• BIST 9668.36
  • Altın 3996.585
  • Dolar 38.8091
  • Euro 43.2885
  • İstanbul 18 °C
  • Diyarbakır 29 °C
  • Ankara 20 °C
  • İzmir 23 °C
  • Berlin 13 °C

Biz bize benzeriz

Ahmet Altan-

Mustafa Kemal, işin içinden çıkamayınca “Biz bize benzeriz” diyerek Türkiye’nin “hiçbir şeye benzemediğini” açıklamak zorunda kalmıştı.

Bu “hiçbir şeye benzememe” halimiz hâlâ devam ediyor.

Böyle giderse pek bir şeye de benzeyemeyeceğiz anladığım kadarıyla.

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım biliyorsunuz bir yıldan beri tutukluydu.

Hakkında bir mahkûmiyet kararı yoktu ama hapisteydi.

Dün mahkûm oldu ve serbest bırakıldı.

Mahkûm olmadığı halde hapiste tutulan adam, mahkûm olunca hapisten çıktı.

Yeryüzünde böyle bir “hukuk sistemi” var mı doğrusu bilemiyorum.

Madem bu insan mahkûm olunca hapisten çıkacaktı, neden mahkûm olmadığı halde hapiste tutuldu?

Madem cezasını çekmesi için Yargıtay kararı beklenecekti, neden bir yıl hapis yattı?

Ya Yıldırım’ı hukuka aykırı olarak içerde tuttular ya da hukuka aykırı olarak bıraktılar.

Bir hukukçu, mahkûm olduğunda bırakılacak birinin, mahkûm olmadan neden bir yıl hapis yattığını açıklayabilir mi acaba?

“Yattığı süre, aldığı ceza gereği yatacağı süreyi karşılıyor” da denilemez çünkü Yargıtay cezasını onaylarsa 3 yıl daha yatacak.

Mahkûm olan Yıldırım’ı serbest bırakan hukuk, neden elli binden fazla tutukluyu hâlâ hapiste tutuyor?

Niye o insanları serbest bırakmıyor?

Mahkûm olanları serbest bırakan bir ülkede, mahkûmiyeti olmayan elli bin kişiyi hapiste tutmak adalete nasıl uygun olabiliyor?

Adalete göre mi, siyasete göre mi karar veriliyor?

Şikeden mahkûm olmuş birinin başkanlığını yaptığı futbol takımının durumuna hiç girmiyorum.

Çünkü orası tam anlamıyla bir muamma.

Altı ay arayla birbirinin zıddı iki yasa çıkaran bir iktidardan “net ve berrak” bir durum yaratması, hukuku güvenilir kılması pek kolay beklenemez.

Sanırım futbolda tam bir kaos yaşayacağız.

Hukukta da, siyasette de, diplomaside de “ilke” diye bir şey yok anlayabildiğim kadarıyla.

Hukuk da, siyaset de, diplomasi de tamamen “keyfi” bir şekilde varlığını sürdürüyor.

İktidarın meşrebine, ilişkilerine, çıkarlarına göre işler yapılıyor.

Biz Suriye’yle savaşın eşiğine geldik, değil mi?

Neden?

Şii” Beşşar Esed, insafsızca halkını katlettiği için buna karşı çıktık ve muhalefeti destekledik.

Haklı ve soylu bir davranış.

Demek ki Türkiye, “diktatörlerden”, kan dökücülerden, canilerden hoşlanmıyor ve onlarla mücadele ediyor.

Ne iyi.

Lakin şu anda yaklaşık 300 bin kişinin ölümünden sorumlu tutulan, Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısı tarafından hakkında “soykırım” suçlamasıyla “tutuklama” emri çıkarılan Sudan Diktatörü Ömer El Beşir’le imzalanan ve Parlamento’da onaylanan “askerî anlaşmayı” nasıl açıklayacağız?

Sudan halkının çoğunluğunun ve yönetiminin “Sünni” olmasının bir rolü var mı bunda?

El Beşir tarafından öldürülenlerin “dinleri” bu tercihte bir rol oynuyor mu?

Türkiye’nin siyasi iktidarı, diktatörleri “Şii diktatörler ve Sünni diktatörler” diye ikiye ayırıp, Sünni diktatörlerin her türlü suçunu destekliyor olabilir mi?

Dün yayınlanan söyleşisinde Neşe Düzel, Doçent Gülden Ayman’a soruyor:

“Türkiye Ortadoğu’da ‘Sünni temelli’ bir politika izliyor deniliyor. Sizce bu saptama doğru mu?”

Ayman bu soruya şöyle cevap veriyor:

“Şu anda evet, bu saptama doğru. Türkiye Sünni temelli bir politikadan medet uman bir hale geldi. Suudi Arabistan ve Katar da bu oyunun içindeler. Onlar da Müslüman Kardeşler’e oynuyorlar. Belki Türkiye, İran nedeniyle böyle bir tercihte bulundu ama biz Türkiye’nin dış politikasında bugüne dek mezhepsel bir yön hiç görmemiştik.”

Türkiye’nin dış politikası gerçekten de “mezheplere” göre mi şekilleniyor?

Eğer ölçü “mezhep” değilse, Türkiye hükümeti Esed’le El Beşir arasında nasıl bir fark görüyor da biriyle savaşın eşiğine gelirken diğeriyle askerî anlaşmalar imzalıyor.

Hakkında uluslararası “tutuklama” kararı bulunan bir “soykırım sanığı” ile böylesine canciğer oluyor?

Böyle bir “tercih” hangi anlayışa dayanıyor?

Neden Türkiye’nin ordusuyla, kanlı bir diktatörün ordusu “işbirliğine” gidiyor?

Nasıl bir işbirliği olacak bu?

Daha fazla nasıl insan öldürüleceğini mi öğreteceğiz El Beşir’e?

Yoksa daha fazla nasıl adam öldürüleceğini mi öğreneceğiz El Beşir’den?

Dışişleri Bakanlığı, acaba bu iki diktatör arasındaki farkları bize de açıklayabilir mi?

Benim görebildiğim tek fark, El Beşir’in şimdilik Esed’den çok daha fazla insan öldürmüş olması ve görüldüğü yerde “tutuklanacak” olması.

Bizim “hukuk” anlayışımızın gelişmiş dünyanın hukuk anlayışından çok farklı olduğu zaten El Beşir olayında da ortaya çıkıyor.

Onların “soykırım sanığı” dediğine biz “değerli müttefik” diyoruz.

Mustafa Kemal “Biz bize benzeriz” derken daha yıllarca da böyle süreceğini biliyor muydu acaba?

İnsanları mahkûm olmadan hapis yatırıp, mahkûm olunca serbest bırakıyor, Şii diktatörle savaşmanın eşiğine gelip, Sünni diktatörle anlaşmalar imzalıyoruz.

Bizim bir gün gerçek bir devletimiz olacak mı acaba?

Biraz zor gözüküyor, neden derseniz, biz bize benziyor ve hiçbir şeye benzemiyoruz.

  • Yorumlar 12
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • ishak aksu03 Temmuz 2012 Salı 03:03laf yok

      Yuregine saglik ahmet abi.bakalim orhan niroglu buna ne "elestiri"getirecek...

      Yanıtla (0) (0)
    • emir03 Temmuz 2012 Salı 08:49hukuk mu?

      şike operasyonunun yapan Cemaatin yaptığı hukuk içinde, ama yargıya etkisi bir yasa çıkarmaktan (Cemaatin yargıçlarının takmadığı bir yasa) ibaret olan iktidar hukuka aykırı davrandı öyle mi?
      ahmet altan,
      gün geçtikçe gülünçleşiyorsun...

      Yanıtla (0) (0)
    • abay can03 Temmuz 2012 Salı 09:05kim kimi konuşturuyor!!?

      artık her vicdanlı adıma her mantıklı söze kuşkuyla bakıyorum. acaba o görünmez büyük eller mi vicdanımıza ve sözümüze bile hükmediyorlar. zana konuşyu bin senaryo var, miroğlu tarafta acaba kendi öz iradesi ilemi böyle bir çıkış yaptı kuşkuluyum. bana öyle geliyorki dünya da artık herkes rol yapıyor.esat,erdoğan,el beşir, medya, bilim adamları hatta obama vs vs herkes o derin büyük güçlerin(silah,ilaç,petrol ve medya baronları) ellerine tutuşturduğu me

      Yanıtla (0) (0)
    • Akıl-mantık03 Temmuz 2012 Salı 10:58la havle....

      Allah'ım kafayı yiyeceğim kürt cenahına esaslı bir eleştiri, ve yol göstericiliği yapılmıyor, herkes dökülen bu kan üzerinden ikbal devşirmeye çalışıyor, sol liberal kesim türk te olsa kökeni solculuğa dayanan silahlı kürt unsurlarına esaslı bir eleştiri yapamayıp sempati ile yaklaşıyorlar, yav kardeşim bırakınız martavalı, ertuğrul kürkçünün deyimi ile bırakın tıraş yapmayı da, eksikliklerine hatalarına rağmen türkiye tarihinin en esaslı reformla

      Yanıtla (0) (0)
    • Ferz03 Temmuz 2012 Salı 09:46Ahmet ALTAN bir klasik ...

      İçindeki insanı hâlâ öldürmemiş vicdan sahibi birisin gerçek bir muhalefetsin kimseye eywallahın yok...orhan miroğlu gibi siyasetçiler ! de rütbe uğruna halkını bombalayanların önünde gerdan kırsın...

      Yanıtla (0) (0)
    • Akıl-mantık03 Temmuz 2012 Salı 09:48muhakame

      yanlız sudandaki el beşir hadisesi bana karmaşık geliyor ve net bir şey göremiyorum, uluslararası mahkemede emperyal güçlerin etkisinde olduğu için adaleti tartışılır, gerçekte bu arap diktatörleri gibi halkına insanlara zulm ve haksızlıkla öldürmüşse serzenişe katılırım, yoksa katılmam, binaenaleyh bile bildiğim kadarı ile el beşire karşı düzenli bir bir savaş yapılmıştı, genede bilmiyorum, ben haklıdan yanayım.

      Yanıtla (0) (0)
    • batman ayebe03 Temmuz 2012 Salı 10:13dogruyu söyleme

      bir yazerin bir aydinin kalemi onurudur okalami hakten hukuten yana kulammak herkesin isi deyil veya yapamas ahmet altan gibi baskasi beceremedime camur atarlar hallal olsum altan'a

      Yanıtla (0) (0)
    • serkan soylu03 Temmuz 2012 Salı 10:42işimize gelene benzeriz.

      başbakan diktatör esedle neden 1.5 yıl öncesine kadar can ciğer kuzu sarması iken bodrum larda karşılaar iken kardeşim dediği iken birden düşman kesildi. esed yöetimi on yıllardır aynı zulmü uygulamıyor mu halkına? suriyenin mazlum halkını düşünen erdoğan, haksızlığa zulme sorumsuz kalamayız diyen erdoğan kendi halkına neden aynı duyarlılığı göstermiyor. uludereyi neden aydınlatmıyor? çünkü başbakanın hak hukuk ve halk diye bir derdi yok. tek yaptığ

      Yanıtla (0) (0)
    • Mesut KILINÇ03 Temmuz 2012 Salı 15:47seninle nefes alıyoruz

      Vicdanınla,aklınla yaptığın yorumları beğenmeyenler çamur atanlar çıkabiliyor.Ama ben nefes alıyorum.Gurur duyuyorum.

      Yanıtla (0) (0)
    • imran adsay03 Temmuz 2012 Salı 17:58hem akıl hemde mantığa

      ben ertüğrul kürkcü nun kes traşı gibi deyimler kulandığını görmedim duymadım.deyindiğin cevrelerin kürt hareketine eleştiri yapmaması doğaldır.çünkü bu iktidarın hiç bir yaklaşımı akla ve mantığa sığmadığı içindir.sen yutabilirsin ama biz yutmuyoruz..

      Yanıtla (0) (0)
    • Akıl-mantık03 Temmuz 2012 Salı 21:57muhakeme

      bir meclis konuşmasında sözlediklerini hazmedemeyen, gerçeklerden uzak boş konuşmalara,
      dediğim çevreler solculuk koplekslerini bu şekilde tatmin etmeye çalışıyorlar,
      dostum,
      eleştiri kritik etme hakkı kutsaldır, akla mantığa uygunluk silah zoru ile insanları susturmakmıdır, yoksa insanların akıl ve kalbini kazanmaklamıdır?
      eleştiri ve hak arama amenna ama ya akan kan derdimiz kanın akmamasıdır. konuşma ve hak arama kanalları açıkken neden kan akıyor??

      Yanıtla (0) (0)
    • Akıl-mantık03 Temmuz 2012 Salı 22:07muhakeme

      hem kürt lüğümede laf söyleme , kürtlük kimsenin tekelinde değildir, ve kürtlerin farklılığını hazm edeceksin, mhp nin türkler adına hareket ettiği gibi sizlerde tüm kürtler adına konuşamazsınız, hareket edemezsiniz,
      hem "Bir fikre davet, cumhur-u ulemanın kabulüne vabestedir".
      dostum kimse kimseye başkasının dolmuşuna biniyor diye suçlamaya kalkışmasın, insan kendine ve insanlara yapacağı en büyük iyilik kendini kritik etmesidir ben nerdeyim ve ne yapıy

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89