Hollanda'da on binlerce kişinin katıldığı bir Kutlu Doğum programına katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr Ali Bardakoğlu, Avrupa'da İslam'a yönelik düşmanlıkların biraz da Müslümanların kendilerini anlatmakta yetersiz kalmasından kaynaklandığını söyledi.
Avrupa Kutlu Doğum 2010 Kutlamaları çerçevesinde Hollanda'da bulunan Bardakoğlu, "Bir başkasının kasıtlı davranışından ziyade kusurlarımız görmeye alışkın bir geleneğe sahibiz. Böyle olduğu içinde başkaları bizim hakkımızda yanlış fikirler ithamlar ileri sürüyorsa, bizim ilk yapacağım şey ön yargıları gidermek, kendimizin daha iyi anlaşılmasını sağlamaktır." dedi. Hollanda'da görev yapan camii imamları ve dernek başkanları ile bir araya gelen Bardakoğlu, İslam'ın daha iyi anlatılması ve uyum sağlanması için de "Din görevlilerinin Almanya'da Almanca, Hollanda'da Hollandaca, hutbe vermesini vaaz vermesini önemsiyorum. Bu hiçbir zaman anadilde vaazdan ve hutbeden vazgeçeceğimiz anlamına asla gelemez." ifadelerini kullandı.
Avrupa Kutlu Doğum 2010 Kutlamaları çerçevesinde Hollanda'da bulunan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr Ali Bardakoğlu, Hollanda'daki camii imamları ve dernek başkanları ile Zaandam Sultan Ahmet Camii'nde bir araya geldi. Prof. Dr Ali Bardakoğlu "Hollanda'da gerçekten çok müstesna birlikteliği ve coşkuyu hep birlikte yaşadık. Hollanda'da 2010 Kutlu Doğum Açılışı Programını Amsterdam Arena stadyumunda gerçekleştirdik. Yaklaşık 40 bine yakın kardeşimiz Peygamber sevgisi altında buluştu. Bu buluşma gününde herkes vardı ve ağır başlılık içerisinde Peygamber sevgisi etrafında sağduyu ile hareket ederek, sükunet içerisinde toplandılar. Bir duygu paylaşımı oldu. Bu başlı başına önemli mesaj idi. Bu açıdan sadece Hollanda Diyanet vakfımızı değil, sadece bu buluşmayı gerçekleştiren sivil kuruluşlarımızı değil bütün Hollandalı kardeşlerimi tebrik ediyorum. Bu başarı sizlerin başarınızdır. Bu başarınızın devamı için bu birlikteliğinizin devamı için de dua ediyorum." dedi.
Farklı inançların, eğilimlerin kültürlerin bir arada harmanlandığı dönemde küçük anlaşmazlıklar olabileceğine dikkat çeken Bardakoğlu, "Burada ana unsur ve çerçeve önemli. Bu ana çerçevede özgürlüklerin giderek genişlemesi. Karşılıklı sevginin ve saygının artması ve insanların birbirini anlamaya çalışmasıdır." diye konuştu.
Amsterdam Arena'daki Kutlu Doğum Programı Hollanda'da yaşayan Türklerin Müslümanların kendilerini anlatmaları açısından son derece önemli olduğunu söyleyen Bardakoğlu, ardından şöyle ekledi: "İslamofobi, düşmanlıklar ve incitici tavırlar birazda kendimizi anlatmakta yeterince çaba sarf edememekten kaynaklanıyor olabilir. Bir başkasının kasıtlı davranışından ziyade kusurlarımız görmeye alışkın bir geleneğe sahibiz. Böyle olduğu içinde başkaları bizim hakkımızda yanlış fikirler ithamlar ileri sürüyorsa, bizim ilk yapacağım şey ön yargıları gidermek, kendimizin daha iyi sağlamaktır. Peygamber Efendimizin sevgisi adı altında düzenlediğimiz toplantı bir bakıma kendimizi iyi tanıtma ve iyi anlatmanın en güzel yollarından birisi olmuştur. Bu açıdan son derece önemlidir."
"YAŞADIĞINIZ ÜLKENİN DİLİNİ İYİ ÖĞRENELİM"
Hollanda'da görev yapan din görevlilerimiz ve camileri bu noktaya getiren cami derneği başkanlarımız ve kadın kolları başkanlarımız ile buluştuklarını da anlatan Bardakoğlu, "Artık onlar da Hollanda'da görev yapmanın bilinci ile ve hizmet üretmenin bilinci ile İslam dinine uygun hem de Hollanda kanunlarına uygun bir din hizmeti verme gayreti içindedir. Bu açıdan yaptığımız bu görüşmelerden edindiğim izlenim son derece olumlu ve umut verici ve umudumuzu geliştirici bir resim ortaya çıktı." dedi. Bardakoğlu, bu konuda ise "Yaşadığımız ülkenin dili olan Hollandacayı iyi öğrenelim." tavsiyesinde bulundu.
Avrupa'daki din adamlarının görev sürelerinin uzatılması konusu hakkında ise bunun iki ülke arasında karşılıklı görüşme ve ilgili mevzuatların buna göre iyileştirilmesi alakalı bir konu olduğunu söyleyen Diyanet İşleri Başkanı, ardından şöyle devam etti: "Burada dört yılın beş yıla çıkması veya daha uzun talebin arkasında din görevlimizin buraya sağladığı uyum ve verimliliği ve özellikle de Hollandacayı bilmesi yatmasıdır. Gönlümüz ister ki her gelen daha ilk geldiği günden itibaren Hollandacayı bilerek, hutbelerin bir kısmını Hollandaca vererek, hatta ilgili Hollandalı makamlar ile rahatça din hizmeti sunsun. Bu gayret içindeyiz. İnanıyorum ki din görevlimizi daha iyi yetiştirerek gönderebilir isek bu dört yıl ve beş yıl talepleri belli rayına oturacaktır. Biz anadilden bir defa asla vazgeçemeyiz. Anadilden vazgeçmek mümkün değildir. Ancak din görevlilerimizin, Almanya'da Almanca, Hollanda'da Hollandaca hutbe vermesini, vaaz vermesini önemsiyorum. Bu hiçbir zaman anadilde vaazdan ve hutbeden vazgeçeceğimiz anlamına asla gelemez."
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.