Muhafazakâr kesim, Başbakan Erdoğan’ın bütün devleti kontrolü altına aldığına inandığından beri devletin her birimine yönelik eleştiriyi AKP’ye yapılmış bir saldırı olarak görüyor.
AKP medyasının orduyla ilgili olaylara üç yıl önce verdiği tepkiyle bugün verdiği tepki arasındaki fark sadece ilkesiz olmalarından kaynaklanmıyor, devleti korurken “kendi devletlerini” ve kendi iktidarlarını koruduklarına inanmalarından da kaynaklanıyor.
Bütün vatandaşlara ait bir devlet değil de sadece kendilerine ait bir devlet istemelerindeki çarpıklığı şimdilik bir kenara bırakalım.
Bugünkü tehlike, AKP’lilerin ve Başbakan’ın yaşadığı “devlet bizim oldu” yanılgısı.
Bunun, sadece AKP’nin iktidarını değil hepimizin hayatını tehlikeye atan sonuçları.
Benim görebildiğim, AKP’yi iktidardan devirmek isteyen “devlet içindeki bir gücün” AKP’nin “himayesinde” fevkalade korunaklı ve özgür bir şekilde faaliyet gösterdiği.
İzninizle bütün AKP’lilere sorayım.
Uludere’yi AKP’nin devleti mi vurdu?
Beytüşşebap baskınında, kasabanın girişindeki tek köprüyü AKP’nin devleti mi korumasız bıraktı?
Önceki gün silahsız askerleri sivil otobüslerle yola çıkarıp PKK’ya haber uçuranlar, yolun denetimini doğru dürüst yapmayanlar, düz ovada PKK’lıların gelişini de gidişini de görmeyenler, AKP’nin devleti mi?
Bingöl’deki şu son olayda yaşanan tuhaflıklar hiç dikkatinizi çekmiyor mu?
PKK’ya istihbaratın nasıl gittiğini merak etmiyor musunuz?
Pusuya yatan PKK’lıların hiç fark edilmemesi zihninizde bir soru işareti yaratmıyor mu?
Saldırı sırasında, otobüsleri koruduğu söylenen zırhlı araçların hiç ateş açmaması, olay yerinden uzaklaşması sizi hiç düşündürmüyor mu?
Saldırıdan sonra PKK’lıların düz ovada nasıl rahatça kayıplara karıştıklarını hiç sorgulamıyor musunuz?
Askerî vesayet döneminde bu tür davranışları, bunların “AKP’yi devirmek için olduğuna” inanarak eleştirirdiniz, bugün bu davranışların amacının ne olduğunu düşünüyorsunuz peki?
Bakın, Genelkurmay Başkanı ile iftar açmak “ordunun denetimini” ele geçirmek anlamına gelmez.
“Genelkurmay Başkanı bizden” inancıyla orduyu her türlü denetimden azade tuttuğunuzda başınıza neler geleceğini bilemezsiniz.
Şunu da hiç unutmayın, yeryüzünde günde 10 ölüyü taşıyabilecek hiçbir hükümet yoktur, mutlaka devrilir.
Askerlerin onar yirmişer ölmesini sessizce izleyip, bunun tartışılmasını engellemeye uğraşmak, sonunda sizin iktidarınızı yerle yeksan eder.
“Devlet bizim oldu” sevinci sizin gerçekleri görmenize engel oluyor.
Devlet sizin olmaz.
Hiçbir zaman olmayacak.
Eğer demokrasi gelirse, demokrasilerde devlet hiçbir partinin malı olamayacağı kendinize ait bir devletiniz olmayacak demektir.
Demokrasilerde partiler devletin “sahibi” değil “yöneticisi” olurlar çünkü.
Demokrasi dışı bir yapıda “kendinize ait bir devletiniz” olmasını istediğinizde, ki bugün bunu istiyor gibi gözüküyorsunuz, büyük bir felaketle karşılaşırsınız.
“Demokrasi dışı bir yapıda devleti sahiplenmeyi” doğallaştırırsınız, demokrasi dışı bir yarışı “meşrulaştırırsınız”.
Demokrasi dışı bir yapıda yarış başladığında, o yarışı “silahı en fazla olan” kazanır.
O da ordudur.
AKP’lilerin ve Erdoğan’ın “devleti ele geçirdik” güvenini en fazla yaşadıkları sırada Uludere’nin gerçekleşmesi bir tesadüf mü sizce?
Uludere’den sonra art arda felaketlerin sıralanması bir tesadüf mü?
Bütün “silahlı” olayların sonunda AKP’nin darbe yemesi tesadüf mü?
Bu olaylarda AKP’yi “devletin sahibi” olduğuna inandırıp öne iterek, AKP’yi her facianın “sorumlusu ve savunucusu” yapan “aklın” partinizi ve iktidarınızı nereye doğru ittiğini gerçekten görmüyor musunuz?
Ordunun her hatasının faturası artık orduya değil AKP’ye kesiliyor, bunu fark etmiyor musunuz?
Tabii, “devlet benim oldu” yanılgısının içeride olduğu gibi “dışarıda” da yansımaları oluyor, AKP dünyanın gözünde birdenbire Suriye’deki “El Kaide” tarzı yapılanmaların “kollayıcısı” durumuna düştü.
Türkiye’nin “Ortadoğu’nun Pakistan’ı” olduğuna dair yorumlar yayınlanıyor.
Bu gelişmeler, bir zamanlar AKP’nin en büyük müttefiki olan Batı’nın bugün AKP iktidarına kuşkuyla baktığını ve onu yalnız bıraktığını düşündürmüyor mu?
Dış dünyanın desteğine sahip olmayan siyasi bir iktidar, “demokrasi dışı” bir rekabette orduyla başbaşa kaldığında neler olabileceğini hiç aklınızdan geçirmiyor musunuz?
AKP yanlış bir hayal için kendi iktidarını buduyor.
Eğer AKP yaptığı hataların bedelini siyasi arenada öderse gene pek bir sorun yok ama onu “kanlı bir kaosla” devirmek için birileri harekete geçerse, bu sefer hepimizi evimizin kapısında vururlar.
AKP’li yöneticiler de bizimle aynı kaderi paylaşır.
Aynı kaderi paylaşacak insanların uyarılarını “düşmanlık”, sizi devirecek olanların yaptıklarını “dostluk” sanıyorsunuz.
Bence bir daha ve iyi düşünün.
AKP’liler bir dinleyin
- Yorumlar 7
- Facebook Yorumları
- Erol20 Eylül 2012 Perşembe 09:31Ahmet Altana neler oluyor?
Ahmet Altan'ın en dikkate alınmayacak nereden bakarsanız bakın AKP iktidarını süt gibi bembeyaz göstermeye çalışan saçma bir analiz.Son dönemde yaşanan olaylar AKP nin eseri değilde sanki AKP dışında gelişen olaylarmış gibi sunulmaya çalışılmış.Akp'lilere seslenirken onlardan farklı bir şey isteme. Irkçı sunni Türk İslam sentezinin otoroiter hali tüm kurumlara sirayet etmişken, cemaatin terörle ilgili analizleri ortadayken hala AKPyi dışarda tutmak olsa ol
Yanıtla (0) (0) - ahmet20 Eylül 2012 Perşembe 10:23tuna
Değişik bir bakış açısı...
Yanıtla (0) (0) - Mahmut20 Eylül 2012 Perşembe 14:21İlahi Altan
İyi de sözünü ettiğinz bu panoramayı bizzat akp iktidarı oluşturmuyor mu? Bütün bunlar akpye rağmen oluyormuş gibi bir hava yaratıyorsunuz. Bütün bunları bizzat partinin başındaki başbakan ve evlerimizin içine karışacak kadar olan içişleri bakanı körüklemiyorlar mı? Başbakan ve içişleri bakanı akp iktidarının başbakanı ve içişleri bakanı değil mi yoksa?
Yanıtla (0) (0) - ALI CAN20 Eylül 2012 Perşembe 14:21Ergenekon bitmedi
Ergenekonun tuzagina düstü hem pkk hem AKP, ikisini birbirine vurdurarak AKP yi iktirdadan dusurecekler ve sonundada ulusalci bir iktidar gelecek ve 1997 de oldugu gibi pekekenin canina okuyacaklar ve pkk yurtdisina cekilecek yine, halkta diyecekki vaybe demekki AKP imis butun suclu . Bir tasla iki kus vuran ergenekon olacak. PKK nin akp dusmanliginin kendine faydasi yok ama bunu cok aci ögrenecek
Yanıtla (0) (0) - Mihri Duz20 Eylül 2012 Perşembe 17:36Yemezler!
Ahmet Altan zeki bir yazar.Çoğu zaman Vermek istediği mesajı çaktırmadan dolaylı verir.Bu yazısında da ben onu gördüm.Anti-Demokratik birilerini eleştirir gibi görünüyor ama esas amacı şu, PKK'lilerin son zamanlarda iyice kendini gösteren ve artık balçıkla sıvazlanamayan üstün askeri performanslarını ve taktik becerilerini gölgelemeye çalışıyor.
Yanıtla (0) (0) - beroj20 Eylül 2012 Perşembe 20:45dezenformasyon
''AKP’lilerin ve Erdoğan’ın “devleti ele geçirdik” güvenini en fazla yaşadıkları sırada Uludere’nin gerçekleşmesi bir tesadüf mü sizce?Allahım bu nasıl bakış ve yorum.. bu bakış açısı uluderenin üzerini örtmedir..
Yanıtla (0) (0) - beroj20 Eylül 2012 Perşembe 20:54dezenformasyon
bu hükümet ve devlete bu anlayışlar ve bakış açıları sadece ömrünü uzatmaya yarar ve kadın olsa çocukta olsa gereği yapılacakr anlayışını bu halkın başına ve özellikle mazlumkürt halkının başına bela olacağının anlayışıdır.dürüst olun bunu dışında kaybedeceğiniz bişey yok bu fani dünyada..
Yanıtla (0) (0)
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.