Allah’ın Muradı

Bunlar Allah’ın Ayetleridir.

Allah’ın ayetleri, anlayana çok anlamayana az şey ifade eder.

Kürtler, Allah’ın ayetleridir.

Türkler de, Allah’ın ayetidir.

Peki, niye Allah’ın ayetleri olarak daha çok Kürtlerden bahsedilir?

Çünkü Allah, ayetlerinden, ayetlerine haksızlık yapıldığında bahseder!

İşte, Allah’ın sosyolojik ve tarihselsel (kılgısal) ayetlerine yapılan haksızlıklara vahyi ayetlerle tutulan ışıklar:

İşte şualardan derlenmiş bir kombinasyon:

Yüce Allah’ın Anlatısı

“Firavun büyüklendiğinden ülke ahalisini taraflara böldü ve bunlardan erkeklerini öldürüp kadınlarını sağ bıraktığı bir toplumu aşağılayarak zayıf bıraktı.

Biz ise, Firavun’un zayıf bıraktığı bu topluma; onları önder, varis ve egemen yapmak ve düşmanlarını korkularıyla karşılaştırmak için lütufta bulunmayı murat ettik…

Ve Allah, Musa ve Harun’a:

Öyleyse artık ona ve şu zalimler toplumuna, yani şu bana karşı sorumluluk bilincinden uzaklaşan ve ayetlerimi yalanlayan Firavun toplumuna gidin ve;

Biz ikimiz, hepimizin Rabbi olan Allah’ın elçileriyiz.

Biz âlemlerin Rabbinden bir mesaj getiriyoruz.

Bunun için, İsrail oğullarının bizimle gelmesine izin ver.

Ve onlara artık zulmetme, sıkıntı çektirme!

Biz sana Rabbinden bir mesajla geldik!

Ve nihaî kurtuluş, yalnızca O’nun gösterdiği yolu izleyen kimselerin olacaktır.

Çünkü bak ey Firavun; öte dünyadaki azabın, hakkı yalanlayıp hak olana sırt çevirenlerin başına çökeceği bize vahyedildi, deyin! dedi.

Ne var ki onlar, günaha gömülüp gitmiş bir topluluk oldukları için Musa’ya ve ayetlerimize haksızlık edip büyüklük taslayıp şişindiler.

Ki, zaten oldum olası büyüklenip üstünlük taslayan zorba bir kavimdi bunlar.

İşte böyle!

Ama sonunda kendilerini kırıp geçirdiğimiz, ayetlerimizi yalanlayan bu günahkâr bozguncuların ve zalimlerin sonu nasıl oldu, bir bak!

Firavun’a, kavminin önde gelenlerine ve ordularına ne gök ne de yer ağladı!

Ve ne de yüzlerine bakılıp bir mühlet verildi!

Böylece onları geçmişte kalan bir hatıra ve sonrakiler için bir ibret kıldık.

Ve sonra başka bir toplumu onların geride bıraktıklarına varis kıldık.

Bir zamanlar kaybettikleri bütün imkânları da, İsrail oğullarına teslim ettik.

Şüphesiz, İsrail oğullarını, kendi kendine zulmedenlerin başta geleni olan Firavun’un aşağılayıcı azabından kurtardık.

Musa ve Harun’a lütufta bulunduk.

Onları ve kavimlerini büyük bir felaketten ve kederden kurtardık.

Onlara yardım ettik de, üstün gelen kendileri oldu.

Ve sonraki kuşaklar arasında onların anılmalarını sağladık.

Ey Muhammed!

İnanmaya meyilli olan; inanan bir toplum için, Musa ve Firavun’un haberlerinden sana gerçek olarak anlattığımız bu kıssada -çokları inanmasa da- içi ürperenler için bir ibret vardır.

Selam olsun Musa’ya ve Harun’a!”*

Bana kalırsa:

Kürtler adına siyasi muratlarını dört maddede beyan eden ve fakat Musa’yı izleme adına sahneye çıkmamış bulunan mevcut Kürt siyasetinin;

1-  Örgütlenme hakkı
2-  Anadilde eğitim hakkı
3-  Kültürel haklar
4-  Yönetime katılma hakkı

talepleri, kendisinden talep edilenler açısından tahammül edilebilir, kabul edilebilir taleplerdir.

Eğer işe Allah’ı karıştıranlar girerse ve Allah’ın muradını esas alırlarsa, Allah’ın;

1-  Önderlik hakkı
2-  Miras hakkı
3-  Egemenlik hakkı
4-  Ceza-Tazmin hakkı

muradına, Kürtlere haksızlık yapanların tahammül etmesi ve kabul etmesi çok daha zor olacaktır.

Yani:

Ey Allah’ı çok sevenler!

Ey Kur’an-İslâm deyip duranlar:

Gerçekten Kürtlerin hakları konusunda Allah ve Kur’an ile karşılaşmaya hazır mısınız?

İman ettiğiniz Allah’a ve Kur’an’a bu konuda tahammül edebileceğinizden emin misiniz?

Kürtlerin şimdiki taleplerini kabul etmeyenler; Allah’ın muradı gelir de kapınıza dayanırsa, ne yapacaksınız?

Kendinizi imha etmeden; kendinize kalleş veya çocuk katili demeden Allah’ın muradına nasıl teslim olacaksınız?

Yani:

Kürtlerin taleplerini kabul edin; yoksa “ALLAH”’ın muradı geliyor! 

*Ayet meallerinden oluşmuş kombinasyonun sure-ayet numaralarını görmek ve Kur’an’a göre Musa ve Firavun hakkında daha detaylı okuma yapmak isteyenler, “Diwan” yayınlarından; Kürtçesi 78, Türkçesi 106 sayfa olan ve Kürtçe-Türkçe olarak basılan “Musa’nın Mısır Yaşamı-Jıyana Mûsa Ya Li Mısrê” adlı kitabımıza bakabilirler. Kitap, ayet meallerinden derlenmiş konuya ilişkin temel bir kaynaktır.