• BIST 9722.09
  • Altın 2428.571
  • Dolar 32.5199
  • Euro 34.8
  • İstanbul 20 °C
  • Diyarbakır 19 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 21 °C
  • Berlin 4 °C

BDP seçmeni, Sarıgül'e kurban olsun mu?

Hilal Kaplan

Gezi sürecinde, meydan daha işgal halindeyken ve barikatlar kaldırılmamışken, Şişli Belediyesi'ne ait temizlik araçlarının Taksim'de iş başında olduğu belirtilmişti. 'Çare Sarıgül' yazılamaları da gayet 'spontane'bir biçimde yollarda, duvarlarda, kaldırımlarda yer almıştı. Ardından Mustafa Sarıgül'ün, 30 Mayıs günü, Rahmi Koç'la beraber, Koç'un özel helikopteriyle gidip Demirel'i ziyaretlerinin fotoğraflarının ortaya çıkması, 'İstanbul sermayesinin yeni 'koçbaşı' belli oldu' algısını pekiştirmişti.

Sarıgül ilginç bir isim. Hırslı ve zeki bir siyasetçi olduğu kesin. Ne var ki Şişli CHP Gençlik Kolları üyeliğinden Şişli Belediye Başkanlığı'na otuz yıla yakın zaman geçmiş olmasına rağmen, siyasete başladığı yer olan Şişli'de devam ediyor. Bu süre zarfında Sarıgül, CHP, SHP, DSP, YTP'ye (Rahmetli İsmail Cem'in partisi) geçti ve ardından yine CHP'ye döndü. Fakat Deniz Baykal'a karşı aday olunca ipi çekildi ve ihraç edildi. Bu kez yine DSP'ye katıldı. Bir yıl sonraysa istifa edip Türkiye Değişim Hareketi'ni kurdu; pek çok ili bu vesileyle dolaştı. Ancak kamuoyu yoklamalarına göre barajı bile aşamayacakları için partileşmekten vazgeçilmişti.

Sarıgül, Şişli çeperini aşması gerektiğine inansa da bugüne dek nice başarısızlıklar onu hayal kırıklığına uğratmış görünüyor. Bu sefer yine bir ümit, CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olacak. Nerdeyse tüm kulis bilgileri bu yönde; Ekim ayında tablo netleşecek. İşin ilginç yanı, Sarıgül'ün adaylık çalışmaları bağlamında BDP'ye yakın isimlerle biraraya geldiği ve Sırrı Süreyya Önder'in aday gösterilmemesine karşılık, ittifak yaparak seçime beraber girecekleri olasılığı konuşuluyor. CHP büyük şehiri aldığı takdirde hangi koltukların paylaşılacağının pazarlığı yapılıyormuş.

Malumunuz, S. Süreyya Önder'in ismi, özellikle Gezi sürecinden sonra, BDP'nin İstanbul adayı olarak ön plana çıkmış,bu adımın BDP'nin de Türkiyelileşmesine katkı sunulacağı yazılmıştı. Her ne kadar Önder, partinin kararını beklemek telkininde bulunsa da, Murat Sabuncu'ya yaptığı açıklamada 'Henüz kesin olmamakla birlikte böyle düşünce ve öneriler var. Düşünüyorum. CHP'nin aday yoklamalarında Mustafa Sarıgül kadar adım çıkıyormuş' demişti. Ayrıca BDP İstanbul İl Örgütü'nün Kongresi'nde yaptığı konuşmada Ak Partili adayları eleştirdikten sonra da şu anlamlı sözleri sarf etmişti:

'Peki diğerlerine bakıyoruz, onlar ne yapıyorlar? Meğer onlar da sermaye sahiplerine bakıyorlarmış. Koç'lara, Sabancı'lara bakıyorlarmış. Yoksullara onların bir belediye başkan adayı bulmalarını,lütfetmelerini bekliyorlarmış (...) Kendi kendilerine araştırmalar yayınlayıp, kendi kendilerini birinci çıkarıyorlar.'

Önder'in, Sarıgül'ü işaret ettiğini bilmem söylemeye gerek var mı? Önder'in, Sarıgül üzerinden başkanlığa giden yolunu CHP'nin kapatmak istemesi hem doğal hem de aşikâr. Bunun en sarih örneğini, CHP'ye yakınlığıyla bilinen Koray Çalışkan vermişti. Aynı gazetede Önder'in başkan olma ihtimalini öven Cüneyt Özdemir'in 'Sırrı Süreyya Önder,İstanbul'u duman eder!' başlıklı yazısına 'Sırrı Süreyya Önder, neyi duman eder?' yazısıyla cevap vererek özetle 'Önder aday olmasın, Ak Parti kaybetsin, Kürt sorununa bakarız' diye yazdı. 'Sarıgül'ün Kürtlerin sevgisini kazandığı' iddiasını eklemeyi de ihmal etmedi. Bugüne kadar Kürt meselesine ilişkin suya sabuna dokunur bir girişimde ve söylemde bulunduğuna şahit olunmayan Sarıgül, mesela Nisan 2013'te çözüm sürecine bakışını şöyle anlatıyordu: 'Bölen olmadık, parçalayan olmadık, sosyal demokrasinin ilkelerine inandık. Emek başta olmak üzere barış,özgürlük, dayanışma temel ilkemizdir. Sosyal demokrasi, Türk müsün, Kürt müsün diye sormaz aç mısın tok musun diye sorar.'

Yine yakın zamanda, Önder'in adının İstanbul için değil, HDP Başkanlığı için geçirilmesi ve Önder'in bu iddiayı 'Bu sorumluluk altına giremem' diyerek 'nazikçe' reddetmesi CHP ile bir birliktelik arayışı olduğu kulisini güçlendiren gelişmeler arasında yer aldı.

Açıkçası KCK Eş Başkanı Cemil Bayık'ın çözümü asıl isteyenin Ak Parti değil ulusalcılar olduğu ve Ergenekon davasını bir 'aldatmaca'olarak tanımlamasını BDP'nin yerel seçimlerde CHP ile ittifak içine girebileceği noktasında bir işaret fişeği olarak gördüm.

BDP seçmeni, Dersim Katliamı'nın 'devrimin gereği' olduğunu söyleyen bir partiye ve daha kendisinin Kürt olduğunu bile söyleyemeyen bir genel başkanın partisine oy verir mi bilmiyorum. Ama 'Çare Sarıgül' değil de 'Çare Önder'in aday olmaması' galiba; ne dersiniz?

  • Yorumlar 3
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89