• BIST 9915.62
  • Altın 2439.282
  • Dolar 32.4246
  • Euro 34.6533
  • İstanbul 15 °C
  • Diyarbakır 17 °C
  • Ankara 16 °C
  • İzmir 18 °C
  • Berlin 18 °C

Dindar Cumhuriyet’in Müslüman ulusu

Mücahit Bilici-

Türkiye Cumhuriyeti, ne hakkıyla Türk ne de hakkıyla cumhuriyet idi. Batılılaşma adı altında sureten başarılı, hakikaten başarısız bir kendi kendini sömürgeleştirme teşebbüsü olarak kaldı. Sonuç birbirine yabancı otoriter bir devlet ile Türklük adına zaptedilmek istenen ama devletin istediği biçimi almaya direnen dindar bir toplum oldu.

Devletin tahakküm araçları karşısında toplum, Batılılaşma iddiasının devleti mecbur bıraktığı boşluklardan yürüyerek bir mücadele verdi. Seçimler ve demokratik katılım, toplumun devlete karşı yaptığı hamlelerin aktığı surdaki gedikler idi. Çok parti lüzumu gibi modernleşmenin müspet gerekleri Tek Parti rejimini patlattı. Devlet darbelerle toplumu zapturapt alına alıp kendi istediği kıvamda tutmaya çalıştı ama tarihin akışı toplumdan yanaydı. Bu toplum yeri geldiğinde Menderes’le, hatta bir dönem Demirel’le, hakikaten Özal’la ve nihayet Erdoğan/ AK Parti diye bildiğimiz dev koalisyon ile devleti yendi. Demokratik bir devrim gerçekleşti. Kemalist Cumhuriyet sürdürülemez hâle geldi

Dindar kitleler, adına bazen Ergenekon denen bastırılmışlık tünelinden iğneyle kuyu kazarak çıktı. Bu yürüyüş ve devrimin sahipleri arasında profesyonel siyaset ile yüz ve yetenek biriktirmiş olan Milli Görüş çizgisi kadar siyasetin dışında kalıp toplumu alttan ve insandan dönüştüren muhtelif cemaatlere kadar değişik aktörler vardı. Keza demokrat kimlikleri ve sembolik sermayelerini bu sürece katan liberal, sol ve laik pek çok insanın da emekleri önemliydi. Kürtler ve PKK baskısı rejimi sürdürülebilir olmaktan çıkardı. Yine belki herkesten önce ve herkesten daha çok devlette bulunmayı önemsemiş olan Gülen Cemaati, kıymeti takdir edilmeyen stratejik bir rol oynadı. Cemaat’in bürokratik makinesi olmadan AK Parti yapabildiklerinin yarısını bile yapamazdı. Tersi de doğru. 

Devrim tamamlandı ve tünelden çıkıldı. Dindar Cumhuriyet’e geçildi. Fakat devrimi yapan öncü aktörler arasında savaş çıktı. Kitleler doğal olarak devrimin şoför ve tabelasını esas aldılar. Hatta özgürleşmenin coşkusu ile devrim otobüsünün şoförü bir tür canlı heykel olarak dikildi. Cemaat’in de hâlâ tutunduğu Türklük, hükümetin (Kürtlerin desteğiyle) sahiplendiği Müslümanlık karşısında yenildi. Türk milliyetçiliği geri çekilirken, Müslüman milliyetçiliği bir tür yeni resmî ideoloji hâline gelmeye başladı. Bugün Müslüman milliyetçiliğinin, Türk milliyetçiliği kadar rahatsız edici görünmemesinin sebebi, Türkiye’de Müslümanlığın Türklükten daha kapsayıcı bir kimlik olmasıdır. Zira, milliyetçilik, onun içindekilere batmaz

Bugün yeni Türkiye diye gördüğümüz yenilik, eski devletin eski toplum karşısında yenilmesidir. Eski devlet niceliksel olarak daha demokratik hâle gelmiştir. Çünkü azınlık cumhuriyetinden çoğunluk cumhuriyetine geçiş yaşanmıştır. Fakat somut bir niteliksel ilerlemeden söz edemeyiz. Zenginleşme ve dindarların hürleşmesini devlet kalitesindeki artış için ölçü alamayız. Demokrasi kurumsallaşma ve özgürlükçü bir anayasa olmadan mümkün değildir. Şu hâlde bir şahs-ı manevi (Leviathan) olarak ortaya çıkan Müslüman ulusun“dindar cumhuriyet”inindindarların cumhuriyeti kalmaması şarttır. Yine kendi toplumuna karşı savaşan Kemalizmin laik cumhuriyeti gibi olmamanın yolu bizden olmayanı ötekileştirmek, şeytanlaştırmak değildir 

Müslüman ulusun milliyetçilik tehlikesi ve hamaset ile birikimleri heder etme riski ciddidir. Hep geriye bakıp şimdiyi tebrik ve takdis edenlerin aksine biraz ileriye bakıp potansiyel sorunlar üzerine düşünmek gerekir. Ümidim odur ki Ahmet Davutoğlu daha seviyeli bir siyaset ve yönetim anlayışı getirir ve son dönemdeki otoriter şahıs-merkezli rejim ve ideolojik körlük yerini normalleşmeye bırakır.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89