• BIST 10643.58
  • Altın 2504.005
  • Dolar 32.1989
  • Euro 34.8984
  • İstanbul 16 °C
  • Diyarbakır 17 °C
  • Ankara 18 °C
  • İzmir 19 °C
  • Berlin 16 °C

Değişim: Cemaat mi AK Parti mi?

Oral Çalışlar

Gülen Cemaatinin de, AK Parti'nin de son yıllardaki yaygınlaşmasının ve güçlenmesinin arkasındaki ana dinamik aynı: Zenginleşen Anadolu burjuvazisi. 

AK Parti’nin üç dönemdir oylarını artırarak seçim kazanmasını sağlayan en temel sloganın “Türkiye değişiyor” sloganı olduğunu söyleyebiliriz. Dindar kökenli bir geleneğin “değişim” fikrini “propaganda silahı” olarak kullanması, siyasetin temel paradoksunu oluşturuyor. MİT yöneticilerine dönük soruşturma krizi ile birlikte yoğunlaşan “Cemaat-AK Parti arasındaki çekişme”ye ilişkin tezleri özellikle Türkiye’nin siyasi ve toplumsal değişim haritası açısından incelemekte yarar var.

Gerginliğin taraflarını nasıl tanımlarsak tanımlayalım, sınırları nereden çizersek çizelim, iki farklı perspektifin Türkiye’nin temel meselelerine yaklaşımlarının ne olduğu konusunu incelemekte yarar var.

Eğer bir “karşı karşıya gelme” durumundan söz edilecekse, bunun temel kodlarını yayın organlarında görebiliriz. “Cemaate yakın” olarak bilinen yayın organları “MİT’in KCK ile ilişkilendirilmesi”ne öncelik veriyorlar. Savcının haklı olduğunu ve MİT’in de hesap vermesi gerektiğini vurguluyorlar. “Hükümete yakın” yayın organları ve yazarlar ise, “operasyon”da bizzat Başbakanın hedef alındığına işaret ediyorlar.

“O polisler, o savcılar Cemaatin yönlendirmesiyle mi hareket ettiler?” sorusuna net bir cevap vermemiz çok zor. Bazı yazarlara ve akademisyenlere bakarak bir değerlendirme yaptığımızda, “cemaat”in rolüne ve konumuna ilişkin bazı işaretlere ve verilere ulaşabiliyoruz. 

Operasyoncu davrananlar

Fethullah Gülen bundan birkaç ay önce yaptığı bir konuşmada Kürtçe’nin öğretilmesinin devletin görevi olduğunu söylemişti. Bu noktada “cemaat”in genelinin değilse bile Fethullah Gülen’in kişisel duruşunun ileri bir noktada olduğu düşünülebilir.

Ancak, KCK operasyonlarıyla ortaya çıkan tabloya bakıldığında, “cemaate yakın” olduğu iddia edilen polislerin ve yargının “daha operasyoncu” davrandığı bir gerçek. “Cemaate yakın” olarak tanımlanan TV ve gazeteler de “yaygın operasyon” konusunda oldukça atak ve güvenlikçi bir görüntü vermeyi sürdürüyorlar.

Ancak, “cemaat”ten bazı isimlerin KCK operasyonlarının yaygınlaştırılmasını (ve örneğin şiddetle ilişkisi olmayan aydınların da kapsama alanına dahil edilmesini) onaylamadığını biliyoruz.

“Cemaate yakın” olarak tanımlanan yayın organlarının son dönemde “operasyonel” malzemelere daha çok odaklandıkları ve “diyalog-müzakere” eksenine daha az ilgi gösterdikleri açık. Genelleme yaparsak, Kürt meselesine dair “değişime daha az açık” bir dilin bu çevrelerde ağır bastığından söz edilebilir.

Türkiye’nin değişim kodları açısından bir diğer önemli gösterge olan Mavi Marmara olayında ise, Fethullah Hoca, Hükümetin tutumunu eleştirmiş ve İsrail’le gerginliğin tırmandırılmasına karşı çıkmıştı. Son dönemde dış politikada girilen “yüksek gerilim hatları” karşısında Fethullah Hoca’nın(ve “cemaat”in) daha Batı’yla uyumlu ve uzlaşmacı bir dili temsil ettiği söylenebilir.

Gülen Cemaatinin de, AK Parti’nin de son yıllardaki yaygınlaşmasının ve güçlenmesinin arkasındaki ana dinamik aynı: Zenginleşen Anadolu burjuvazisi… Cemaat dünyaya açılarak büyük bir potansiyel yarattı. Gücünü ve değişim enerjisini küresel büyüme ivmesinden alıyor.

AK Parti’nin omurgasında da büyük oranda bu burjuvazi var. Ama bir iktidar partisi olarak daha geniş dengelerin içinde ve daha geniş kesimlerle temas ederek siyaset yaptığı da unutulmamalı.

Hem AK Parti’nin hem Gülen Cemaati’nin hem “değişimci” eğilimleri, hem “gelenekçi-otoriter” eğilimleri var. Ülkenin kodlarını sarsabilen derinlikte çatışmalara neden olabilen “alan kavgaları” bu iki güç arasındaki ortaklık ve farkların etkileşimiyle orantılı bir şekilde ilerliyor. Gerginliklerin arkasındaki ana dinamikleri anlamak isteyen herkesin, bu “alan kavgaları”nı takip etmeyi sürdürmesinde yarar var.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89