- Tahammül: Başbakan Erdoğan’ın “bu ülkenin başbakanına nasıl...” diye başlayan cümleler kurmasına alışmıştık ama bunu Soma’da, kendisini yuhalayan bazı vatandaşlara karşı tekrarlamasını herhâlde beklemiyorduk. Halbuki toplumu derinden sarsan böylesi facialarda bir siyasetçi sıcağı sıcağına olay yerine gidiyorsa her türlü tepkiyi göze almalı, bunlara hazırlıklı olmalıdır. Eğer tepkilere tahammül gösteremeyecek bir fıtrattaysa ya gitmemeli ya da programını vatandaşlarla olabildiğince az karşılaşacağı şekilde organize etmelidir. Ne var ki, eleştirilere fazla tahammüllü olmadığını zaten bildiğimiz Erdoğan böyle yapmadı. Hem vatandaşla doğrudan muhatap oldu, hem de tepkileri duymazdan gelme, anlayışla karşılama yerine, vatandaşın kendisine (ve iktidarına) hoşgörü, hatta minnetle yaklaşmasını bekledi. Böyle olmayınca da hiddetlendi.
- İktidar: Erdoğan’ın bu ruh hâlinin Soma’ya özgü olmadığı, Gezi ile başlayıp 17 Aralık süreciyle tırmandığı açık. Gezi’ye kadarki süreçte siyasi iktidarı olabildiğince kendisinde toplamak isteyen bir Erdoğan söz konusuydu. Gezi ve özellikle kendisini tasfiyeyi hedef alan 17 Aralık’tan sonra iktidarını kaybetme endişesi taşımaya başladı. Yani özgüven ile güvensizliğin aynı anda var olduğu karmaşık bir durum söz konusu. Kendilerini Erdoğan’ın iktidarına endekslemiş olan kişilerde de bu karmaşık durumun versiyonlarına tanık oluyoruz. İçlerinden bol miktarda kraldan çok kralcı çıkıyor ve işler daha fazla içinden çıkılmaz bir hâl alıyor.
- Yeme/yedirtmeme: Şu ana kadar Soma faciasıyla ilgili olarak, tabii protestocuları ve bazı şirket yöneticilerini saymazsak, kimse gözaltına alınmadı; kimse görevden alınmadı ve kimse istifa etmedi. Bunların olabileceğine dair herhangi bir işaret de yok. Bunun esas nedeni, Başbakan’ın, daha önceki birçok olayda karşımıza çıkan “birileri istedi diye adamlarımı yedirtmem” yaklaşımı olsa gerek. Ama yedirmeme inadının orta ve uzun vadede çok olumsuz sonuçları olacağı kesin. Kaldı ki 17 Aralık sürecinde bu inat işe yaramamış, 4 bakan birden koltuğunu kaybetmek durumunda kalmıştı.
- Maden işletmecileri: Başbakan’ın kimseyi yedirtmeme tutumundan en kârlı çıkanlar kuşkusuz Soma Holding’in sahip ve yöneticileri oldu. Dünkü gözaltıların durumu değiştireceği ihtimalini ise fazla yüksek görmüyorum. Eğer Soma’daki basın toplantısında Erdoğan işletmecilerin kusur, ihmal ve sorumluluklarından söz etse, bunların altını kalın bir şekilde çizse toplumsal atmosfer bambaşka olabilirdi. Onun yerine faciayı normal gibi göstermeye kalktı ve kendi tabanında da derin hayal kırıklıklarına yol açtı. Birkaç gün sonra durumun vahameti fark edilip hükümete yakın medya tarafından holding hedefe konuldu ama toparlama mümkün olmadı.
- Şehir efsaneleri: Resmi açıklamalara göre Soma’da 300’ü aşkın kayıp verildi ve yerin altında kimse kalmadı. Ama hükümetin söylediklerinin kamuoyunun belli bir bölümünü tatmin etmediği açık ve bu son derece normal bir durum. Ne var ki bu sayı başlı başına çok büyük bir felakete işaret ederken, yer altında yüzlerce işçinin kaldığı, üzerlerine beton döküleceği gibi spekülasyonları; yakınlarının akıbetini merak eden o kadar aile çıkmayınca, bu kişilerin Suriyeli ve hatta çocuk olduklarına çevirmeyi anlamak mümkün değil. Soma’da ilk andan itibaren çok sayıda gazeteci görev yapıyor. Her duyduklarını kendi gazete ve kanallarında haberleştiremeseler bile sosyal medya üzerinden dolaşıma sokuyorlar. Ayrıca çok sayıda gönüllü avukat, STK temsilcisi bölgede halkla temas hâlinde. Bunların hiçbir şekilde duymadığı Suriyeli çocuk işçi varlığından, İstanbul’da kendisine gelen e-postalarla haberdar olduğunu söyleyenlerin yaptıkları ise en hafif deyimiyle sorumsuzluktur.
- “Dış mihraklar”: 1999 Marmara depreminde bu ülkenin insanları olağanüstü bir dayanışma göstermiş ve gelecek için umutlanmamıza neden olmuştu. Tabii muazzam bir uluslararası yardım kampanyasıyla “Türk’ün Türk’ten başka dostu yok” sözünün de asılsız olduğu ortaya çıkmıştı. Fakat AKP döneminde benzer olaylarda, “her şey kontrol altında”, “devletten başka kimseye ihtiyaç yok” gibi yaklaşımlarla dış yardımlara onay verilmedi, üstelik başka bölgelerden vatandaşların yardım amacıyla olay bölgesine gitmelerine hep zorluklar çıkartıldı. Çok anlamsız.
Siyasi iktidarın ilk günden itibaren dile getirdiği “Somalı olanlar/olmayanlar” ayrımının, hiç dillerinden düşürmedikleri “birlik ve beraberlik” çağrılarıyla taban tabana zıt olduğu aşikârdır.
Somalıların sadece devlete muhtaç olmadıklarını, bu ülkenin diğer insanlarının da yanlarında olduğunu bilmeleri tüm Türkiye’nin yararınadır.
- BIST 10346.66
- Altın 4278.178
- Dolar 40.0646
- Euro 47.1165
- İstanbul 25 °C
- Diyarbakır 36 °C
- Ankara 32 °C
- İzmir 33 °C
- Berlin 18 °C
- Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!
- Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!
- Gazeteci Evrim Kepenek'e kelepçeli gözaltı!
- Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran korumalar tutuklandı
- 15 barodan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik saldırıya kınama
- İbrahim Kalın MİT Başkanlığına atandı
- Çanakkale ve Balıkesir'de art arda deprem
- Buldan ve Sancar eş başkanlığı bırakacaklarını açıkladı
- Başak Demirtaş: Selahattin adaylığını üç kez iletti
- Şenyaşar ailesi: ‘Gereken yapılmazsa ‘adalet’ pankartını Meclis’e asacağız’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı
- HDP’li yönetici: Demirtaş’ın talebi genel merkezimize ulaşmadı
- Biden, sahnede yere düştü
- Demirtaş: HDP, cumhurbaşkanı adaylığı talebimi gerekçesiz reddetti
- Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum
Devlet-toplum ilişkisinden hareketle Soma üzerine 6 not

Ruşen Çakır / Habertürk
- Yorumlar 0
- Facebook Yorumları
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- Devlet krizi ve Çözüm Süreci'ne muhtemel yansımaları26 Mart 2015 Perşembe 13:00
- Çözüm sürecinin esas kazananı12 Mart 2015 Perşembe 10:19
- Fidan olayı: Demek ki danışıklı dövüş değilmiş11 Mart 2015 Çarşamba 10:57
- HDP barajı aşar çünkü...09 Mart 2015 Pazartesi 10:37
- Öcalan Demirtaş’ın üzerini çizdi mi? Çizer mi?04 Mart 2015 Çarşamba 11:16
- Herkesin gözü ve aklı HDP’de02 Mart 2015 Pazartesi 12:57
- Kandil şerh düşebilir ama sorun çıkarmaz01 Mart 2015 Pazar 13:22
- Dün Refah Partisi bugün HDP28 Şubat 2015 Cumartesi 03:30
- Ya Kobani düşmüş olsaydı...23 Şubat 2015 Pazartesi 12:04
- Krizin özü: Silah bırakma açıklaması mı, müzakere mi önce olacak?18 Şubat 2015 Çarşamba 15:33
- Kandil yine Öcalan’ın elini güçlendiriyor16 Şubat 2015 Pazartesi 13:50
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
12345678
- Süleyman ÇevikKürtçe zorunlu eğitim bir haktır!
- Ersin TekGeleceğin Önündeki Engel: Geçmiş!
- Roşan LezgînZazakî Kur’an Meali ve İncil çevirisi
- Bayram BozyelSri Lanka; İktidar hırsının trajik sonuçları
- Abdullah Can“Bediüzzaman’ın hançeri” mi, Bediüzzaman’ı hançerlemek mi? (5)
- Mustafa Özçelik‘’Helalleşme’’ söylemini destekleyerek, kapsamlı helalleşmelere kapı ara
- Rahmetullah KarakayaBinelim kuşa gidelim Muş’a (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinSon üç gün, son üç soru
- Hayko BağdatKürtler TİP’e neden kırgınlar?
- Arzu YılmazKürt seçmenin seçimi ve dış politika
- Hediye LeventCIA Şefi neden Orta Doğu'da?
- İsmail Beşikci59 Yıl Sonra Şemdinli
- Mehmet Latif YıldızGüçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine
- Akif BekiHDP’yi kapatmak neye yarar?
- Fehim TaştekinKürtler için lanet geri mi dönüyor?
- Ahmet TaşgetirenYargı sancısı -bumerangı unutmamak
- Fehmi KoruFırat’ın doğusuna gitmiyoruz, tamam. "Neden"...
- Aydın Doğanİstanbul seçimleri ve ötesi…
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Hakan AlbayrakMalcolm X
- Elif ÇakırBize ne oldu böyle?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
12345
RÖPORTAJ
Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesajKürt sorunu üzerine çalışmaları ile tanınan ve Kürdistan Bölgesinde de görev yapan Hamburg Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Arzu Yılmaz Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyaretini Evrensel'e değerlendirdi.
Türkan Elçi: 'Tahir hiçbir rüyamda benimle konuşmadı’Bugün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin beşinci yılı.
Kürt hukukçuya Yeni Zelanda'dan 'Küresel Etki ÖdülüERBİL (K24) - Kürt hukukçu Rez Gerdi, mültecilerle ilgili yaptığı çalışmalar ve gösterdiği çabalar nedeniyle Yeni Zelanda’da “Küresel Etki Ödülü”nü kazandı.
PSDK lideri: Kürtler ABD’yle doğrudan görüşmeliKürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KSDP) Genel Sekreteri Muhammed Haci Mahmud, Bağdat’la yaşanan bazı sorunlar konusunda kesin sonuçlar alınması için Kürtlerin ABD’yle doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.
ÖZEL MAKALE
Konya’daki katliama ilişkin gözaltı sayısı 13’e çıktıKonya’da yedi kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 13’e yükseldi.
Reuters: Türkiye sınıfta kaldıKoronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye'de 2 haftadır hafta sonları akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İngiliz haber ajansı Reuters'ın analizine göre bu yasaklar bir işe yaramadı.
Demirtaş hakkında yeni iddianame: 3 yıla kadar hapsi istendiAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başsavcı Yüksel Kocaman'ı hedef gösterdiğini iddia ettiği HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapsi istendi.
Mesud Barzani: Kerkük; anılar, düşler ve düşüncelerBarzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi."
KÜLTÜR SANAT
Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!Nûbihar dergisinin 165. Sayısı Kürt Dili Dosyası olarak çıktı.
Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!Nûbihar dergisinin yeni sayısı okuyucusuyla buluştu.
Nûbihar dergisinin 163. sayısı çıktı3 ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisinin 163. sayısı zengin bir içerikle çıktı.
Feyruz, Suudi Arabistan’da konser vermeyi reddettiArap dünyasının yaşayan en büyük şarkıcısı Feyruz, Suudi Arabistan'ın insan haklarına saygı göstermediğine dikkat çekerek konser davetini reddetti.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.