• BIST 10643.58
  • Altın 2504.005
  • Dolar 32.1989
  • Euro 34.8984
  • İstanbul 16 °C
  • Diyarbakır 19 °C
  • Ankara 19 °C
  • İzmir 24 °C
  • Berlin 16 °C

Devletle PKK arasında sıkışmak...

Oral Çalışlar

Geçen gün ondan bir mektup aldım. Hapse düşmüş. Uzun mektubunda başından geçenleri anlatıyor. 

Kürt sorunu çok boyutlu bir sorun. Bu sorunu özellikle bölgenin insanları çok daha ağır ve meşakkatli boyutlarda yaşıyorlar. Bugün gelişmelere çok farklı bir açıdan bakabileceğimiz bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum.

Mehmet Çevik sarışın, mavi gözlü bir Kürt. Diyarbakırlı. Bir Munzur Festivali (Dersim) sırasında (2004 olmalı) bölgeyi dolaşmamız amacıyla kiralanmış arabanın sürücüsü ve sahibiydi.

Geçen gün ondan bir mektup aldım. Hapse düşmüş. Uzun mektubunda başından geçenleri anlatıyor:

“Ben 2004 yılında Surnak Nakliyat isimli bir firma kurdum. Diyarbakır’da mermer sektörü o yıllarda ciddi bir yükseliş içindeydi. Ben de bu büyümeye güvenerek nakliye sektörünü geliştirmeye karar verdim ve gözümü karartarak işe giriştim. 2005 yılında 2 tane şehirler arası otobüs 3 tane de TIR aldım. 2006 yılında şirketi daha da büyütmek amacıyla MAN kamyon otobüs fabrikasının daha önceden tanıdığım CEO’su Tuncay Bekiroğlu ve Orhan Düzgün’le görüştüm. Beni firmanın Güneydoğu fahri temsilcisi yaptılar. Uluslararası lojistik ve finans konusunda bu firmanın kurslarına katıldım.

Mersin’de antrepo kurdum, işimi üst düzeye çıkardım. Gerekli finansmanı İş Bankası ve Alman bankalarından sağlıyordum. Hiçbir zaman teşvik ve leasing kullanmadım. Aldığım tüm araçların KDV ve ÖTV’sini tam olarak ödedim. 2005-6-7 yıllarında bir milyon dolar civarında vergi ve KDV ödedim.

O yıllarda şirketimin aylık cirosu da 400-500 bin lira seviyesindeydi. 3 otobüsüm 20 TIR’ım olmuştu. 2007 yılı itibariyle sermayem 4 milyon doların üzerindeydi. 

Felaket başlıyor

2007 yılında bir arkadaş aracılığıyla Erzincan’da bir mermer fabrikası sahibiyle tanışıp bir kereleğine mahsus nakliye işini yaptım. Orası bize ters geliyordu. Bu şahısla daha sonra da şirket yöneticilerimin itirazına rağmen bir ortaklık yaptım. Madencilik işine girmiş bulundum. Aradan birkaç ay geçmeden ocağı PKK’lılar bastı, kepçe operatörünü kaçırdılar, ‘Burada çalışma yapmayacaksınız’ diye tehdit ettiler. Ben o ocağa çok ciddi yatırım yapmıştım.

Kaçırdıkları adamın ailesi de beni tehdit edip kurtarmamı istiyordu. Örgüt elemanları beni arayarak irtibata geçtiler. Olayın ardından ben emniyeti ve jandarmayı haberdar ettim, Erzincan Valisi’yle de görüştüm. ‘Senden para isteyecekler’ dedi.

Benimle irtibata geçen kişiler tekrar aradılar. Para istediler. Ocakla ve kaçırdıkları adamla ilgili beni tehdit ettiler. Para işini emniyete bildirmedim, çünkü beni bildirmemem konusunda uyarmışlardı.

Ama Erzincan emniyeti ve jandarma bu olaydan sonra telefonumu izlemeye almış. Örgüt elemanlarının istediği parayı yanıma alarak onların kamplarına gittim. Geldikten sonra da tutuklanıp Erzincan Cezaevi’ne konuldum. 

Şirket batıyor

Şirketim ben cezaevindeyken çok zor günler geçirdi. Kredilerim kesildi. Serbest bırakıldıktan sonra da şirketimi bir türlü toparlayamadım. 2008 yılında bile buna rağmen hiçbir krediyi ve çeki gecikmeden ödeyebildim. 2009 yılında bütün mal varlığıma icra geldi. Her şeyime el konuldu. Allah kimseye o acıyı göstermesin. Ailem de mahvoldu. Çocuklarım Diyarbakır’ın en iyi okulundayken en kötü okullarına gitmek zorunda kaldılar. Ben psikolojik olarak çöktüm, intihara kalkıştım.

Şu anda dört aya yakındır daha önce verdiğim birkaç çek için yatıyorum. 150 milyarlık çek için 1500 gün, 50 milyarlık çek içinse nedendir anlamadım 2500 gün ceza aldım. Hiçbir çekim karşılıksız çıkmadı sadece dört çek yüzünden başıma bunlar geldi.

Çek sahipleri şikâyetlerini geri çekseler çıkarım. Ama onlar da haklı olarak paralarını istiyorlar...

Eşim ve 3 çocuğum çok zor durumdalar. Eşim önceleri çalıştı sonra çocukları alarak baba evine döndü. Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak’a ve Bakan Fatma Şahin’e mektuplar yazdım. Eşime ve çıkarsam bana bir iş imkânı sağlamalarını istedim. Dünyanın hiçbir ülkesinde çekten bu kadar ağır ceza yok.

Şimdi yaşadıklarımı kitap haline getiriyorum. Bana sahip çıkılsın, o kadar vergi verdim, insanlar çalıştırdım. İstenirse ben Van’daki depremin lojistik işlerini de kazanç sağlamadan yerine getirebilirim.

Bana bu konuda izleyeceğim yolu gösterirseniz çok memnun olurum. Mehmet Çevik, Elazığ Kapalı Cezaevi.” Soruna bir de bu boyutuyla bakalım.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89