Ben size “Üçüncü George” dönemini yaşıyoruz diyorum, inanmıyorsunuz.
Dün başbakan, anamuhalefet liderine “bahtsız bedevi” dedi.
Bu “büyük” özdeyişi bilmeyen yoktur ama her ihtimale karşı bu lafın tamamını ben size bir daha hatırlatayım.
“Bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı becerir.”
Başbakanın söylediği laf bu.
Ana muhalefet lideri de “sen çölde çok geziyorsun, asıl sen kutup ayılarına dikkat et” diyerek, Üçüncü George dönemine layık bir politik lider olduğunu gösterdi.
Delilik, önce utanma duygusunu yok ediyor sanırım.
“Yapılamayacak” ya da “söylenemeyecek” hiçbir şey kalmıyor.
Bu delirme hali devletin zirvesinde ortaya çıkınca, yaşananlar sadece sözlerde kalmıyor.
Sözlerden daha da tehlikeli olan “olaylar” da yaşanmaya başlıyor.
28 Şubat döneminde “muhalif medyayı” vurmak için Şemdin Sakık’ın ifadesine generaller eklemeler yaparak, insanlara iftiralar atıp andıçlamışlardı.
Sonra o “andıçta” adı geçenlerden Akın Birdal suikaste uğramıştı.
Şimdi aynı Şemdin Sakık, Ergenekon’da “gizli tanık” olarak ortaya çıktı.
Birdenbire “ben kimliğimi açıklayarak konuşacağım” dedi.
Sakık’ın adı bile Ergenekon davsını sulandırmaya yetiyor.
Kim Ergenekon davasını sulandırmak istiyor acaba?
“Tanık” denilen insan, “gördüğü, duyduğu, bildiği” olayları anlatır.
Sakık, kendisi hapse girdikten sonra olanları da “yorumluyor” ifadesinde.
Bildiği bir olayı “anlatan” değil de, bilmediği bir olayı “yorumlayan” tanığa dünya hukukunda pek sık rastlandığını sanmıyorum.
Sakık, kendisi hapse girdikten çok sonra yayınlanan Taraf gazetesi hakkında da konuştu.
“Taraf gazetesinin, örgüt bülteni mi yoksa ulusal bir gazete mi olduğu anlaşılmamaktadır. Öcalan’ın her sözü manşetten veriliyor. 2007’den günümüze kadar süren şiddette her kişinin isminin altında Taraf gazetesi vardır” dedi.
Orada durmadı, devam etti:
“Açlık grevlerinin ölüm grevlerine dönüşebileceğini söyledim. PKK şiddetinin bir boyutunu da böyle algılamamız gerekiyor. Elbette inkar edilen hakların bunda rolü var. Ben çıkışıyla ilgili değil, gelişimiyle ilgiliyim. Bu günlere getirilmesinde dış güçlerin, Amerika, komşu ülkeler hep vardı. Bunların rolü kadar solcu geçinen, liberal solcu etiketi takanlar, Altan’lar buna girer. Bunların hepsinin bir biçimde bu şiddetin sürmesinde katkısı vardır. Bunlar benim yorumum değildir.”
Ona ne sorarlarsa sorsunlar hep aynı “hedefi” gösterdi.
Ona Perinçek’le Öcalan’ın görüşmesini sordular.
Perinçek ile Öcalan’ın görüşmelerinin gece geç saatlere kadar sürdüğünü, görüşmelerin baş başa olduğunu, kendisinin içeri alınmadığını söyledikten sonra birdenbire şöyle dedi:
“Öcalan’ın yanına gelen hiçbir gazeteci, yalnızca gazeteci değildir. Hasan Cemal, Cengiz Çandar, Altan kardeşler, Yasemin Çongar, gazetecilik için gelmediler. Onların görüşme amacının örgütün askeri gücünü kullanmak olduğunu düşünüyorum’’ dedi.
Cevabın özellikle son bölümünün soruyla hiç ilgisi yok.
Üstelik de yalan söylüyor, ne ben, ne Yasemin Çongar Öcalan’la görüştü… Mehmet Altan ise Kandil’e hayatında hiç gitmedi… Öcalan’ı ya da bir PKK liderini hayatında hiç görmedi.
Diğer demokrat yazarları da suçlayan Sakık’ın bizimle ilgili sözleri, Orhan Miroğlu’nun gazeteden ayrılırken söyledikleriyle, Miroğlu’nun demecini manşet yapan Akit gazetesinin suçlamalarıyla bire bir örtüşüyor.
Sakık, Miroğlu ve Akit nasıl biraraya toplanabildiler, nasıl nerdeyse “kelimesi kelimesine” aynı ifadeleri kullanabiliyorlar?
Bunun bir “tesadüf” olduğuna inananmak çok zor.
Bir “güç”, bizi hedef göstermek için belli ki bir kampanya yönetiyor.
Sakık’ın sözlerinde özellikle bir cümle ilgimi çekti.
Bütün bu lafları söyledikten sonra, “bunlar benim yorumum değil” diyor.
Kimin yorumu peki?
Sakık, kimin yorumlarını söylemek için çıktı oraya?
Kim o “yorumları” Sakık’a söyletti?
Sakık, hem “yorumlarıyla” Ergenekon gibi çok ciddi bir davayı sulandırıyor, hem “nokta atışı” yaparak bizi hedefe yerleştiriyor, hem de “bunlar benim yorumum değil” diyerek, bu yaptıklarının sorumluluğunun “başka bir güce” ait olduğunu kayıtlara geçiriyor.
Şimdi bakın, “bahtsız bedevi” düzeyindeki bir delirme, genellikle her türlü eleştiriyi “düşmanlık” olarak değerlendirir, cezalandırmak ister.
İktidarı eleştirenlerin teker teker işten atılması sıradan bir olay haline geldi, işten atılamayanları da galiba başka türlü atacaklar, Sakık’ın sözleri neler olabileceğini gösteriyor bize.
Miroğlu’nun Taraf hakkındaki o sözlerinden sonra başbakan tarafından kabul edilmesi, Miroğlu’nun suçlamalarının yanına çocuğumun resmini “PKK yandaşı” diye koyan gazetenin yöneticisinin başbakanın “çok yakını” olması nasıl açıklanmalı sizce? AKP’liler, yaşananları görmemek için gözlerini sımsıkı yumuyorlar ama bu gidişat emin olsunlar iyi bir gidişat değil.
Bazılarının delirmesi sadece “ağaçların elini sıkmakla” bitmez çünkü.
Bahtsız bedevi ve andıç
- Yorumlar 11
- Facebook Yorumları
- beybün07 Kasım 2012 Çarşamba 09:47dokunan yanar
ahmet bey; ahmet şık gözaltına alınırken bir cümle kullanmıştı ve bu cümle pek medyada tartışılmadı. "arkadaşlar dokunan yanar" demişti. yalaka ve menfaatçılardan oluşan bir imparatorluk. şemdin sakık'ın düşünceleri o kadar inandırıcı ve önemli ise serbest bırakıp kendine milletvekili yapsın. doğru bildiğiniz yolda devam edin.
Yanıtla (0) (0) - ahmet07 Kasım 2012 Çarşamba 10:24erdem
Sizin geçmişiniz ve taraftan önce de ülkenin demokratilkleşmesine olan katkınızı da, demokratları, liberalleri, solcuları, kürtleri, islamcıları kısasa tüm kesimleri kullanarak, bizim hepimizin gözyaşlarını, diyarbakır cezaevini, ahmet kayayı vb. toplumu derinden etkileyen tüm kişi ve olayları kullanarak iktidara gelip gerçek yüzlerini uluderede gösterenleri de çok iyi tanıyoruz sn altan. müsterih olun
Yanıtla (0) (0) - emir07 Kasım 2012 Çarşamba 10:28taraf'ın trajedisi
ee ne olacak şimdi: Tarafçılar, iman etmişçesine savundukları ergenekon davasının güme gitmesine mi yansınlar, yoksa aynı adamın taraf'ın "sol demokrat" cilalı yazarlarını hedefe koymasına mı?..
Yanıtla (0) (0)
taraf yeni iktidarın eskisini nakavt etmesine (ergenekon, balyoz davaları vs gibi en ahlaksız yöntemlerle) araç oldu, şimdi de bilemediğim yeni bir kavganın aracı oluyor..
işte böyle tarafçılar: "iktidar oyununun şakası yoktur, ya kazanırsın ya ölürsün!" - emir07 Kasım 2012 Çarşamba 10:31ilke haber
bu arada;
Yanıtla (0) (0)
ergenekon'un gizli tanığı deniz'in şemdin sakık çıkmasının ilkehaber'de verilmemesi de enteresan doğrusu.
neler oluyor biri yazsa da okusak: sakık neden görünmek istedi, mahkeme neden izin verdi (izin vermese de anlaşılırdı ama izin verince kimse gözünü kaçıramaz hale geldi unutmayalım, o nedenle verilen izin önemli), neden bu zamanda bu anda? vs. - hüseyin ali07 Kasım 2012 Çarşamba 10:48Bu isimler
Sayin ahmet altan cok güzel analizler yapmis. Keske daha önce kürt özgürlük hareketinin bu kisiler hakindaki uyarilarini cidiye alsaydi. Bu isimler ve daha nicesi esasinda amerikanin 1950 yilinda türkiyede kurdugu konturgerilanin kürt temsilcileridir. Bunlar her zaman pkk ile türkiye sol hareketi ve aydinlari arasina nifak tohumlari ekmislerdir.
Yanıtla (0) (0) - delil dersim07 Kasım 2012 Çarşamba 11:10isbirliği
Yarın, bir ay sonra, bir yıl sonra veya biz bu dünyadan göç ettikten sonra, şu devlet arşivleri açıldığı zaman; veya Susurluk’ta, Ergenekon davasında olduğu gibi lağım borusu patladığı zaman ‘KCK’yi Ergenekon kurdu’, ‘PKK’yi derin devlet yönetti’ türünden özel savaş teorisini utanmadan, sıkılmadan anlatarak kamuoyunu inandırmaya çalışan, kendisini Kürt siyasetçi, yazar ve aydını diye tanımlayanlar.. Not: Yorumlarda, 500 karekter sınırlaması var. Lütfen yorumunuzu tamamlayınız...
Yanıtla (0) (0) - sbeyazıt07 Kasım 2012 Çarşamba 11:52Miroğlu
sevgili Altan, Miroğlu gibi birini siz palazlandırmadınız mı?
Yanıtla (0) (0) - Hamdi Baykal07 Kasım 2012 Çarşamba 16:06Taraafın tutumu
Ahmet bey yazılarınızı çoktandır okurum son bir yılda kürtlere yapılan haksızlığı o kadar abarttınızkı ınan ınsanın Ş.Sakıka hak vermemesi mümkün değil.Misal 34 yerel kaçakçi köylunun öldürülmesi bu olayın bir hata olduğunu en a herkes kadar biliyorsun ama inaadına gündemde tuttunuz.Biraz daha iyi şeyleride kabul edınız..
Yanıtla (0) (0) - Özgür Devrim07 Kasım 2012 Çarşamba 18:36COK ACI BIR DURUM
Sy. Altan: semdin sakik degilde, en azindan orhan miroglu hakkinda,seni burdaki 500 kelimelik yazilarimizla belkide yillarca uyarip durduk. Fakat gelinen asamada uyarilarimiz bir bir gerrceklesmeye basladi. Korkarim bunlar buz daginin daha görünün yüzü. Sakik denilen itirafcinin hali ortada oldugu icin, bir zarari olmaz. Ama asil orhan miroglunun size verececi zarardan korkun...
Yanıtla (0) (0) - Özgür Devrim08 Kasım 2012 Perşembe 03:47HAMDI BAYKAL
Hamdi Baykal kardesim. Farzedelim Ahmet Altan dediginiz gibi bu olayi abartti; peki bu 34 cocugu öldürenler ortaya ciktimi?, yargi önüne cikarildimi? kendi halkina bomba yagdiran esadi canavarlikla suclayan AKP ve onun baskani bu 34 cocugun ansindan, ailesinden özür diledimi?Hatta sana sunu sormak istiyorum: ölenler arasinda senin cocugun veya kardesin olsaydi ne yapardin?
Yanıtla (0) (0) - Ronahî10 Kasım 2012 Cumartesi 22:42MAHKEME
Ortada hiç bir savcı “bunlar benim yorumum değil” diyen ŞEMDİN SAKIK'A bunlar kimin yorumu deme gereği duymamış...!
Yanıtla (0) (0)
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.