Güneydoğu’da son günlerde olup bitenlere birinci derecede çözüm sürecinin kaderi açısından baktık; gerek PKK’nın gerek Kürtler’in, gerekse hükümetin tutumunu bu perspektiften analiz etmeye çalıştık. Bunu elbette yapmak gerekiyordu. Ne var ki, gözümüzün önündeki tablonun bir başka açıdan daha okunması mümkün ve üstelik çok önemli.
Nedir bu tablo?
PKK’nın bölgede giriştiği yol kesme, HÜDA PAR’ı şiddet yoluyla bastırma eylemleri; Kürt çocuklarını ailelerinin şiddetli itirazına rağmen dağa götürme, geçmiş döneme ilişkin intikam eylemi olarak korucu öldürme, “özel mahkemeler kurup birtakım insanları yargılama ve hatta infaz etme, iş adamlarından tehdit ve zorla “vergi” tahsil etme gibi baskı ve şiddet girişimleri...
Bütün bunlar bize şunu gösteriyor: Yarın öbür gün, şu anda tıkanan çözüm süreci bir şekilde açıldığında, PKK’nın devlete yönelik şiddet eylemleri sona erebilir. Silah bırakma ve dağdan inme de gerçekleşebilir. Ama bu, PKK’nın bölge halkına yönelik şiddetinin biteceği anlamını taşımaz. Çünkü PKK hâlâ şiddet içermeyen bir siyaset düşünemiyor. Mayasındaki şiddetten arınmak diye bir yönelimi yok. Tam tersine, bir yandan devletle pazarlıkla “demokratik özerklik” adını verdiği bir statü elde etmeye çalışırken; bir yandan da o statüyü bölge halkı üzerinde şiddet uygulayarak fiilen oluşturmaya çalışıyor. Ve biz bu vesileyle, emrivaki şeklinde kurulmaya çalışılan “demokratik özerklik”in nasıl bir şey olduğunu da görmüş oluyoruz: Bölge halkının şiddet ve baskıyla yönetildiği; muhalif siyasi hareketlerin şiddet yoluyla yok edilmeye çalışıldığı; geçmiş dönemin “hain”lerinin ölümle cezalandırıldığı; Kürt çocuklarının endoktrine edilerek kendi halkına karşı eli silahlı milisler olarak kullanıldığı, keyfi mahkemeler kurulup insanların yargısız infaz edildiği, hukuksuz, baskıcı bir yönetim... Haa, bu arada Öcalan’ın son görüşmesinde verdiği “bölgenin kapitalizmden kurtarılarak sosyalist bir ekonomi kurulması” talimatını da unutmayalım!
Açıkça söylemek gerekirse Türkiye’de buna ne Güneydoğu’da yaşayan Kürtler müsaade eder ne de Türkiye’nin geri kalanında yaşayan nüfus… Ülkenin bir bölgesinde, diğer bölgelerden farklı bir rejimin hüküm sürmesi; orada yaşayan halkın arkaik Stalinist bir baskı rejimi altında yaşaması hiç kimse için kabul edilecek bir durum olamaz.
Statü Kürtler’in değil PKK’nın talebi
“Kürtler böyle bir rejim istiyorsa, bize boyun eğmek düşer” denilebilir.
İşte buradan geliyoruz, şu anda PKK’nın peşinde olduğu “statü”nün bölge halkı açısından istenir olup olmadığına…
PKK, özerk bölge statüsünü sadece kendisinin değil, aynı zamanda bölge halkının da isteği olarak takdim ediyor. 30 yıllık savaş döneminde aldığı kitle desteğini de bunun kanıtı olarak ileri sürüyor. “Silahlı mücadele dönemi boyunca benim arkamda duran kitleler, aynı zamanda özerklik talebinin de arkasında durmuştur” gibi bir akıl yürütmeyle özerklik talebine kitlesel meşruiyet kazandırmaya çalışıyor.
Oysa hepimiz biliyoruz ki PKK’nın Kürtler’den aldığı destek; devletin o dönemde uyguladığı inkâr ve asimilasyon politikasına bir tepkiydi. Kürt halkı devletin zulüm ve işkencesine karşı PKK’yı destekledi ama bu onun aynı zamanda özerk bölge ya da federasyon istediği anlamına gelmiyordu. Bu, zulüm politikalarının en yoğun olduğu yıllarda bile büyük ölçüde böyleydi. Hele hele devlet geleneksel inkâr politikasından vazgeçtikten ve ciddi reformlar yaptıktan sonra federasyon ya da özerklik tercihi, halkın talebi değil tamamen PKK’nın talebi haline dönüştü.
İşte bu yüzden ben, Oslo’dan bu yana, PKK’yla devlet arasındaki görüşmelerde şiddetin bitirilmesine ilişkin bütün meselelerin konuşulabileceğini ama “statü” pazarlıklarına girilmesinin kesinlikle yanlış olduğunu yazıp duruyorum. PKK savaşın bitirilmesinin koşullarını konuşabilir ama asla ve asla bütün Kürtler adına statü talebinde bulunamaz. Kürtler’in nasıl bir idari sistemi tercih ettiklerini öğrenmenin tek yolu referandumdur. Bu da ancak silahlar susup gençler dağdan indikten ve PKK’nın bölge halkı üzerindeki baskısı kalktıktan, bölge normalleştikten sonra yapılabilir.
Ayrıca, şunu da herkes bilsin ki, bir gün referandum sandığı önüne gelirse, sandığa giden Kürtler, PKK’nın yaşanan bu “ara dönemde” bölge halkına neler yaptığını, nasıl bir rejim oluşturmaya çalıştığını da gayet iyi hatırlayacak ve oyunu ona göre kullanacaktır.
- BIST 9084.16
- Altın 4154.954
- Dolar 39.2397
- Euro 44.5378
- İstanbul 22 °C
- Diyarbakır 23 °C
- Ankara 18 °C
- İzmir 25 °C
- Berlin 16 °C
- Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!
- Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!
- Gazeteci Evrim Kepenek'e kelepçeli gözaltı!
- Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran korumalar tutuklandı
- 15 barodan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik saldırıya kınama
- İbrahim Kalın MİT Başkanlığına atandı
- Çanakkale ve Balıkesir'de art arda deprem
- Buldan ve Sancar eş başkanlığı bırakacaklarını açıkladı
- Başak Demirtaş: Selahattin adaylığını üç kez iletti
- Şenyaşar ailesi: ‘Gereken yapılmazsa ‘adalet’ pankartını Meclis’e asacağız’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı
- HDP’li yönetici: Demirtaş’ın talebi genel merkezimize ulaşmadı
- Biden, sahnede yere düştü
- Demirtaş: HDP, cumhurbaşkanı adaylığı talebimi gerekçesiz reddetti
- Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum
'Demokratik' özerkliğiniz bu mu?

Gülay Göktürk / Akşam
- Yorumlar 9
- Facebook Yorumları
Yazarın Diğer Yazıları
- Kürt Paketi19 Aralık 2015 Cumartesi 02:16
- Eski haritayı savunmaya devam mı?12 Aralık 2015 Cumartesi 08:30
- JİTEM’ciler de aklandı sonunda10 Kasım 2015 Salı 03:27
- “Kürt havzası” yeniden mümkün hale gelebilir mi?31 Ekim 2015 Cumartesi 04:31
- Esed’li geçiş dönemine yeşil ışık26 Eylül 2015 Cumartesi 03:02
- 'Tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet'22 Eylül 2015 Salı 08:49
- HDP’ye verilen oyun anlamı29 Ağustos 2015 Cumartesi 07:49
- HDP zor durumda18 Temmuz 2015 Cumartesi 10:24
- IŞİD’e karşı söz değil eylem zamanı04 Temmuz 2015 Cumartesi 09:00
- Hayrola,'Restorasyon' başladı mı?02 Temmuz 2015 Perşembe 02:08
- Fırsatı kaçırdık mı?27 Haziran 2015 Cumartesi 02:43
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
12345678
- Süleyman ÇevikKürtçe zorunlu eğitim bir haktır!
- Ersin TekGeleceğin Önündeki Engel: Geçmiş!
- Roşan LezgînZazakî Kur’an Meali ve İncil çevirisi
- Bayram BozyelSri Lanka; İktidar hırsının trajik sonuçları
- Abdullah Can“Bediüzzaman’ın hançeri” mi, Bediüzzaman’ı hançerlemek mi? (5)
- Mustafa Özçelik‘’Helalleşme’’ söylemini destekleyerek, kapsamlı helalleşmelere kapı ara
- Rahmetullah KarakayaBinelim kuşa gidelim Muş’a (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinSon üç gün, son üç soru
- Hayko BağdatKürtler TİP’e neden kırgınlar?
- Arzu YılmazKürt seçmenin seçimi ve dış politika
- Hediye LeventCIA Şefi neden Orta Doğu'da?
- İsmail Beşikci59 Yıl Sonra Şemdinli
- Mehmet Latif YıldızGüçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine
- Akif BekiHDP’yi kapatmak neye yarar?
- Fehim TaştekinKürtler için lanet geri mi dönüyor?
- Ahmet TaşgetirenYargı sancısı -bumerangı unutmamak
- Fehmi KoruFırat’ın doğusuna gitmiyoruz, tamam. "Neden"...
- Aydın Doğanİstanbul seçimleri ve ötesi…
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Hakan AlbayrakMalcolm X
- Elif ÇakırBize ne oldu böyle?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
12345
RÖPORTAJ
Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesajKürt sorunu üzerine çalışmaları ile tanınan ve Kürdistan Bölgesinde de görev yapan Hamburg Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Arzu Yılmaz Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyaretini Evrensel'e değerlendirdi.
Türkan Elçi: 'Tahir hiçbir rüyamda benimle konuşmadı’Bugün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin beşinci yılı.
Kürt hukukçuya Yeni Zelanda'dan 'Küresel Etki ÖdülüERBİL (K24) - Kürt hukukçu Rez Gerdi, mültecilerle ilgili yaptığı çalışmalar ve gösterdiği çabalar nedeniyle Yeni Zelanda’da “Küresel Etki Ödülü”nü kazandı.
PSDK lideri: Kürtler ABD’yle doğrudan görüşmeliKürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KSDP) Genel Sekreteri Muhammed Haci Mahmud, Bağdat’la yaşanan bazı sorunlar konusunda kesin sonuçlar alınması için Kürtlerin ABD’yle doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.
ÖZEL MAKALE
Konya’daki katliama ilişkin gözaltı sayısı 13’e çıktıKonya’da yedi kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 13’e yükseldi.
Reuters: Türkiye sınıfta kaldıKoronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye'de 2 haftadır hafta sonları akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İngiliz haber ajansı Reuters'ın analizine göre bu yasaklar bir işe yaramadı.
Demirtaş hakkında yeni iddianame: 3 yıla kadar hapsi istendiAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başsavcı Yüksel Kocaman'ı hedef gösterdiğini iddia ettiği HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapsi istendi.
Mesud Barzani: Kerkük; anılar, düşler ve düşüncelerBarzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi."
KÜLTÜR SANAT
Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!Nûbihar dergisinin 165. Sayısı Kürt Dili Dosyası olarak çıktı.
Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!Nûbihar dergisinin yeni sayısı okuyucusuyla buluştu.
Nûbihar dergisinin 163. sayısı çıktı3 ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisinin 163. sayısı zengin bir içerikle çıktı.
Feyruz, Suudi Arabistan’da konser vermeyi reddettiArap dünyasının yaşayan en büyük şarkıcısı Feyruz, Suudi Arabistan'ın insan haklarına saygı göstermediğine dikkat çekerek konser davetini reddetti.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.