Üçüncü dünya savaşı tehlikesini gündeme getiren Putin, uluslararası sahnede hamle yaparken, modern uygarlığa son verebilecek radikal adımlardan kaçınılması gerektiğini söyledi.
Amerika’nın, 1972’de Sovyet Birliği’yle imzalanan Anti-Balistik Füze Anlaşması’ndan 2001 yılında çekilmesini kınayan Putin, bunu stratejik eşitliğe son verme çabası olarak nitelerken, bu çabanın karşılıksız kalmayacağını söyledi.
Buarada Putin “En güçlü stratejik füze sistemimizi 2020 yılında silahlı kuvvetlerimize teslim etmeyi planlıyoruz. Bu, yeni süper güçlü balistik füze sistemi Sarmat” diyerek Rusya’nın yeni kıtalararası balistik füze sisteminin yakında hizmete gireceğini açıkladı.
Suriye’deki terörle mücadeleye destek veren Rus silahlı kuvvetlerini öven Putin, Rus ordusunun Suriye’de istikrarın sağlanmasına yardım ettiğini söyledi.
“Rusya’nın ve vatandaşlarımızın çıkarlarını korumayı hedefleyen önemli, yüce bir görevi yerine getirdiler” diyen Putin, Suriye’den çekilmeyi planlamadığını ve Rusya’nın çıkarlarına hizmet ettiği sürece Suriye’deki askeri varlığın devam edeceğini de yineledi. Ancak Rusya Cumhurbaşkanı gerekirse askerlerini Suriye’den hızla çekebileceğini de ekledi. Rusya’nın, Suriye’de 2015’te başlayan askeri operasyonları, ülkedeki iç savaşı Devlet Başkanı Beşar Esat’ın lehine çevirdi. Putin geçtiğimiz Aralık ayında, Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığını azaltacağını açıklamıştı.
Putin, Amerika’nın Kanada, Meksika ve Avrupa Birliği’nden çelik ve alümimyum ithalatına getirdiği gümrük vergilerine de değindi. Bu vergileri ekonomik yaptırımlara benzeten Putin “Öyle görünüyor ki ortaklarımız, bu zararlı kısıtlama ve yaptırım politikalarının onları hiçbir zaman etkilemeyeceğini düşünmüşler. Ama görüyoruz ki artık etkiliyor” şeklinde konuştu.
2007 yılında Münih’te yaptığı bir konuşmada Amerika’nın diğer ülkelere kendi kurallarını dayatmasının giderek büyüyen bir risk olduğu konusunda uyarıda bulunduğunu hatırlatan Putin, “O zaman beni kimse dinlemek istemedi ve kimse bu durumun önüne geçmeye çalışmadı. Buyrun bakalım. Şimdi bu size de dayatıldı. Oturun afiyete yiyin” dedi.
Putin Ukrayna’ya da değindi ve komşusunu, Rusya’nın FIFA Dünya Futbol Kupa’sına ev sahipliği yaptığı sırada, Ukrayna’nın doğusundaki Rus yanlısı ayrılıkçılara herhangi bir askeri müdahalede bulunmaması konusunda uyardı.
Rusya, 2014’te Kırım’ın ilhakı ve aynı yıl Ukrayna’nın doğusunda patlayan Rus yanlısı ayaklanma sonrasında Amerika, Avrupa Birliği ve diğer birkaç ülkenin uygulamaya koyduğu ekonomik yaptırımlarla mücadele ediyor. Tek taraflı yaptırımların sorunları çözmeyeceğini söyleyen Putin, bu yaptırımların Rusya’nın bir tehdit ve rakip olarak görülmesi yüzünden getirildiğini savundu.
Amerika’da devam eden Rusya soruşturmasına da değinen Putin, Donald Trump’ın başkan seçilmesi için, Rusya’nın 2016’daki Amerika seçimlerine müdahale ettiği iddialarını bir kez daha reddetti. Putin, son dönemde duyduğu en iyi esprinin, Alman medyasında yer alan “Trump Avrupa’yı Putin’in avucuna itti” haberi olduğunu söyledi.
Putin “Eğer bu espriyi, daha önceki Rusya Amerika’daki seçimleri etkiledi esprisiyle birlikte düşünürsek, hepsi birden kulağa çok komik gelmeye başlıyor. Biz Amerika Başkanlık seçimlerini etkilemişiz ve böylece seçilen Amerika Başkanı bize Avrupa’yı hediye etmiş. Bu tam bir saçmalık. Bütün bunlar sadece espri olarak tanımlanabilir” dedi.
Rusya devlet televizyonu, program sırasında Putin’e halktan 2 milyon civarında soru geldiğini açıkladı. Putin, 2001’den beri her yıl katıldığı bu canlı televizyon programı sayesinde, kendisini ülkenin iç sorunlarını çözen ve küresel platformda Rusya’nın çıkarlarını sonuna kadar koruyan bir lider olarak tanıtıyor.
Ancak siyasi uzmanlar, bunun Rus vatandaşlarının yönetime katıldıklarını düşünmelerini sağlayan, önceden planlanmış bir program olduğunu savunuyor.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.