değilim. Mahallemde, sokağımda zafer kornası çalmış değilim. Oturduğum apartmanda taşkınlık yaparak benim gibi düşünmeyen komşularımı rahatsız etmiş, kışkırtmış değilim. Kalkarım, AK Parti Genel Merkezi’ne gidip kutlamamı orada yaparım. Ne var ki bugün benim mahallemde, benim sokağımda, başörtülü eşim ve büyük kızım hakarete uğrama kaygısı taşımadan yürüyemiyor. Eşime ve kızıma nefret kornaları çalınıyor. CHP’li komşularım, evimizin önünde, küçük kızımın 40 derece ateşte yandığını bile bile, gece yarılarına kadar tencere tava çaldılar. Bu rezillik maalesef Türkiye’nin pek çok yerinde yaşanıyor. Her gün, her gece. Komşuluk hukuku yerlerde sürünüyor. Komşu komşuyu kin ve düşmanlığa tahrik ediyor. Yazıklar olsun!

Çok önemli not: Gezi Parkı’ndaki başörtülü hanımlar kendi ‘dava arkadaşları’ndan gördükleri ayrımcılığı protesto etmek zorunda kaldılar. Başbakanı karşılamak için toplanan onbinlerin içindeki binlerce başı açık hanımdan bir tanesinin var mı böyle bir şikâyeti? Evet; bir kendinize bakın, bir de bize.

Tepkilerinizi -neyse onlar- mahalle aralarına ve hatta apartmanlara taşıyarak, entelektüel kılıklı bir barbarın “İspanya İç Savaşı” senaryosunu hayata geçirmeye çalışıyorsunuz. Komşularınızı kin ve düşmanlığa tahrik etmek için yırtınıyorsunuz. “Çıkıp ‘Ne yapıyorsunuz siz?’ diye bağırsalar da şöyle güzelce bir cenk etsek kelle kucakta” diye düşündüğünüz öyle aşikâr ki. (“Birkaç ölü olsa ne güzel olur” diyen Ulusal Kanal spikerinin kulakları çınlasın.) Hal bu iken, utanmadan Başbakan Erdoğan’ı suçluyorsunuz “Milleti birbirine kırdırmak istiyor” diye. Haydi ordan!

Bir de müjdem var: İsrail yekvücut halde sizinle beraber. Siyonist yetkililer Erdoğan’a karşı mücadelenize destek mesajı vermek için birbiriyle yarışıyor. İsrail Parlamentosu Başkan Yardımcısı Moshe Feiglin “Türkiye’deki gösterilerin Erdoğan düşene kadar devam etmesi için dua ediyoruz” dedi. Gazze’ye atom bombası atılmasını isteyen İsrail Parlamentosu Dış İlişkiler ve Güvenlik Komisyonu Başkanı (eski dışişleri bakanı) Avigdor Lieberman “Türkiye’de olup bitenler karşısında mutluluğumu gizleyemiyorum” dedi. İsrail Altyapı Bakanı Silvan Şalom,”Türkiye’yi Yeni Osmanlıların iktidarından kurtaracak her gelişmeyi memnuniyetle karşılarız” dedi. Bu arada, İsrailli sağcıların Commentary dergisinde “Türk hükûmeti ile PKK arasındaki barışın bozulacağı”na dair bir yorum yayınlandı. Bilmiyorum, eğitim ve bilinç seviyeniz bu yorumu hakkıyla yorumlamaya, onun arka planındaki tezgâhı fark etmeye yetecek mi.

  • Yorumlar 5
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • serhat12 Haziran 2013 Çarşamba 11:30korku

      Simdi anliyorum RTE nin saldirgan tutumunu. Sizin gibi bu sistemden nemalanlarin rantini kaybetme korkusu,haleti ruhiyenize yansiyor. bu telasla olanlari anlamaya calismak yerine saldiriyorsunuz. Sizi anliyorum! Bari baris,demokrasi gibi size uzak kavramlardan söz etmeyin. Gülünc oluyorsunuz .

      Yanıtla (0) (0)
    • batman ayebe12 Haziran 2013 Çarşamba 12:58zorkorku

      sen medeniyet ve kültürden dem vuruyorsun fakat bence tahsili kültürü birak birazcik insanligi olan kimse okadar dirinisci hallka müsveddeler dememesi lazim fakat tabi bunda cikarlariniz bozuluyor bozuluncade hallile saldiriye geciyorsunuz

      Yanıtla (0) (0)
    • Yusuf Yusuf12 Haziran 2013 Çarşamba 16:19Zurna zırt dedi bir kere

      Ne de güzel anlatmışsınız içinizdeki korkuyu ve paniği. Yalanlar ne olacak peki? Yalanın kültürü, dini olmaz. Yalan yalandır. İlk dönem ben de AKP'ye oy vermiştim ancak para her şeyi değiştiriyormuş bunu gördük.

      Yanıtla (0) (0)
    • semsuri12 Haziran 2013 Çarşamba 16:51hak alidir

      kardeşim ben hakan kardeşime kefilim " hak ve hakikat için başını feda eder bir zattır" "hakkıın hatırı alidir hiç bir hatıra feda edilmez" düsturunu benimsemiştir.

      Yanıtla (0) (0)
    • En Birinci Çapulcu14 Haziran 2013 Cuma 22:08dokundu mu

      direnişe katılanların laik, bilinçli, eğitimli kesim olması bazılarına pek dokunuyor sanırım, kandıramadıgınız için, bilinçli oldukları için.. Ne istediklerini bildikleri için yusuf yusuf olmuşsunuz belli ki.. Cahil demiyorum size çünkü cahillik de bir sınırı ifade ediyor

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89