• BIST 9079.97
  • Altın 2318.134
  • Dolar 32.3415
  • Euro 34.9033
  • İstanbul 15 °C
  • Diyarbakır 10 °C
  • Ankara 14 °C
  • İzmir 19 °C
  • Berlin 9 °C

Yalnız Diyarbakır değil, 30 büyükşehir

Tarhan Erdem

Geçen yazımda, Diyarbakır Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ın “Yereldeki tüm enerji kaynaklarından; yeraltı, yerüstü zenginliklerinden, ekonomik varlıklardan yerelin pay alması lazım” sözlerini yorumlamaya çalışmıştım.

Kışanak’ın isteğine, Enerji Bakanı Taner Yıldız; merkezi idarenin zaten petrolden 'devlet hissesi' aldığını, ikinci kez devlet hissesi alınmayacağını söyleyerek karşı çıktı; ülkenin bütün illeriyle bir bütün oluşturduğunu, yatırımların merkezi idare tarafından yapıldığını, il özel idarelerine para gönderildiğini sözlerine ekledi. 

Kışanak ve Yıldız’ın sözleri, merkezi idare anlayışının derinliğini, halktan uzaklığını bütün açıklığıyla gösteriyordu. Bölgede çıkan petrolden pay isteyen Gültan Hanım gerçekte, sorumluluk aldığı coğrafyayı yönetmeye; o bölgenin insanlarına ve bölgeye huzur ve refah sağlamaya, kaynaklardan pay isterken, ülkenin refahına katkıda bulunmaya talipti. 

Bakan Taner Yıldız anayasa ve kanunlarla belirlenen yönetim sistem ve kurallarının uygulandığını, sistemin ve temel kuralların değişmesinin 'mümkün olmadığını' söylüyordu.

Ortaya konulan örneği ele alarak yanında olduğum görüşü anlatmaya çalışayım:

Petrol veya diğer madenlerin çıkarılması ve işletilmesi hakkı ilke olarak, yerel yönetimlere verilmelidir. Sadece Diyarbakır yönetimine değil, 5000 nüfuslu bir ilçede de aynı olmalıdır madenlerin işletilmesi. Belediyelere bu yetki verilirken merkezi idarenin genel politikalarının, yerel yönetimlere yardımının ve bütün işletmeler gibi maden işletmelerinin de genel ve özel kurallarını üst yerel birimlerce ve merkezi idarece düzenlenmesi doğaldır.

Örneğin, maden bakımından ülkenin zengin illerinden biri, Taner Bey’in seçim bölgesi Kayseri’de bakır, kurşun, demir, krom, linyit, alüminyum, fosfat, mermer ve diğer madenler bulunmakta ve bunların bazıları izabe edilerek kullanıma verilmektedir. Bu madenlerin politika tespitinden, maden işletme ruhsatı, ruhsattan izabe ve ihracata kadar her adımı Enerji Bakanlığı tarafından yürütülmektedir.

Merkezi idaremizin özelleştirmeden başlayarak madenlerin çıkarılması, tesislerin denetim ve korunmasında başarılı olduğunu söylemek zordur. Diğer iller gibi, Kayseri ilinde madencilikte ve çevrenin korunmasında başarısız olan 'merkezi idare anlayışıdır.'

Başarısızlık sadece madencilikte mi? Ve sadece Kayseri’de mi?

Bütün yurtta ve her alanda, merkezi idaremiz başarısızdır. Başarısızlığın sorumlusu, bakanlar, valiler, genel müdürler, bölge müdürleri ve il müdürleri değildir; konuların, işlerin ve taleplerin altında ezilmiş merkezi idaredir. Çünkü merkezi idare, asıl görevli olması gereken güvenlik, yargı, vergilendirme, dış politika, genel hedefler, politikalar ve diğer konular dışında da sorumluluk almış, ayrıntıları da kapsayan yetki ve görevlerini sürekli arttırmıştır.

Bu durumun sakıncalarını azaltacak, 6360 sayılı yasayla büyükşehirlerde yeni yönetim birimleri kurulmuştur.

Bu yasaya göre büyükşehir belediye başkanları 30 Mart’tan itibaren ilde yaşayanların yaşadıkları ve çalıştıkları her sokağın, ormanın, dağın, taşın sahibi olacaklar; oralarda yaşama ve çalışma için politika geliştirecek, kurallar koyacaklardır.

Gültan Hanım sadece Diyarbakır için yetki istememektedir, istek İstanbul, Konya ve Ordu gibi 30 büyükşehir için de haklıdır.

Büyükşehirlerimizde artık halkın seçtiği bir başkanın bulunduğu ve o ili o başkanın yöneteceği bilinmelidir.

Yeni kanunla, maden üretim faaliyetlerine ilişkin yetki ve görevlerin, 'il özel idarelerinin tüzelkişiliğinin kaldırıldığı illerde valiliklerce' yürütülmesi öngörülmüş olması yukarda söylediğim esası değiştirmez.

Yeni kanunun gerekçesi ve ruhuna göre, büyükşehir belediye başkanları bundan sonra; madenlerden, ormanlardan, sulardan, tarım ve sanayiden, çevre korumadan, insanların sağlığından, eğitiminden, kültürel gelişmesinden... doğal olarak sorumlu olacaklardır.

Bana göre Gültan Hanım'ın sorduğu aslında şudur: Büyükşehir belediye başkanları, o ilde yaşayanları doğrudan ilgilendiren konular ve sorunlardan kendilerini sorumlu görmeyip soyutlayacaklarsa 6360 sayılı kanunu niçin çıkarttık?

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89