• BIST 9203.37
  • Altın 4301.001
  • Dolar 39.7043
  • Euro 45.5776
  • İstanbul 20 °C
  • Diyarbakır 24 °C
  • Ankara 17 °C
  • İzmir 25 °C
  • Berlin 27 °C

Ayrı lokantaların insanlarıyız...

Ahmet Altan-

Geçenlerde bir öğlen vakti babam, Mehmet, ben, yıllardır gittiğimiz bir lokantaya gittik.

Tam içeri girerken kapıda bir tabelayla karşılaştık.

“Lokantamızda içki servisi yapılmamaktır.”

Babam epeydir içki içmiyor, o içmeyince biz de onun yanında içki içmiyoruz.

O gün de içki içmeyecektik.

Ama tabelanın tuhaflığı şaşırttı bizi.

On yıldır içki servisi yapan lokanta birden “içki servisi yapmamaya” karar vermişti.

Böyle zamanlarda yüzünde beliren o alaycı gülümsemesiyle babam bana baktı, “yakında başka bir tabela daha koyarlar” dedi.

“Nasıl bir tabela?”

Babam muzip dalgacılığıyla hayali tabelanın nasıl olacağını açıkladı.

“Kürtaj yaptıranlar ve yaptırmayı düşünenler lokantamızda yemek yiyemez.”

Yeşillikli sakin bahçede kahkahamın çınlayan sesinden utandım ama Allah’tan çok fazla insan yoktu bahçede.

Bizim masaya uğrayan lokantanın yöneticisine niye içki servisinden vazgeçtiklerini sorduk.

“İçkiye yüzde 18 KDV var,”
dedi, “içki servisi yapılınca diğer içeceklere de yüzde 18 KDV uygulanıyor, onun için vazgeçtik.”

Ünlü bir lokanta sahibi bir keresinde bana, “lokantalar yemekten değil, içkiden para kazanır” demişti.

Genç yönetici ise “ayrana” yüksek KDV var diye içki satmaktan vazgeçtiklerini söylüyordu.

Zorlamadık zavallı yöneticiyi.

İçkiyi kaldırmalarından daha beteri gerçek nedeni söylemekten korkmalarıydı.

Onları yalan söylemek zorunda bırakan “korku”, beni içki servisi yapmamalarından daha fazla etkiledi doğrusu.

Eskiden, başörtülü kızlar için üniversitelerde “ikna odaları” açmışlardı, bir an aklımda lokanta sahipleri için belediyelerde açılan “ikna odaları” görüntüsü belirdi.

Çoktandır bazı belediyelerin kendi bölgelerinde içki servisini çeşitli yöntemlerle engellediği söylentileri yaygın biçimde dilden dile dolaşıyor.

Belli ki bir “irade” değişik “yaşam biçimlerini” birbirinden ayırmaya karar vermiş.

Artık ayrı “lokantaların” insanları oluyoruz.

Hayatlarımız ayrılıyor.

Sanırım bugünkü iktidar, kendi taraftarları fazla olduğu için “kendilerine benzemeyenleri” ite ite sahneden çıkaracağını düşünüyor.

Diyelim ki öyle yaptı.

Hayat daha mı güzel olacak?

Matrix
filmindeki o birbirinin aynı, siyah elbiseli, siyah gözlüklü “tek tip” polisler gibi Türkiye’de milyonlarca Tayyip Erdoğan olduğunu, başka bir canlı türüne rastlamadığınızı düşünün.

Sıkılmayacak mısınız?

Bağırıp çağırarak dolaşan bir sürü erkek... Çok mu zevkli bir hayat olacak bu?

Hayata tadını veren çeşitliliğidir.

“Sadece benim gibi olanlar yaşasın, diğerleri ortadan yok olsun”
derseniz bunaltıcı bir hayat kurarsınız.

RTÜK de ATV’ye büyük bir ceza kesmiş, programda sunucu bir kadına “evlenmeden önce flört ettiniz mi” diye sorduğu için.

Bunu “insan onuruna” aykırı bulmuş RTÜK.

Evlenmeden önce flört etmeyi “kendi ahlaklarına” aykırı bulan insanlar var ama Uludere katliamını sessizce geçiştirmeyi, yakınları ölen insanları aşağılamayı “kendi ahlaklarına” aykırı bulan insanlar da var.

RTÜK, Uludere konusunda terbiyesizce konuşanları, ölenleri “dolap beygirine” benzetenleri cezalandırmıyor, onların söylediklerini “insan onuruna” aykırı bulmuyor.

Muhafazakârlarımızın bazıları için “seksin” dışında bir ahlak kriteri yokmuş gibi gözüküyor bazen, evlenmeden önce flört etmezsen her şey serbest, ister adam öldür, ister askerle koyun koyuna girip totaliter bir sistem kur, ister pankart açan çocukları yıllarca zindana at.

Bizim muhafazakârları ve onların “göz bebeği” hükümeti eleştirince bazıları bu eleştirileri “mağdur muhafazakârlara karşı seçkinlerin saldırısı” gibi değerlendirmekten çok hoşlanıyor.

Ama muhafazakâr kardeşlerimiz durum artık öyle değil, siz mağdur değilsiniz artık, mazlum değilsiniz, sizin iktidarınız, kendilerine benzemeyenlere hayat hakkı tanımak istemeyen Kemalistler gibi kendilerine benzemeyenlere hayat hakkı tanımamak için uğraşıyor.

Kemalistleşiyorsunuz, seçkinleşiyorsunuz, kendi hayat tarzınızı, kendi ahlakınızı “tek” kabul ediyorsunuz.

Eskiden mazlumdunuz.

Şimdi Uludere’de açıkça görüldüğü gibi zalimleşiyorsunuz.

Eskiden paşaları eleştirmemek ne anlama geliyorsa şimdi de sizin iktidarınızı eleştirmemek aynı anlama geliyor benim için, utanç verici bir haysiyetsizlik olur bu iktidarın yaptıkları karşısında sessiz kalmak.

Kötü bir yere gidiyoruz.

Çeşitli nedenlerle “dışlamak”, hayatın dışına itmek istediğiniz insanlara bir baksanıza, Kürtler, Aleviler, solcular, demokratlar, modernler, kadınlar, gençler.

“Orta yaşlı Türk Sünni erkekler padişahlığı”
kurmak ister gibi bir hâli var bu iktidarın.

Bu milyonlarca insanı ortadan yok etmek o kadar kolay mı olacak?

Emin olun o kadar kolay olmaz, çok tatsızlık yaşanır.

Durduk yerde bu ülke çeşitli yerlerinden çok sancılı biçimde kırılır, çok acı çekilir.

Milyonlarca insan “sihirbaz tavşanı” gibi kaybolmaz şapkanın içinde.

Bu kadar sıkıştırmayın, sıkıştırmak istedikleriniz tavşan değil insan ve sonunda birleşip öyle bir bağırırlar ki sesleri yedi cihandan duyulur.

  • Yorumlar 11
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • ahmet yazıcı13 Haziran 2012 Çarşamba 08:42yazı

      sayın altan esas gündemi kaçırıyorsun başbakanla olan şahsi polemiğin hergünkü yazılarına yansıdığı için her yazıda başbakana çattığın için çekilmez oluyor yazıların çoğu zaman.

      Yanıtla (0) (0)
    • şakir13 Haziran 2012 Çarşamba 09:27sen olmazsan olmaz

      bu ülkede en çok eleştirilmesi gereken başbakandır da ondan eleştiriliyor bu ulkede ahmet altan lar olmazsa bu ülke yaşanmaz olur.türkiyenin şimdiki hali ile 10 yıl önceki hali arasında hiç bir fark yok ıkısıde ötekileştiricş ve baskıcı tek fark bırı dıni kullanıyor öteki kemalizmi arada giden kürtler ne yapsın bu halk gelen zulm edıyor gıden zulm edıyor en cok guvendiğimiz din kardeslığı idi onlarda bize cezaevi ve ötekiler gibi ölümü yakıştırdılar.b

      Yanıtla (0) (0)
    • ayrı lokantaların adamı13 Haziran 2012 Çarşamba 09:45günaydın altan bey

      günaydın ahmet altan yeni mi fark ediyorsunuz. biz zaten ayrı lokantaların adamıydık. sizin içtiğiniz yerdeki o kesif kokulardan hep tiksindik ve geri durduk hep kaçtık, hep nezih lokantalar bulmaya çalıştık, gittik sokak arasında bir esnaf lokantasında iftar açtık ama siz fil dişi kulenizde dünyayı kendi çevrenizden ibare sayıyordunuz sanırım. günaydın

      Yanıtla (0) (0)
    • gülseren nalbant13 Haziran 2012 Çarşamba 10:17ben de sevdim demeye biraz geç kalmadın mı

      sayın altan neden öngöremediniz bütün bunları
      bir yanlışı başka bir yanlışı göklere çıkartarak alaşağı etmeye çalıştınız
      şimdi ise artık, ne zamandır attığınız çığlıkları kimse duymuyor işte

      Yanıtla (0) (0)
    • ahmet uzak13 Haziran 2012 Çarşamba 10:28sarkinin sözü

      peki ya sayin altan, ya basbakan size "benim kadar suclusun bunda sende" sarkisini söylerse ne diyeceksiniz.

      Yanıtla (0) (0)
    • gulseren nalbant13 Haziran 2012 Çarşamba 10:53sadece sitemdi

      göndermiş olduğum yorum hakaret değil sadece sitemdi
      ama yayınlamıyorsunuz

      Yanıtla (0) (0)
    • mirza13 Haziran 2012 Çarşamba 10:55tek derdi başbakan olanlar

      bu dönemde tek derdi başbakanı eleştiren gazetecileri eleştiren gazeteciler azmış gibi, şimdide ahmet yazıcılar çıktı. ahmet altan'ın hangi söyleminde, yazısında iftira yalan ve karalama var bunuda net yazsalar bizde bilelim.

      Yanıtla (0) (0)
    • orhan OKŞAK13 Haziran 2012 Çarşamba 11:28okunacaklar

      her ne zaman türkiye gibi bir ülkeyi hatırladığım için üzüldüysem yine de ne zaman gözlerimin önüme gelirse hatılarda da kalan çirkef manzaraları yinde ağlayacağım çünkü hazin bir hikaye gibi oluyor her şey. yani aynı ülkenin farklı insanları oluyoruz bu beni deli divane ediyor ahmat BEY HAKLISINIZ

      Yanıtla (0) (0)
    • Özgür Devrim13 Haziran 2012 Çarşamba 13:37cok yazik

      bu ülkede her seyin ayri ayri,ikiser ikiser olmasi cumhuriyetin baslangicindan beri zaten vardi.simdi sadece bu dialektik tersine döndü.sayin hidayete ermis müslüman kardeslerim,sakin ahmet altanin hakkini yemeyin.cünkü sizler kemalistlerin elinde samaroglani gibi itilip kaktiginizda,yine ahmet altan ve onun gibi degerli insanlar tarafindan savunuluyordunuz.alah ne diyor bir yerde"sakin inkarcilardan olmayin"diye buyuruyor.eger bu gercekligi göz ardi ederseniz yolunu yol degildir derim

      Yanıtla (0) (0)
    • ibrahim Genc13 Haziran 2012 Çarşamba 14:50AKP degil Turkluk mantigi

      AKP`nin yaptigi bir parti politikasindan cok , tek egemen anlayisi ile bu cografyada hukum suren Turkluk mantigidir. Herkesin varligi bu anlayisa kurban olacak, herkes onlar gibi yasayacak ve onlar gibi dusunecek. Sorun islam degil. Kesinlikle Turkculuktur. Bu iktidarin muktedirlerine sorun, once islam mi Turkluk mu diye, kesinlikle Turkluk diyecekler, turkluge toz kondurmayacaklar. Tek particilik, tek inanc, tek ideoloji vs. elestirmiyormuydu Erdogan? Simdi ne yapiyor? Hersey devlet icin...

      Yanıtla (0) (0)
    • aran13 Haziran 2012 Çarşamba 15:57realite

      Kürt kardeslerine secmeli kürtce derslerini uygun gören bir zihniyetin islam kardesligi ile bir ilgisi olamaz, kürt halki hakli olarak kürtcenin resmi dil olmasini istiyor.

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89