• BIST 9915.62
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • İstanbul 18 °C
  • Diyarbakır 25 °C
  • Ankara 26 °C
  • İzmir 22 °C
  • Berlin 14 °C

Hiç mi utanıp sıkılmazsınız?

Nuray Mert

IŞİD ile mücadele koalisyonuna girmeye razı olunduktan sonra, fevkalede tartışmalı biçimde, kendimizi PKK ile çatışmalı sürecin içinde bulduk. Dahası, asıl hedef HDP ve içerdeki muhalefet haline geldi. Yok, önce PKK ile çatışmalı süreç ve PKK eylemleri değil, zaten çoktan HDP hedef tahtasına oturmuştu, hem de seçimlerden önce. Şimdilerde, kronoloji tam tersine döndürüldü, sanki önce PKK ile mücadele başladı, HDP bu konuda sorunlu tavır takındı ve o yüzden “lanetli” hale geldi gibi. Oysa, topu topu birkaç aylık bir maziden bahsediyoruz, hafıza kaybı veya çarpıtma gibi bir mazereti olmayanların kolaylıkla hatırlayacağı bir mazi.

Asıl mesele, başkanlık sistemi 

Hepimiz, asıl meselenin HDP’nin “başkanlık sistemi”ne karşı çıkışı olduğunu biliyoruz. Dahası, Kürt çözüm sürecinin kesintiye uğramasının nedeni de aynı; belli ki iktidar blokunun “çözüm”den anladığı Kürt siyasetinin “başkanlık sistemi” pazarlığına razı olmasıydı, bir şekilde istenen olmadı, başımıza gelenlerin nedeni bu. Ne olursa olsun PKK’nin savaş siyasetine geri dönmesi tabii ki, haklı görülecek değil, ama asıl meseleler gözden kaçmasın ki ne olduğunu daha iyi anlayabilelim. 

Bu arada, “IŞİD ile mücadele” adeta unutuldu, birkaç operasyon haberi, birkaç IŞİD eleştirisi hepsi bu. IŞİD konusu hassas, orası malum, IŞİD ile tantanalı bir mücadele girişimi, fevkalade tehlikeli. Nedeni basit, Suriye’de Esad’ı devirme planı uyarınca, Türkiye eli silahlı grupların geçiş yeri ve mekânı haline geldi, şimdi bunlar iç tehdit oluşturuyor, üzerlerine gidilirse ne yapacakları belli olmaz. İşte Türkiye’nin geldiği yer burası. Ama sadece bu değil, nedense iktidar ve destekçileri, IŞİD veya radikal İslamcı gruplar konusunda laf etmek konusunda son derece isteksiz. Zaten, PYD ve PKK’nin IŞİD’den daha tehlikeli olduğunu düşünüyorlar, bunu açıkça ifade ediyorlar. Biraz daha geriye gittiğimizde, IŞİD’in Irak’ta “Sünnilerin başkaldırısı” olduğunu, IŞİD’i doğuran nedenin Irak’ta Şii yönetimin baskıları olduğunu ileri sürüyorlardı, sonra işler iyice ters gidince, IŞİD’in “Batılı” güçlerin taşeronu olduğu tezine sarılmak zorunda kaldılar. “Nerden baksanız tutarsızlık, nerden baksanız ahmaklık!” 

Sonuçta, başımızda, Kürtler ile çatışmalı sürecin geri dönmesi, IŞİD belası ve hâlâ kurulamayan hükümet gibi büyük sıkıntılar var, ama iktidar bloku hâlâ küçük hesaplar peşinde, allem edip, kallem edip yeniden iktidar olma hesapları. Ama bu koşullar altında bir ülkede iktidar olunduğunda ne yapacaklar, o da belli değil. Her halde, olağanüstü hal rejimini daha kolay yerleştirip, kafalarını bozan kim varsa içeri tıkmayı düşünüyorlar, belli ki “son çözüm” peşindeler. Listeler zaten hazırmış, HDP’ye oy veren üç bin kişi, “teröre destek” bahanesi ile daha çok bin kişi içeri tıkılıp, iktidar yanlısı medya dışında kalanlar da ortadan kaldırılınca sorun kalmayacak.

Viski içen birkaç kişi 

Bunlara baksanız, memleketi batıran viski içip HDP’ye oy veren birkaç kişi, birkaç işbirlikçi, birkaç semt sakini. Sayınki, bu adamlar çok kötü adamlar, Erdoğandüşmanlığı içinde yapmayacakları yok, vs. vs. Koskoca iktidarınızı, kutsal davanızı, yeni İstiklal Savaşınızı üç beş “başıbozuk” nasıl yerle yeksan eder? Dışardan, üst akıldan mı destek alıyorlar? Peki dışardakileri İncirlik’e davet eden siz değil misiniz? Çin’den kredi almak uğruna zamanında davanız içinde olan Uygur Türklerine, “Çin büyük güç, gelişmesinden siz de yararlanın” diye öğütlere girişen siz değil misiniz?“Viski içenler”, birkaç semt sakini, dışardaki güçlere sizin vaatettiklerinizden daha fazla ne verebilir ki? 

Bu arada iyice anlaşılmaz olan, iktidar destekçisi medyanın bazısı milletvekili olan“güzide” yazarlarının kafayı diğer bazı köşe yazarlarına takmış, en kibar geçinenlerin bile ağızlarını bozmuş, birtakım polemiklere dalmış olması. Memleket yangın yerine dönmüş, adamların derdi, kendilerine yöneltilmiş birkaç eleştiri yazısı. Ya çok “benmerkezci”siniz, ya sinirleriniz iyice yıpranmış, veya her ikisi birden, tıpkı desteklediğiniz iktidarınız gibi. Hiç mi utanıp sıkılmazsınız, tıpkı iktidarınız gibi! 

  • Yorumlar 4
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89