• BIST 10055.98
  • Altın 2420.658
  • Dolar 32.2925
  • Euro 34.7642
  • İstanbul 11 °C
  • Diyarbakır 13 °C
  • Ankara 7 °C
  • İzmir 18 °C
  • Berlin 20 °C

Bir komplo teorisi

Mücahit Bilici-

Size bugün bir komplo teorisi anlatacağım. Acaba nedir diye hemen meraklanacağınız potansiyel bir komplodan bahsetmeyeceğim. Komployu bir içerik olarak değil de bir form olarak ele alalım. Yani komplonun kendisinin teorisini yapalım.

Bugün memlekette komplo o kadar çok yere inşaat yapmış ki ‘gerçek’ bir adres olmaktan çıkmış durumdadır. Hem bedbin solcular hem de anti-emperyalizm üzerinden stratejizm hastalığına erkenden yakalanan İslamcılar milletin kafasına kader yerine ABD, İsrail ve daha kesif bir karanlık olarak Neocon’ları yerleştirmeyi başardılar. Bir vakit Diyarbekir’deki dinleyicilerime dediğim üzere, komplo teorileri bir çeşit bitki gibidir. Hazmı sakil, kendi zehirlidir.

Peki, nerede biter bu bitki? Dünyanın her yerinde iradenin kadere nüfuz edemediği yerde. Başka bir ifadeyle irade ipi kader kuyusuna sarkıtıldığında yetmeyince kalan kısma bağlanan çaputtur komplo. Zihin kurtarır. Faydalıdır.

Komplo zayıfın silahıdır. Ama çoğu kez kendisini vurur. Çünkü komplo teorileri, ilim ve bilmenin zaptedemediği şeyin hesabını, nefsin hesabına gelecek şekilde, kapatır. İnsanın bilmediği şeye düşmanlığa meyletmesi ve ulaşamadığı üzümü ekşi sayması hep kullanışlı, hesaba gelir birer teoridir, komplo teorisidir.

Hâlbuki bu âlemde her aktör oyun oynar. Maç ise hiçbir aktörün oyunu değildir. Fakat modern toplumda bilmeye mahkûm edilen avam bir açıklama arar. Laf ebeleri de halkın eline çoğu kez esassız stratejik analiz tutuştururlar. Akla uyar. Çünkü akıl orada muhayyer kalmış, duvarda kapatılması gereken bir delik bulmuştur. Onu çöp ile bile kapatabilirsin. Zaten çoğu zihnî deliklerimizi işte böyle çöplerle kapatıyoruz. Komplonun ilaç gibi gelmesi bu yüzdendir. Peki, var mı bir zararı?

Komplo vatandaşın halet-i ruhiyesini bozar. Şüphe duygusunu olağanlaştırır. Her şeyin arkasında başka şey arama (ve belki onun da arkasında başka bir şey arama sahi burada niye durdun?) hastalığına duçar eder az önceki parantezde olduğu gibi. En önemlisi ise vatandaşı devlet karşısında çürütür. Kendisine yapılan, “gördüklerinin asıl sureti başkadır” telkini vatandaşa kifayetsizlik aşılar. Kendi algı ve bilgisine itimadı aşındırılan vatandaş kendisi hakkında karar verme özgüven ve kabiliyetinden uzaklaşır. Bilgisi ancak devletten (ve onun uzantısı olan uzmanlardan alınabilen) komplo teorisi bu yüzden çürütkendir. Vatandaşı, Kürtçe tabiriyle, “puç” eder. Vatandaşa göbeğini kaşıtmasa da kafasını kaşıtır. Sağlıklı vücuda evhamlı baş taşıtır.

Şu hâlde komplo vesvesenin siyaset âlemindeki adıdır. Her çeşidinde olduğu üzere “vesvesenin zararı tevehhüm-ü zarardır”.

Devlet cihazının başına geçenler hemencecik komplocu kesilirler.
Haklılar. Çünkü devletlerin çevirdiği numaraları bilirler. Bazı memurlar bu bilgileri peyderpey veya öngörü zamanlaması ile paylaşarak geçimini sağlar. Her devlet kendi içindeki kirli çamaşırları bildiği için başkalarını da kendi gibi bilir. Hakikaten de modern devletin içi pislik doludur.

Devlet diğer bütün fonksiyonlarının yanısıra soylu/ beyaz/ jöleli yalanların cumhurun masasına servis edildiği kirli bir mutfaktır aynı zamanda. Ee, öyleyse, komplo teorileri gerçekten oluyormuş denebilir. Bir yerde komplo varsa devlet onu vatandaşına bulaştırmadan temizlemelidir. Yoksa komplo kovalarını vatandaşın üstüne boca etmek komplolarla baş etmek isteyen âkil devletlerin kârı değildir. Vatandaşı bu denli pelte edip içini boşaltan, onu kendine bağımlı hâle getiren hem kendisine hem de demokrasiye zarar verir.

Vatandaşın devlete teslimiyet yerine onu terbiye edici bir teyakkuzla yaklaşması gerekir. Devlet karşısında vatandaşı bu kadar zayıf ve savunmasız bırakmak, o devletin kendisini (yarın yanlış ellere geçtiğinde kurtarılmaya mecal bırakmayacak şekilde) zayıf ve savunmasız bırakacaktır.

Netice: Kaderin veya Allah’ın konumuna başkasını aktör olarak koyan herkes kendine zarar veriyor. Hesaplarında Allah’ı unutanlar, dualarında, Allah’ın yerine kimi koymuşlarsa, ona dilenci olurlar.

Evet, insan kendi doğrusundan emin olmalı. Hileye tenezzül etmemeli. Bediüzzaman’dan bir hatırlatma ile bitirelim: “En büyük hile, hilesizliktir.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89