• BIST 8878.9
  • Altın 2239.55
  • Dolar 32.3367
  • Euro 35.1126
  • İstanbul 15 °C
  • Diyarbakır 14 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 16 °C
  • Berlin 6 °C

Beka sorunu da fani miymiş!

Akif Beki

Adalet Bakanı Gül ilan etti, Öcalan’ın avukatlarıyla görüşme yasağı resmen kaldırıldı. Koster arızaları, hava muhalefetleri ve mahkeme kısıtlamalarıyla geçen tam 8 yıl aradan sonra... 

Avukatları ilk görüşmelerini 2 Mayıs’ta yapmış, ardından da Öcalan’ın örgütlerine ‘demokratik uzlaşma arayın ve devletin hassasiyetlerini gözetin’ çağrısını kamuoyuna açıklamışlardı.  

Ben diyeyim telkin, siz deyin talimat; Öcalan’a ‘görüş izni’ açılımının altından işte böyle bir ‘devletle anlaşmaya çalışın’ sürprizi çıktı. 

Öcalan’ın muhataplarını tek tek sıralamaya gerek yok. İktidar sözcülerinin gözüyle tanımlarsak; terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP, düşman dış güçlerin maşası Kandil’deki terör şefleri ve onların Suriye’deki piyonu YPG... 

İmralı’daki Öcalan’ın, mesajını örgütlerine ulaştırmasına devlet yeniden izin vermeye başladı. İlk aracı da avukatları değildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce ocak ayında kardeşi Mehmet’i de görüşmeye gönderdiklerini bilhassa duyurmuştu. 

MHP lideri Bahçeli’den de vize alındı üstelik. ‘Avukatlarıyla görüşebilir’ diyerek Öcalan’la temas serbestisini onaylamıştı. 

Bozuk kosteri onarttığı gibi, bekamızı nelerin riske attığı hususunda da tadilata gidiyor iktidar. Ki, böyle şeyler artık beka sorunu teşkil etmiyor. Milli varlığımızı tehlikeye düşürerek bu topraklarda baki kalmamıza bir tehdit oluşturmuyor bundan böyle. 

Hatta iktidar sözcülerinin dili, ‘Sayın Öcalan’ hitabına bile tekrar kaymaya yüz tuttu.  

Gerçi; Cumhurbaşkanlığı kurul üyesi Prof. Burhanettin Duran, önceki gün NTV’de ‘sayın’ ifadesini sehven ağzından kaçırdığını söyledi. 

Beyan esastır, sehven diyorsa sehvendir. Öcalan’a planlı bir itibar iadesi maksadıyla yapılmamıştır. Ama belli ki adından saygıyla bahsetmek konusunda yeniden bir dikkat ve zihni hazırlık eşiğindeyiz. 

Ağız alışkanlığından kaynaklansa, bunca zamandır sürçmeyen dil ne diye şimdi yalpalamaya, sürçmeye başlasın ki... 

Geriye, HDP’nin yeniden yasal bir siyasi parti olarak görüldüğünün teyidi ve meşru muhatap muamelesiyle gönlünün alınması kalıyor. 

Bekamıza zeval getirecek şeyler olsa Cumhur İttifakı, bunlara tevessül eder miydi hiç? 

Binali Yıldırım’ın dediğine geliyor iş, ‘beka’ söylemini seçim siyasetinde muhalefete karşı kullanmak yanlıştı.  

‘Ben beka endişesi yaşamıyorum, HDP de meşru bir siyasi seçenektir, ayrımsız HDP’li seçmenin de oyuna talibim’ diyen Binali Bey haklı çıktı. Haklılığını tanıyan ve doğrulayan bir sürece evriliyor işte yeni seçim stratejisi. 

‘İstemez, kanlı oyları yere batsın onların, uzak olsunlar, bize lazım değil’ yaklaşımı sandıktan onay almadı, seçmenden tasvip görmedi. İktidar da sandık sonuçlarıyla bir süre boğuştuktan sonra o kavgadan vazgeçti, milli iradeyle zıtlaşmak yerine uzlaşma imkanlarını yokluyor. 

Karalama kampanyalarında ısrar etmemesi, inadı bırakması ve keskin manevralar alması, iktidarın esneme kapasitesini göstermiyor mu? Yanlıştan dönme kabiliyeti, her türlü takdirin üstünde.  

Anlaşılıyor ki 23 Haziran’da yenilenecek İstanbul seçimi, önceki gibi bir ‘beka seçimi’ olmayacak. Partiler arasında geçecek ve adaylar yarışacak; yedi düvel düşmanla meydan muharebesi ya da ölüm kalım savaşı havasına sokulmayacak.  

Abarttığını kabul ediyor, sertliklerini yumuşatıyor, söylem uçukluklarını yere değdiriyor demektir iktidar.  

Beka sorunu da fanilikten kurtulamıyor yani, ömrü beklenenden bile kısa çıktı desenize! 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89