• BIST 9514.01
  • Altın 4121.363
  • Dolar 38.8076
  • Euro 43.9464
  • İstanbul 13 °C
  • Diyarbakır 15 °C
  • Ankara 7 °C
  • İzmir 16 °C
  • Berlin 13 °C

BDP, PKK ile masaya oturur mu?

Hilal Kaplan

Günlerdir Leyla Zana'nın girişiminin nasıl da boş çıktığını okuyoruz.

Örneğin Ergenekon sanığı Kemal Kerinçsiz'e "centilmenlik abidesi" diye methiyeler düzen Özkök'ün yancısı, Zana'nın karizmayı çizdirdiğini iddia etti.

Ya da hâlâ "Kandil'e bayrak dikme" fantezisi kuranlar, Zana'nın basın toplantısındaki sözleriyle hükümeti rahatsız ettiğini, Başbakan'ın güvenini sarstığını öne sürdü.

Dün bu türden karalamaların altındaki halıyı çeken bir yazı yayınlandı. Aynı zamanda Başbakan'ın başdanışmanlarından olan Ak Parti milletvekili Yalçın Akdoğan, Star'daki köşesinde dün şöyle dedi:

"Zana, görüşmede 'Öcalan'a ev hapsi, Oslo sürecinin başlaması, KCK operasyonları' gibi BDP'nin savlarını dillendirdiğini vurgulayarak kendi mahallesine mesaj vermiştir. Bunu 'Öcalan'dan meşruiyet devşirme' şeklinde yorumlamak da elbette mümkündür. Ancak şu hususu unutmamak gerekir: Zana'nın kendi tabanının ve mahallesinin hassasiyetlerinden koparılması, sembolik değerini zedeler, bir anlamsızlaşmaya kapı açar. Zana, kendisi olarak kaldığı ve bir ayağını kendi zeminine bastığı sürece anlamını korur, PKK veya BDP'ye yönelttiği eleştiriler de ancak bu şekilde daha fazla önemsenebilir."

Akdoğan, BDP çevrelerinin antipati duyduğu Ak Partililerin başında geliyor. "Barış Konseyi kurulsun" diyen Öcalan'ı Silvan saldırısıyla İmralı'ya 'gömen' PKK'ya "savaşsa savaş" diyen devlet mantığının temsilciliğini sürdüren, KCK operasyonlarını sonuna kadar destekleyen görüşleri kamuoyu tarafından iyi bilinen bir isim. Ancak yukarıdaki alıntının da gösterdiği gibi hükümet çevreleri, Zana'nın açmaya çalıştığı müzakere yolunun öneminin de Zana'nın aldığı risklerin de farkında. Zana, Hürriyet'e verdiği röportajında dediği gibi silahların susmasını ve siyasete yol açılmasını savunduğu müddetçe isterse Öcalan'a ev hapsi gibi en radikal görülen önerileri getirsin, hükümetin kapısı ona açık olacak.

Bu noktada günlerdir Zana'yı yıpratmaya uğraşan BDP'lilerin, bu çabanın onda birini siyasete sahip çıkmak için göstermeleri gerekmez mi?

Mesela yıllardır "Kürt sorununa barışçıl çözüm istiyoruz" diyen bir halkı temsil iddiasındaki BDP'nin, PKK'lı Kalkan'ın "Askerî çözüm sürecindeyiz" açıklamasına söyleyecek bir çift sözü var mıdır?

"Oslo görüşmeleri devam etsin" diyen Selahattin Demirtaş'ın, siyasal müzakereye kategorik olarak karşı çıkan, 'askerî çözüm' peşindeki Kalkan'ın görüşüne itiraz etmesi gerekmez mi?

"Son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar" söylemi kamuoyunda bu kadar marjinalleşmişken, "İşgal altındaki Kürdistan'daki son TC polisi-askeri öldürülünceye kadar" diyen bir PKK ile ne görüşülebilir?

BDP'lilerin kendileri böyle bir PKK ile masaya oturur mu?

Silahın artık araç değil, amaç olduğunu savlayan bir örgütün bırakın muhatap alınmayı, ciddiye alınması mümkün müdür?

Leylâ Zana'nın ismiyle dalga geçmekten imtina etmeyen Demirtaş, bunlara da cevap verirse seviniriz.

Tabii Dağlıca saldırısını "zafer" olarak niteleyen Duran Kalkan, saldırı sonrası "PKK silahlı faaliyetlerine son versin" diyen Demirtaş'ı sindirecek güce sahip olabilir.

Zaten örgütün 'muhtıra'sına rağmen Başbakan'la görüşmeye giden Zana'yı diğerlerinden ayıran da budur.

Hâlâ şaşkınlık içinde "Zana bizden farklı ne yapmış ki?" diye soran BDP'lilere duyurulur.

  • Yorumlar 5
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • cihan04 Temmuz 2012 Çarşamba 11:20militan

      sizin gazeteci mi akp militani mi oldugunuzu anlamaya calisiyorum.

      Yanıtla (0) (0)
    • yorumcu04 Temmuz 2012 Çarşamba 11:56???????

      yazıyı kaleme alan hanımın ileride akp nin sıralarında görürsek hiç şaşırmam. baksanıza maşallah akp savcısı gibi sanki kendisi sütten çıkmış ak kaşık gibi boyuna sallıyor salladıklarını da sıralıyor. bu ülke de öz eleştiri kültürü gelişmedikçe bu sorunların hiç biri çözülmez. insan önce çuvaldızı kendisine sonra iğneyi başkasına batırmalı.

      Yanıtla (0) (0)
    • derya04 Temmuz 2012 Çarşamba 13:04militanlara yazılmış değil

      Bu yazıda sorulan soruların muhatapları belli. Kürt sivil siyasetini yapma iddiasında olanlardır. Duran Kalkan PKK içindeki dönem sözcülüğünü üstlenmiş gibidir. Bu zata Karadenizde yaptığı provakatif eylemlere Öcalan yekten Duran Kalkan ne yapmak istiyor? diye sormuştu. Oysaki bu eylemleri kamuoyunda Kalkanın planladığına dair bir ipucu yoktu. Öcalan böylesi karanlık ve kirli süreçleri yöneten ve organize edenin kim olacağını tabiki biliyordu. Militan bey sen ki

      Yanıtla (0) (0)
    • Memet04 Temmuz 2012 Çarşamba 15:24Yengi

      Ne Ordu PKK`yi yenebilir, ne de PKK orduyu. Bunu ikiside biliyor. Ikisinin de sahinleri, akbabalari, Ergenekonculari (ne ad verirseniz verin) bunu bilmelerine ragmen savasta israr etmelerinin anlami ne? Bu savas, fakiri daha fakir yapti ama, bir kac zengin türetti. Bu savasta israr edenler, bu bir kac zenginin örgütledigi kisiler olmasin?

      Yanıtla (0) (0)
    • Azad Barış05 Temmuz 2012 Perşembe 15:16Ciddiyet

      Milliyetçi birinin yaptığı kürt düşmanlığını yadırgamıyorum, allah aşkına müslümanım diyen kişilere ne demeli?

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89