Kobani'de hükümetin tutumunu protesto amacıyla başlayan ve 40'dan fazla kişinin ölümüne neden olan acımasız saldırılar, bir kırılmaydı. Bingöl'de polise kurulan pusu ise, kırılmayı ağırlaştırdı.
PKK; Bingöl pususunu, "Bizim bilgimiz yok" açıklamasıyla savuşturdu. HDP, kendisini savunmak amacıyla, Kobani eylemleri sırasında yaşananları, "provokatörler"in tezgahladığını, "derin devlet"in yeniden harekete geçtiğini savunan bir değerlendirmede bulundu.
ÇÖZÜMÜ EN ÇOK KÜRTLER İSTİYOR
30 yıllık savaş, Türkiye'nin bütününü sarsarken; en ağır tahribatı, Kürtler üzerinde yaptı. Onarılması en zor acıları, onlar yaşadılar. "Çözüm süreci", bu nedenle, en büyük desteği onlardan aldı. "Akil İnsanlar" heyetinin gezilerine, en büyük ilgi, Güneydoğu Anadolu bölgesinden geldi. Kamuoyu yoklamaları da, aynı doğrultuda sonuçlar veriyordu.
PKK, bir süreden beri, "çözüm bitmiştir" açıklamaları yapıyor. Hükümete yönelik ağır ve tehdit edici bir dil kullanıyor. PKK'nın, bölgede etkinliğini pekiştirmek amacıyla; adam kaçırma, yol kesme, haraç toplama gibi eylemleri yaygınlaştırdığı söyleniyor. Bu tablodan; Kandil'in, sürecin gidişinden memnun olmadığı sonucunu çıkartmak mümkün. Öcalan ise, bize yansıdığı kadarıyla sürecin kesintiye uğramaması, barış ve çözüm diyalogunun kopmaması için; çağrılar yapıyor, uyarılarda bulunuyor.
ÜÇ ASKERİN ÖLDÜRÜLMESİ
Üç askerin öldürülmesi, "PKK'nin ne yapmak istiyor" sorusunu yeniden gündeme getirdi. Öcalan, Kobani olaylarının arkasından yaptığı açıklamada; "çözüme çok yakınız" demiş ve olumlu mesajlar vermişti. PKK'nin, buna rağmen, devletin ve toplumun sinir uçlarını harekete geçirecek saldırılara başvurması; yeni bir duruma işaret ediyor.
Çözüm sürecinin başlamasından bu yana, Kürt siyasi hareketinin sözcüleri; "hükümetin ağırdan aldığı" eleştirisini dile getiriyorlar. Hükümetin en dikkat çekici adımları attığı, kanunlar çıkardığı, Öcalan'ın koşullarını düzeltmeye çalıştığı bir dönemde, PKK'nın hamlesi; ürkütücü bir gelişme olarak öne çıkıyor.
YENİ DURUM
2013 Mart ayındaki Newroz kutlamalarında okunan mesajında Abdullah Öcalan, "Silahlı mücadele döneminin sona erdiğini" açıklamıştı. PKK güçlerinin bu nedenle önce Türkiye'yi terk edeceğini, sonra silahları bırakacağını söylemişti. Geniş Kürt kitleleri de, bu çağrıyı destekleyen bir tutumu göstermişti.
Kandil, neden tutumunu sertleştirmeyi ve çatışmayı tırmandırmayı tercih ediyor? 30 yıl savaşmış ve savaşmaya endekslenmiş bir örgütün; barışçı bir düzene geçmesi, görüldüğü kadarıyla zor olacak. Bir "geçiş krizi" yaşanacağını tahmin etmek zor değil. Tabii, PKK'deki tutum değişikliğinin ikinci bir nedeni olarak; konjonktürdeki yeni olguları değerlendirebiliriz.
KOBANİ: LAİK DÜNYANIN SİMGESİ
"Suriye Kürdistanı"nda, yani Rojava'da, PKK ile aynı doğrultuda hareket eden PYD; elindeki silahlı güçle, bölgede egemenlik kurmuş, özerk alanlar yaratmıştı. Buraya çok sayıda PKK militanının gittiği, herkesin malumu.
Kobani, işte bu sürecin sonunda ortaya çıktı. IŞİD'in, bölgedeki halklara saldırmasıyla birlikte; PKK-PYD güçleri de, "IŞİD'le aktif olarak savaşan güçler" olarak dikkat çekmeye başladılar. Kürtler, "İslamcı terör"e karşı bölgedeki direnişin militanları olarak itibar kazandılar. Batı dünyasının desteğini aldılar. Bölgenin "İslamcılaştırılması"nın önünde, Kobani; seküler-İslamofobik Batı dünyasının "bayrağı"na dönüştü.
Batı dünyasında; daha önce terör örgütü olarak kabul edilen PKK'ya yönelik, tavır değişti, IŞİD'e karşı PKK silah desteği başladı. Washington, PYD ile ilişki kurduğunu, ilan etti. Kobani'nin düşmemesi için; başta ABD uçakları olmak üzere, Koalisyon güçleri, IŞİD'e bomba yağdırdı, yağdırıyor.
PKK/PYD çizgisi, meşruiyet kazanıyor. CNN International televizyonu, bugüne kadar görmezden geldiği sözkonusu Kürt siyasi akımını tanıtan olumlu haberler yapıyor. Aynı kanal, Kürtler için, "devleti olmayan millet" tanımlamasıyla, özel dosyalar hazırladı.
PKK'NIN KOŞULLARI DEĞİŞTİ ALGISI
PKK, yeni koşulları değerlendirerek; "daha ileri hedeflere doğru yürümek" kararıyla yeni bir hamleye girişmiş olabilir.
Bir başka yorum da; çözüm sürecinden hoşnut kalmadığı bilinen İran'ın saldırıların tırmanmasında, rol oynadığı şeklinde.
Sonuç olarak, Kürt siyasi hareketinin, "çıtayı yükseltmek" amacıyla, yeni bir hamle yaptığı söylenebilir.
Batı ve ABD ile, Türkiye arasında, son yıllarda ilişkilerin gerilmesinin ve Erdoğan yönetimine karşı Batı dünyasında tırmanan tepkilerin de; PKK'yı teşvik ettiği düşünülebilir.
Bu tırmanış, iplerin bütünüyle kopmasına yol açar mı?
Onu da yarın tartışalım.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.