Âkil adamlar

HÜKÜMETİN Âkil Adamlar inisiyatifi her bakımdan övgüye layık bir girişimdir.

Çünkü Kürt Sorunu’nu, yani sebep- sonuç çerçevesinden bakıldığı takdirde aslında onu üretmiş ve sürdürmüş olan Türk Sorunu’nu çözümleyebilmek ne tek bir iktidarın, ne tek bir mecranın, ne de tek bir kesimin üstesinden gelebileceği iştir!

Mesele sonsuz çetrefildir ve toplumun her katmanını kapsamaktadır.

Arkamızda bütün acılarıyla ve bütün çelişkileriyle otuz yıllık bir savaş vardır.

Çok daha önemlisi, bilinçaltına yerleşiklik kazanmış doksan yıllık bir şartlanma vardır.

Dolayısıyla da çözüm, hâkim ve çoğunluk milliyetin “ne mutlu Türküm diyene” şiarındaki pasif inkârcılığı sorgulamaya ikna olmasından geçmektedir.

Belirli bir olgunluğa erişmek olmazsa olmaz şarttır!

***

BÖYLESİNE ciddi bir sorgulamada ise aracı güçlere ihtiyaç duyulur ve duyulacaktır.

Zira demokratik sistemlerde ideolojik statüko; hele hele Türkiye’deki gibi kangrene dönüşmüş bir statüko ancak mümkün mertebe geniş bir uzlaşma çerçevesinde değişebilir.

Nerede olursa olsun, eğer rejim totaliter değilse hiçbir devlet, hiçbir hükümet ve hiçbir iktidar yardımcı kuvvetler devreye girmeden yeni bir paradigma inşa edemez.

İşte bu uzlaşmaya aracı ve yardımcı olacakları varsayılan kişileri âkil adamlar, yani bilge kişiler diye adlandırıyoruz. Yukarıyla aşağısı arasında katalizör görev atfediyoruz.

Başka bir deyişle, adı üzerinde, bilgelikleri sayesinde sorunun çözümü durumunda hayatın ve ülkenin daha iyi olacağına toplumu ikna edebileceklerini umuyoruz.

Evet, umuyoruz ve bu zor uğraşlarında kendilerini hem bütün kalbimizle destekliyoruz, hem de yine bütün kalbimizle başarı diliyoruz.

Peki, Âkil Adamlar listesi dört dörtlük müdür?

***

TABİİ ki değildir! Mutlaka eksikleri ve mutlaka fazları vardır! Ancak şu da kesindir:

Hem seçilen şahsiyetler “esas itibariyle” doğrudur, hem de herkesin kendi sübjektif hükümlerine göre ismini katacağı veya çıkartacağı bir listede buluşmak imkânsızdır.

Birer “sakil adam” olan ulusalcıların, “yandaşlardan oluşuyor” yaygarasını geçelim

Fakat yokluğunu gerçekten yadırgadığım Yaşar Kemal Usta’ya ek olarak ben kendi hesabıma, hepsi diplomat kökenli şu üç isme de yer verirdim. Alfabetik sırayla sayıyorum.

***

BİR; Taraf yazarı ve eski başkonsolos Akın Özçer!

İspanya’nın demokratikleşme sürecini, bilhassa da Bask ve Katalunya başta, bu ülkenin “milli meseleyi” adem-i merkeziyetçilik çerçevesinde çözümlemesini Türkiye’de ondan daha iyi bilen bir uzman yoktur. Paralellik gözönüne alınırsa da dağarcığına büyük ihtiyaç vardır.

İki; CHP İzmir milletvekili ve eski büyükelçi Rıza Türmen!

Bu sabık diplomat özgürlükçü davrandığı için partideki ulusalcıların boy hedefleri arasındadır. AİHM’deki yargıçlık göreviyle de evrensel hukuka vâkıf olduğunu ispatlamıştır.

Muhalefet kurumunda yer aldığı için de Âkil Adamlara sembolizm katacak niteliktedir.

Üç; yine Taraf’ta yazarlık yapmış olan ve yine eski büyükelçi Temel İskit!

Hariciyede çok ender yetişen anti-konformist ve tabu kırıcı beyinlerden birisidir.

Engin bilgisi ve derin tecrübesi sayesinde de ikna kabiliyeti çok yüksek bir bilgedir.

Üstelik her üçünün de devlet geleneğinde yetişmiş ve ondan süzülmüş olmaları, barış karşıtlarının “devleti yıkmak istiyorlar” (!) iftiracılığına karşı en doğal panzehirdir!

***

NEYSE, bunlar özünde detaydır ve ortak bir listede buluşmak imkânsız olduğuna göre de mevcut Âkil Adamlara tekrar başarı ve bilgeliği gerektiren barışa tekrar zafer diliyoruz!