• BIST 9915.62
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • İstanbul 18 °C
  • Diyarbakır 25 °C
  • Ankara 26 °C
  • İzmir 22 °C
  • Berlin 14 °C

Önce inanacaksınız

Enver Sezgin

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) Örgütü’nün, Irak ve Suriye topraklarının önemli bir bölümünü kontrol etmesi ve bölge için gerçek bir tehdit unsuru olmaya başlaması, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Batılı ülkeleri harekete geçirdi. Ortada, Obama’nın açıkladığı dört maddelik bir plan var. Plana göre sözkonusu örgüt önce zayıflatılacak, sonra ise yok edilme yoluna gidilecek. Siyasi amaçları olan, belli bir desteğe sahip, bazı mali kaynakları elinde bulunduran bir yapılanmadan söz edilmektedir. Böylesi güçlü ve kanlı bir örgütün salt askerî operasyonlarla yok edilmesi mümkün müdür? Bu soruyu soranların sayısı az değildir. Planı güçlendirmek ve bölge ülkelerinin desteğini almak için çalışmalar devam ediyor. Bu amaçla gerçekleştirilen toplantıda kaleme alınan metne, Türkiye imza atmayı reddetti. 

Hazırlanan plana, Türkiye’nin bazı itirazlarının olduğu bilinmektedir. 

Biri var ki, üzerinde durmaya değer. Hükümetin kimi üyeleri, IŞİD örgütüne karşı kullanılmak üzere gönderilecek olan silahların PKK’nın eline geçebileceği endişesi taşıdıklarını belirttiler. Bu silahlar PKK’nın eline geçecek, onlar ise bunu Türkiye’ye karşı kullanabilecekler. 

Korku bu. 

Oysa Türkiye neredeyse iki yıldır “barış ve çözüm sürecini” devam ettirmektedir. Devlet, yıllardır savaştığı bir güçle barış yapmak istiyor. Az bir yol alınmadı; bu süre içinde Türkiye çatışmasızlık ortamına girdi, çözüm için uygun koşullar oluştu. Öcalan’ın belirttiği gibi, “diyalog süreci, pratikleşme aşamasına geldi”. Somut adımlar atılması için önemli bir fırsat yakalanmışken bu tedirginlik niye? 

Kuzey İrlanda barış sürecinin mimarlarından ve dönemin İngiltere Başbakan’ı Tony Blair’in sağ kolu olan, Jonathan Powel şöyle söylüyor: “Müzakerelerin başarılı olması için en önemli önkoşul tarafların askerî olarak kazanamayacağını, birbirini tamamen yenemeyeceğini anlamasıdır.” 

Türkiye için de benzeri şeyler söyleyebiliriz. 

Tarafları diyalog masasına doğru iten asıl sebep işte bu “yenişememe durumu” ve toplumun barışa olan ihtiyacıdır.

PKK, 15 Ağustos 1984 yılında Eruh ve Şemdinli baskınlarını düzenlediğinde, bugün var olan kitle desteğinin çok altında bir desteğe sahipti. Giderek elindeki silahların miktarı değiştiği gibi, savaşçılarının sayısı da arttı. 

Ancak onu bu kadar güçlü hâle getiren ve giderek büyümesini sağlayan asıl sebep bunların hiçbiri değildir. 

Onu güçlü yapan asıl unsur aldığı toplumsal destektir. Şimdi aynı kitle ondan barış yapmasını talep etmektedir. 

Olan budur. 

Bu nedenle, PKK bundan sonra da hangi silahlara sahip olursa olsun, halkın güçlü barış isteğini görmezden gelemez. Salt modern silahlara sahip oldu diye savaşı yeniden başlatmaz, başlatamaz. 

İlla, bizi eski “savaş günlerine” götürebilecek bir sebep arayacaksak o da, süreci başarısızlıkla sonuçlandırmamızdan başka bir şey olmayacaktır. 

Otuz yıllık bir savaşın içinden geçen ve süre içinde binlerce evladını yitiren bu ülke şimdi barış ve çözümün kapısını zorlamaktadır. Barışa hiç bu kadar yaklaşmamıştık. Ne yazık ki en azından bazı hükümet üyeleri bunu tam olarak kavramış değildirler. 

Oysa daha birkaç gün önce Başbakan Ahmet Davutoğlu şu açıklamayı yapmıştı: “Artık adım atma vakti..... Şiddeti yok edecek bir sürecin başlaması lazım. Geçmişte olan çabalar bunun içindi.” Peki, bu ifadelerin bir önemi yok mudur? 

Irak ve Suriye’deki iç kargaşa böyle devam ettiği sürece, PKK’nın yakın zamanda silah bırakması mümkün olmayabilir. Ancak bundan önce de atılması gereken adımlar vardır. Bizi başarıya götürecek temel yönelim bu yönde gösterilecek samimi ve cesaretli çabalar olacaktır 

Ancak, önce yapmak istediğiniz işe inanmanız gerekmektedir.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89