• BIST 10174.65
  • Altın 2402.551
  • Dolar 32.2602
  • Euro 34.7247
  • İstanbul 19 °C
  • Diyarbakır 17 °C
  • Ankara 16 °C
  • İzmir 24 °C
  • Berlin 12 °C

Alevilere 'münferit saldırı'...

Oral Çalışlar

Din üzerinden, inanç üzerinden hegemonya ve baskı kurmaya çalışan kişiler, en başta dindarları rencide etmeli. 

Medyanın bir şeyi abarttığı yok... Malatya’nın Sürgü beldesinde olanlar tesadüf değil, basit bir mahalle kavgası da değil. Bu, bir Türkiye gerçeği. Çoğunluğun kendi yaşam tarzını dayatma konusunda ‘zengin fırsatlar’a ve ‘yüksek standartlar’a sahip olduğu bir ülkede yaşıyoruz.

Rahmetli anayasa profesörü arkadaşım Bülent Tanör, Cihangir’de oturuyordu. Ramazan davulcusunun her geceyarısı gelip onu yatağından fırlatacak şekilde davul çalmasına isyan etti. Kaymakamlık, muhtarlık, belediye başkanlığı arasında mekik dokuyarak derdini anlatmaya çalıştı. Her gittiği devlet dairesi onu bir başka kuruma havale etti. Bir sonuç alabilmek için ısrarcı bir tutum sergiledi. Sonunda pes etti.

Türkiye, ‘Sünni-Türk kimliği’ üzerinden yapılmış bir ‘kodlama’nın, en başından beri egemen olduğu bir ülke. Yakın tarihimiz ‘kimlik dayatmaları’ nedeniyle yaşanan acı olayların tarihidir.

Tabii dayatmacı kültürün ‘merkez gücü’ hep devlet oldu. Bazen ülkücüler, bazen de Sünni muhafazakârlar kullanıldı. Alevilere yönelik kitle katliamları, 12 Eylül’e giden süreçte, bir darbe hazırlığının parçası olarak karşımıza çıktılar.

Geçiş dönemi

Şimdi bir geçiş dönemindeyiz. Darbeciler yenildiler. Mahkeme önünde hesap veriyorlar. İslamcı arka planı giderek daha net görünür hale gelen yeni bir iktidar ve yapı şekilleniyor.

Kürtaj tartışmaları, Çamlıca’ya büyük cami projesi, Ayasofya’nın ibadete açılması, üniversitelerde alkol yasakları gibi konu başlıkları, daha epey bir süre boyunca, gündemin merkezinde yer almayı sürdürecek. Geçmişte devlet kendine göre bir inanç tanımlaması ve dayatması yapıyordu. “Modern (çağdaş) Müslümanlık”, “Anadolu Müslümanlığı” gibi kavramlar öne çıkartılıyordu. Şimdi ise, ters yönde bir şekillenme yaşanıyor.

Bu şekillen(dir)me sürecinde, “çoğunluk psikolojisi” tüm gücüyle harekete geçiyor. Camilerde daha yüksek sesle ezan okunması, oruç tutmayanlar üzerinde mahalle baskısı, ramazan davulcusunun daha kuvvetli bir sesle ahaliyi “uyarması” gibi pratiklerden şikâyet eden insanların sayısı artıyor.

Malatya-Sürgü’deki ramazan davulcusunun Alevi bir ailenin evinin karşısına geçip davula vargücüyle yüklenmesi ve sonrasında gelişen olaylar nasıl yorumlanabilir? Yahudilerin, Hıristiyanların yaşadığı mahallelerde daha bir yüksek sesle davulun tokmağının inip kalktığının tanığıyız.

Burada önemli olan, siyasi iradedir.

Türkiye’de dindarlar da bazı alanlarda mağdur edildiler. Bu nedenle iktidar kavgası sırasında adalet, inanç ve ifade özgürlüğü, bireysel haklar gibi konularda bir duyarlılık kazandılar. Kendini dindar olarak tanımlayan kesimler güç kazanırken, yaşam biçiminin ve kalitesinin ‘sınırlandırıldığı’ hissiyatını yaşayan ve somut itirazları olan ciddi bir ‘tabaka’ oluşuyor. Belki bir dönem haksız sayılan kaygılar, şimdi en azından bazı alanlarda daha anlaşılabilir hale geliyor. Sürgü’de olan önemlidir. Yakın tarihimizin gerçeklikleri açısından önemlidir, İslami kesimin iktidar imtihanı açısından önemlidir. Olayın esasını gözden kaçırtan ayrıntılara değil, asla bakmak gerekiyor.

Sürgü, bir bağnazlığın dayatılmasıdır, bir simgedir...

İktidar olmanın, çoğunluk olmanın verdiği bir kendine aşırı güven ve egemenlik hırsı, kışkırtıcı etkiler yapabilir. Burada en önemli olansa, Başbakan’ın, hükümetin ne söyleyip, söylemeyeceği...

Ülkedeki ciddi sıkıntının ve gerginliğin, “münferit” gibi orijinal sözcüklerle geçiştirilmeye çalışılmamasını diliyoruz.

Din üzerinden, inanç üzerinden hegemonya ve baskı kurmaya çalışan kişiler, en başta dindarları rencide etmeli.

İnanç üzerinden baskı kuran toplumsal psikoloji, bir süre sonra inanç ve ifade özgürlüğünü ortadan kaldırabilecek boyutta riskleri de içinde barındırır.

Geçmişte çok acı olaylar yaşadık.

Belli bir olgunluğun ve vizyonun artık kendini göstermesi gerekiyor.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89