• BIST 10045.74
  • Altın 2412.135
  • Dolar 32.2988
  • Euro 34.6561
  • İstanbul 13 °C
  • Diyarbakır 19 °C
  • Ankara 13 °C
  • İzmir 16 °C
  • Berlin 17 °C

Alevi midir, Kürt müdür, Müslüman mıdır?

Oral Çalışlar

Dersim’deyiz. Uzun bir aradan sonra geldiğim bu kentte ciddi bir değişim yaşandığını rahatlıkla söyleyebilirim. Şehir yenilenmiş. Elazığ-Tunceli yolu duble hale gelmiş, ulaşım kolaylaşmış. Üniversite hareketli. Siyaset hâlâ bütün canlılığıyla sürüyor. Sokakta birkaç adım attıktan sonra, “Ne olacak Türkiye’nin hali...” sorularıyla yüz yüze geldim. Hemen bir kahveye oturup, bir grup öğretmen, gazeteci ve öğrenciyle siyaset muhabbetine başladık.

Kafalardaki asıl sorular, ‘çözüm süreci’ne ilişkin. ‘Reform paketi’ dehşetli merak ediliyor. Bir başka konu ise ‘Gezi eylemleri’nin geldiği yeni durum... Benim konuştuğum insanlar, Gezi eylemlerinin demokrasi ve çevre duyarlılığı ötesine taşmasından memnun değillerdi. ‘Yeni durum’a sıcak bakmadıklarını ifade ettiler.

Tunceli Üniversitesi’nin düzenlediği ‘2. Uluslararası Tunceli (Dersim) Sempozyumu’ nedeniyle buradayım... Üniversitenin Japon öğretim üyesi Profesör Hiroki Wakamatsu (35 yaşında), sunduğu tebliğ ile büyük ilgi topladı. Farklı Aleviliklerin ortaya çıkışını değerlendirmeye, sosyal ve toplumsal nedenleri irdelemeye çalıştı.

Hiroki, Japonya’nın Chiba kentinden. Daha önce Şinto inancından olduğunu belirten Hiroki, şimdi ise kendini ‘Ali’yi seven bir Alevi’ olarak tanımlıyor. Bir Alevi ile evlenmiş. Mükemmel Türkçe konuşuyor.

Sempozyumda, Alevi kimliği üzerine çok değişik tebliğler sunuluyor, ilginç tartışmalar yaşanıyor. Birçok meselenin yanında, ‘Aleviler Müslüman mıdır?’, ‘Kürt müdür?’, ‘Türk müdür?’ gibi sorulara cevap aranıyor.

Kızılbaş katliamı

Doktora öğrencisi Kibar Taş, ‘Dersim’in Osmanlı Hâkimiyetine Girişi...’ başlıklı tebliğinde, imparatorluğun resmi kaynaklarına dayanarak, Yavuz Sultan Selim dönemindeki büyük Alevi katliamını anlattı. Kürt beylerinden İdris-i Bitlisi’nin Yavuz Selim dönemindeki Kızılbaş katliamlarını savunan yazısından bilgiler paylaştı:

“Bilgin tabiatlı Sultan bu topluluğa (Kızılbaş) bağlananları kısım kısım, isim isim kaydetmeleri için her yöreye bilgili kâtipler gönderdi. Yediden yetmişe herkesin adının yüce makamlı divana getirilmesini istedi. Yazıcılar, isimleri deftere kaydedince yaşlı ve gençlerden kayıtların sayısı kırk bin oldu. Ulaklar yazılan defterleri her yörenin hâkimine ulaştırdıktan sonra her yörede keskin kılıç, adım adım yazılanlara yöneldi. Bu öldürülenlerin sayısı hesaplanan kırk bini de aştı...”

Görüyoruz ki ünlü tarihçi İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın 1500’lü yılların başındaki büyük katliama ilişkin saptamaları da aynı doğrultuda: “Anadolu’da yediden yetmişe kadar Kızılbaş oldukları sabit olanlarca tahrir ettirilmiş ve mazarattaları dokunacak olan kırk bin kişi hapis ve idam ettirilmiştir.”

Toplantının temel tartışmasına dönersek: Aleviler kendilerini nasıl tanımlıyorlar? Kürt olarak mı Türk olarak mı? Zaza olarak mı Kırmanç olarak mı? Müslümanlar mı değiller mi?

Aleviler, asıl olarak Alevidir. Zaten, yüz yıl önce, kendilerini etnik kökenleriyle değil mensup oldukları aşiretlerle ifade ediyorlardı. Şimdi ise ‘kim kendisini nasıl kabul ediyorsa onu öyle kabul etmek’ten başka bir seçenek söz konusu değil. Kendisini Türk olarak gören Türk, Kürt olarak gören Kürt olarak kabul edilmeli... Ben bunları söylerken üniversitenin öğretim üyelerinden birisi, “İş onunla bitse iyi, Kürt demekle de iş bitmiyor. Zaza mısın Kırmanç mısın sorusu soruluyor” dedi.

Asıl olan belki de şunu görebilmek: Dersimliler kendi kimlik talepleriyle ülkemizin kültürüne ciddi bir derinlik sağlıyorlar.

  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89