• BIST 9915.62
  • Altın 2440.177
  • Dolar 32.4575
  • Euro 34.7559
  • İstanbul 16 °C
  • Diyarbakır 18 °C
  • Ankara 17 °C
  • İzmir 18 °C
  • Berlin 11 °C

Yiğit Bulut'un sansürlenen yazısı

Yiğit Bulut'un sansürlenen yazısı
Fatih Altaylı tarafından şehir baskılarında yayından çıkarılan Yiğit Bulut'un yazısı Doğan Grubu'na yönelik ilginç tespitler içeriyor.

Yiğit Bulut'un gazeteye gönderdiği yazının taşra baskılarında yayınlandıktan sonra Fatih Altaylı tarafından şehir baskılarında çıkarıldığı ortaya çıktı. İşte o yazı:

Türk medyasının 'yapılanalım birlikte hareket edelim' sorunsalı

Reha Muhtar, Cumartesi Günü bana göre medya tarihine geçecek bir yazı kaleme aldı ve son dönemde kendilerine uymayan herkese "saldırıları gittikçe artan medya yapılanmasını" köşesine taşıdı. Bütün kalbim aklım ve imkanlarımla onunlayım.

Sevgili dostlar, Türk medyasında özellikle son 8 yıl içindeki, daha doğrusu 2003 sonrasında Ak Parti tezlerine karşı olma bahanesiyle "nasırlaşan bir yapılanma"ortaya çıktı.

Bu yapı doğrudan siyasi otoriteyi ve Türk basınını hedef aldı. Kendi tarafına çekmek, susturmak , etkisizleştirip, itibarsızlaştırmak istediklerine, köşe yazarı oldukları gazetelerde kurdukları internet odalarında "yalan haberler" eşliğinde saldıran bu yapılanma, son yıllarda sayısız yalan habere imza attı.

Açık söyleyeyim; bunlarla uğraşma gücü ve isteği, olmayan bir çok yazara dayatılan-iftira kampanyası ile yanlarına çekmeyi başardılar. . Bu yapılanma defalarca Habertürk Grubuna da sızmaya çalıştığı gibi medyamızın bir çok noktasında da aynı girişimi yaptı. Biz engelledik, sızma varsa "bulduk" ve gereğini yaptık! Bundan sonrasında da "kimse şüphe etmesin" kimsenin kendi amaçları doğrultusunda"medyamızı" kullanmasına izin vermeyiz. Bir de not düşeyim; bazıları bulamadılar veya buldular ama ayıklamaya güçleri yetmedi...

Sevgili dostlar diyeceksiniz ki amaçları ne?

Amaç çok açık ve net: Kamuoyunu kontrol etmek köşe yazarlarını baskı altına almak, yönlendirmek. Bu arkadaşların kullandıkları yöntemler ile üzerinde başarılı oldukları bir çok isim oldu. Bugün bu arkadaşların "kontrolünde" olan gazete genel yayın yönetmenleri bile var...

Dostlarım işin "Kontrol" kısmı da aslında o kadar masum değil. En önemlisi; bu yapılanmanın mensuplarının daha önce "yaymaya çalıştıkları" Türkiye'de her şeyi"Museviler" kontrol eder, 'hepimiz aslında köken olarak yahudiyiz' tezlerine bakarsanız; amaçlarının "farklı" motivasyonlarının "başka devletlerin" gizli servislerinden gelmiş olabileceğini rahatlıkla anlayabilirsiniz. Psikolojik savaşın tezi çok açık: Karşıt görün ama toplumu karşıt göründüğüne hayran bırak!..

Sonuç: Türk medyasında "kendi kendini doğuran, besleyen" bu yerleşik yapılanmanın "sırrı" çözülmeden "kamuoyunda" sır gibi duran bir çok yumak çözülemez...

Son söz: Türkiye denklemi sırlarla dolu. Başka örnekler vereyim. X Çözülmeden Ergenekon'un Almanya'dan İsrail'e Irak'tan Amerika'ya bağlantıları deşifre edilemez. Bu grafik çizilemeden "Ergenekon" ne kavramsal ne de fiilen anlaşılabilir... Bütün bu "hücreler" aydınlanmadan da sadece "dış kabuğa" yapışan gider ana yapı yerinde kalır. Anlayana çok ama çok önemli detayları paylaştım. Sorgulamaya devam edeceğiz.

Not 1: Yazıda hiç isim vermedim ama anlayana her şeyi anlattım. Bu yapılanmanın"başındaki" arkadaş "En çok satılan" gazetelerden birinde çörekli ve başbakan Erdoğan'ın haklı olarak eleştirdiği "411 El Kaosa Kalktı" manşeti dahil "Her saptırılmış algılamada" imzası var. Bu gazetenin başına yeni gelen ismi yıllardır tanırım. Mükemmel bir insandır ve en önemlisi meslek namusu sonsuzdur. Bu"çöreklenenlerin" gazetesini kullanmalarına izin vermeye devam etmeyeceğini düşünüyorum. Bir de not düşeyim. Bu çeteye karşı vereceği mücadelede dostuma destek olmamız Türkiye adına zorunluluk. Unutulmasın ki; bir gazete patronun değil halkın malıdır ve halka rağmen "var olanları" barındıramaz...

Not 2: Bir patron sahibi olduğu gazeteyi, televizyonu kontrol edemezse; başkaları kontrol etmeye başlar ve o başkaları "Değişik güçlerle" organik ilişkiye girerek, bulunduğu makamı ve imkanlarını pazarlar. O andan itibaren o gazete ve televizyon artık "o patronun" değildir ve "orayı kontrol" etmesi gereken patron, kontrol edilir hale gelir. Sonunda ne olur? Onun gazetesi veya televizyonu "kendini devlet için devlet sanmaya" başlar. Sonrası malum, gerçek devlet gereğini yapar...

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Ekşi Sözlük’e erişim engeli kaldırıldı03 Mart 2023 Cuma 10:13
  • Ekşi Sözlük'e erişim engeli getirildi22 Şubat 2023 Çarşamba 11:28
  • Şahan Gökbakar'dan 'sesi kısan' TRT Haber'e tepki11 Şubat 2023 Cumartesi 22:47
  • Sözcü TV yayın hayatına başlıyor21 Ocak 2023 Cumartesi 12:38
  • Halk TV'de üst düzey istifalar07 Ocak 2023 Cumartesi 23:01
  • RTÜK’ten kanallara ‘Kılıçdaroğlu’ cezası30 Mayıs 2022 Pazartesi 13:43
  • TV100'den Metin Özkan kararı23 Şubat 2022 Çarşamba 17:11
  • VOA’dan RTÜK kararına itiraz: Tek amacı sansür uygulamak23 Şubat 2022 Çarşamba 15:40
  • Rusya Deutsche Welle'yi yasakladı03 Şubat 2022 Perşembe 18:28
  • RTÜK’ten TELE1 ve FOX TV’ye ceza24 Ocak 2022 Pazartesi 15:21
  • ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89