TAŞTEKİN
“Esad, Suriye’nin başında kaldığı sürece Türkiye kucağında bir bomba ile oturuyor olacak...”
YILMAZ
“Mezhep çatışması isteyen her iki taraf da Türkiye’yi kendi yanına çekmeye çalışıyor...”
Özellikle Suriye içindeki siyasi dengeler üzerine yazılarından tanıdığımız Radikal Gazetesi Dış Haberler Müdürü Fehim Taştekin ve sorunu bölgesel bağlamda ele alan analizleriyle öne çıkan SETA Vakfı’nın eski Washington Temsilcisi, gazeteci Nuh Yılmaz ile yaptığımız yuvarlak masa sohbetinde bugün Türkiye’nin Suriye krizi karşısındaki tutumunu ele alıyoruz. Daha önce yayımlanan Orhan Miroğlu, Mehmet Altan ve Cevat Öneş söyleşilerinde olduğu gibi bu yuvarlak masanın gerçekleşip yayına hazırlanmasındaki katkılarından dolayı Semih Sakallı’ya teşekkür ediyorum.
- Türkiye zamanında gereğinden fazla bir şekilde Esad’a destek vermişti. Şimdi de Türkiye hüsrana uğramış bir şekilde yine aşırı bir tepki verdiğini görüyorum. Siz nasıl görüyorsunuz?
Fehim Taştekin: Türkiye, Suriye ile ilişkisini kardeşlik boyutuna taşırken “ Biz bunu Batı’ya rağmen yaptık” şeklinde açıklamalar yapılıyor. Fakat Batı’nın beklentisi Suriye’yi Türkiye üzerinden İran’dan uzaklaştırmaktı, ama bu gerçekleşmedi. Türkiye de Suriye üzerindeki kredisine güvenerek, Suriye’deki sorunu barışçıl biçimde çözmek istedi. Burada Türkiye’nin en büyük hatası, kendisi 30 senedir anayasasını değiştiremeyen bir ülke olarak Baas rejiminin çöpe atılması anlamına gelen bir açılım için 15 gün gibi kısa bir süre tanımasıydı. Bu sürede bir şey değişmeyince kendisini ihanet uğramış gibi hissetti. Eğer Suriye’deki durum böyle devam ederse Türkiye 910 km’lik sınır komşusunu kaybedecek. Bunun üzerinden gelişen gerilimle Irak’la ilişkiler de bozulacak. Türkiye’nin Esad ile uzun bir süre yaşayabileceğini düşünmüyorum.
Peki Esad’ın yaşayabileceğini düşünüyor musunuz?
Taştekin: Esad idam fermanını elinde tutuyor. Bu kadar şiddet rejimi sona doğru sürüklüyor. Eğer Suriye’de rejim değişebilseydi Batılıların dile getirdiği Şii hilaline karşı Sünni bloğu oluşturmak için önemli bir adım atılmış olacaktı ama bu olmadı.
Aynı zamanda Türkiye Suriye muhalefetine ciddi bir destek veriyor.
Taştekin: Evet, Esad Suriye’nin başında kaldığı sürece Türkiye kucağında bir bomba ile oturuyor olacak.
Nuh Yılmaz: Ben Fehim’in ilk söylediklerine katılmıyorum. Türkiye’nin sıfır sorun politikası kendi politikasıydı ve Batılıları da epey kızdırdı. 2010 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde İran’ın nükleer programı ile ilgili aldığı karar, Mavi Marmara’da koyduğu tavır veya Gürcistan Savaşı’nda NATO gemilerinin Karadeniz’e girmesine izin vermemesi gibi örnekler akıllarda. Bu sebeplerden dolayı sıfır sorun politikası Türkiye’nin politikası değil demek yanlış olur, Türkiye’ye özne pozisyonu vermemek olur. Türkiye ekonomik ve siyasi olarak ortanın üzerinde güçlü bir ülke. Çok abartmamak gerekir belki ama Türkiye kendi politikasını belirleme gücüne ulaştı son 10 yılda.
Taştekin: Doğru, Türkiye’nin sıfır sorun politikası kendi politikası ama bu politikanın Batılı müttefiklerinin beklentilerine denk düşen tarafları da var. Mutlak surette Batı’ya rağmen böyle bir yönelim olduğu söylenemez.
-Ama sonuç olarak Türkiye’nin ürettiği politika bir işe yaramadı.
Yılmaz: O başka bir tartışma. Şöyle ki sıfır sorun, barış şartları için üretilmiş bir politikaydı. Bir ülkenin maddi çıkarını barış ve istikrara endekslemesi son derece zor bir şeydir. Türkiye bunu bir şekilde başarmıştır. İşte bu yüzden de Suriye’de yaşananlar Türkiye’nin hedeflerine darbe vurmuştur. Bu noktalarda söz konusu politika geliştirebilir, yeni açılımlar yapılabilir.
Şu aşamada Suriye konusunda Türkiye riskli bir pozisyonda durmuyor mu?
Yılmaz: Doğru ama başka bir pozisyon yok. Siyasette sizin başlatmadığınız bir kavgada taraf olmak, kazanan tarafta yer alsanız bile baştan kaybetmektir. Siyasette önemli olan fay hattının nereden geçtiği, fay hattını kimin koyduğudur. Türkiye’nin yapmaya çalıştığı şey fay hattının yerini değiştirmekti. Bir yandan Suudi Arabistan’ın, diğer yandan İran’ın mezhep çatışmasına çekmeye çalıştığı fay hattını sadece Türkiye değiştirmeye çalıştı, çalışıyor. Türkiye Batı’nın yanında veya karşısında değil. Kendi oyununu oynamaya çalışıyor. Şu anki kriz ortamında her istediğini başaramadığı ortada ama bu konuda bir irade ortaya koyuyor. Bu yüzden Türkiye Suriye’de, içinde her kesimin olduğu, din, mezhep ve etnisiteyi aşan bir muhalefet örgütlemeye çalıştı. Bu dışarıdan yapılan bir plan değildi.
Başbakan’ın son referandumda dediği “Taraf olmayan bitaraf olur” noktasına gidiyor olmayalım. Yani Türkiye’nin söz konusu bloklaşmalardan birine savrulma noktasına gelmesi söz konusu olursa...
Yılmaz: Mezhep çatışması isteyen her iki taraf da Türkiye’yi kendi yanına çekmeye çalışıyor. 2003’teki tezkere konusu sırasında da bazıları “Türkiye bu işten çok zararlı çıkabilir” diyerek işgale dahil olmamızı öneriyorlardı. Türkiye şimdi de, o gün olduğu gibi kendi politikasını üretmeye çalışıyor. O yüzden Katar ve Suudi Arabistan’ın çekiştirmesine rağmen Başbakan Erdoğan halen Aşure kutlamasına katılarak, Irak’ta Şiiliğin kutsal yerlerini ziyaret ederek ve yine Irak’ta Sistani gibi Şii liderlerle görüşerek meseleyi mümkün olduğu kadar mezhep merkezinden çıkarmaya çalışıyor. Ancak İran bu çabaları “Türkiye Batı yanlısı oldu” şeklinde sunarken diğer taraf da “Türkiye İrancı oluyor” diye göstermeye çalışıyor.
Türkiye Suriye konusunda önemli bir aktör olabilir mi? Türkiye’nin avantaj ve dezavantajları neler?
Taştekin: Türkiye’nin bölgesel aktör olabilme ihtimalini artıran en önemli özelliği herkesle belli bir iletişim halinde olabilmesiydi. Türkiye eğer bu rolü büyütürse, bunun ötesine geçip ‘soft power’a müdahaleciliği de eklerse bölgede Osmanlı’ya yönelik endişelerin nüksetme riski var. Biz bu coğrafya ile henüz çok barışık değiliz. Bizim bölgede hemen karşımıza çıkabilecek, Ermeni meselesi, Kürt meselesi gibi önemli iç sorunlarımız var.
Türkiye, Suriye’nin Irak’a dönüşmesini engellemek için ne yapabilir?
Taştekin: Türkiye’nin elinde bir muhalefet örgütlenmesi var ve bu muhalif güçler içerisinde fazla Kürtler yok. Kürtler biraz ayrı durmaya başladı. Şiddete başvurmayan, federatif bir yönetim ister pozisyonda kalıp, gelişmeleri izliyorlar. Eğer Esad rejimi yıkılmaz ve Suriye bölünürse Türkiye çok ciddi bir sorunla karşı karşıya kalacak. Ankara bunu engellemek istiyorsa Türkiye’den yönetilen muhalif hareketleri farklı kullanmak zorunda. Muhalifleri siyasi çözüme ikna etmek zorunda. Aksi halde iç savaş büyüyecek ve ülkenin en az üçe bölünmesi gündeme gelecek. Ve Türkiye , Suriye’nin kuzey ve doğu kesimlerinde Kürtler’in ayrı bir yapılanmaya gittiği bir tablo ile karşı karşıya kalacak. Türkiye için asıl dehşet senaryosu bu.
-BİTTİ-
‘Türkiye’yi savaşa sokmak istiyorlar’
-Türkiye’de Suriye’deki sürece askeri olarak da müdahil olması için bir lobi oluştuğu iddiasına katılıyor musunuz?
Yılmaz: Evet, Ağustos’tan beri güçlenen bir lobi var. Türkiye’yi savaşa sokmak istiyorlar. Ancak Ankara’nın bu konuda çok istekli olduğunu sanmıyorum. Burada İran’ın örgütlediği başka bir grubun da, birinci gruba bakarak, Türkiye üzerine baskı oluşturmaya çalıştığını düşünüyorum. Yani Türkiye’de ikili lobi var ve hükümet bu iki lobi arasında kalıyor. Bir ülkede rejim barışçıl göstericileri kurşuna diziyorsa, eğer orada 16 tane istihbarat örgütü varsa, ülkenin her yerinde kontragerilla örgütlenmesi kapsamışsa burada birilerinin silahlı direnişe geçmesine şaşırmamak gerek. O yüzden Suriye’deki siyasi rejim kendi kendini ülkeyi yönetemez hale getirdi. Dış destek de süreci hızlandırdı. İran tam anlamıyla mezhepçi bir devlete dönüştü. Karşısında da Suudi Arabistan gibi bir ülke olduğu zaman ortaya çıkan tablo bu. Türkiye’nin bu taraflardan birini tercih etmesini istememiz baştan yanlış bir şey. Türkiye’nin yapmaya çalıştığı şey bir ortak bir muhalefet oluşturup, Suriye’nin bölünmemesini sağlamaktı. Türkiye’nin Suriye’ye 15 gün izin verdiği ifadesi de rejimin söylediği bir şey çünkü Türkiye Suriye’ye çok uzun zamandır süre tanıdı, birçok konuda destek vermeye çalıştı ama Suriye İran desteğini garanti gördüğü için bunları geri çevirdi. Bunun maliyetini Türkiye’ye çıkarmak doğru değil. O kadar kısıtlı iletişim koşulları var ki, Suriye’deki muhalifleri Türkiye’den yönetmek de mümkün değil. Suriye’deki rejimin çözülmesinin tek yolu ordunun bölünmesi. Herkes biliyor ve herkes buraya çalışıyor. Türkiye’deki muhalifler izole bir hayat yaşıyorlar ve buradan da silah kaçakçılığına da izin verilmiyor. Şu anda İsrail’in pompaladığı bir propaganda bu. Türkiye’nin Özgür Suriye Ordusu’na destek verdiği, silahlı eğitim verilen bir kamp kurduğu iddiaları da gerçek değil. O kamplar Ürdün’de, kimin destek verdiği ortada.
Taştekin: İran’ın Esad rejimine sonsuza dek mutlak destek vereceği önermesi yanlış.
Yılmaz: Evet, ben de katılıyorum bu önermeye.
Taştekin: Ayrıca, Hizbullah’ın silahlı bir şekilde bu olaylarda yer aldığı sadece bir iddia. Lübnan’ın Vadi Halid bölgesinde, Suriye sınırında birçok kişiyle konuştum. Herkes bu iddiayı dile getiriyor ama kimse somut bir şey ortaya koyamıyor. Ciddi bir kara propaganda almış başını gidiyor. İranlı bir diplomatın bana dediği şu: “Eğer Suriye’de başa gelecek rejim bize İsrail’e karşı direniş hattının devam edeceği konusunda garanti verirse Esad’ın ipini anında çekeriz.” İran, muhaliflerle görüşmesi için İstanbul’a elçi gönderdi ama kabul etmediler. İran’ın sonuna kadar Esad’ı desteklediği ve gösterilerin bastırılmasına yardım ettiği tespiti gerçeği yansıtmıyor. İran’ın Suriye’ye çok ihtiyacı yok ama Suriye’nin İran’a çok ihtiyacı var. İran, Suriye’den kaynaklanan boşluğu yeni müttefiki Irak ile de doldurabilir.
- BIST 112.122
- Altın 174,675
- Dolar 4,0406
- Euro 4,9882
- İstanbul 14 °C
- Diyarbakır 20 °C
- Ankara 16 °C
- İzmir 22 °C
- Berlin 22 °C
- 'Cumhurbaşkanı adayı milletvekili adayı olamayacak'
- Baydemir: Zerre kadar üzüntü duymadım
- HDP kulisi: Demirtaş aday olursa seçim tarihine kadar ceza alabilir
- HDP: Partimiz sadece Kürt partisi değil
- Meral Akşener: Gök kubbeyi başınıza yıkarım
- Erdoğan: Kimse ben yoksam AK Parti yok demesin
- IŞİD Suriye'de saldırdı: 25 ölü
- Küba’nın yeni lideri Miguel Diaz-Canel
- Baydemir ve Irmak'ın vekilliği düşürüldü!
- CHP sözcüsü: En büyük adayımız Kılıçdaroğlu
- "Türk hükümetinin papaz Brunson'u bırakma zamanı geldi"
- Levent Gültekin cumhurbaşkanı adayı oldu
- Necmeddin Kerim: Halkın duygularıyla oynamayın!
- Bahçeli: Cumhurbaşkanı adayımız Erdoğan'dır
- YSK Başkanı: Seçim takvimi hazırlıkları başladı
Türkiye dehşet senaryolarına hazır olmalı

Ruşen Çakır / Habertürk
- Yorumlar 0
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- Devlet krizi ve Çözüm Süreci'ne muhtemel yansımaları26 Mart 2015 Perşembe 13:00
- Çözüm sürecinin esas kazananı12 Mart 2015 Perşembe 10:19
- Fidan olayı: Demek ki danışıklı dövüş değilmiş11 Mart 2015 Çarşamba 10:57
- HDP barajı aşar çünkü...09 Mart 2015 Pazartesi 10:37
- Öcalan Demirtaş’ın üzerini çizdi mi? Çizer mi?04 Mart 2015 Çarşamba 11:16
- Herkesin gözü ve aklı HDP’de02 Mart 2015 Pazartesi 12:57
- Kandil şerh düşebilir ama sorun çıkarmaz01 Mart 2015 Pazar 13:22
- Dün Refah Partisi bugün HDP28 Şubat 2015 Cumartesi 03:30
- Ya Kobani düşmüş olsaydı...23 Şubat 2015 Pazartesi 12:04
- Krizin özü: Silah bırakma açıklaması mı, müzakere mi önce olacak?18 Şubat 2015 Çarşamba 15:33
- Kandil yine Öcalan’ın elini güçlendiriyor16 Şubat 2015 Pazartesi 13:50
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Kürdistan halkı İbadi'yi protesto etti
Kirmanşah'ta (Kasrı Şirin) deprem...
Mam Celal son yolculuğuna uğurlandı
Kürdistan referandumundan ilk kareler
12345678
- Ersin TekDin (İslam), Deizm ve Müslümanlar (1)
- Bayram Bozyelİktidarın değişmeyen mantığı (2)
- Rahmetullah Karakayaİslamcı sosyologdan Kürtlere sansür
- Abdullah CanNewroza uyanmak...
- Süleyman ÇevikOrtadoğu’da seçim kültürü ve Kürtler
- Mustafa Özçelik‘Kürt karşıtlığı’na dayalı siyaset tedaviye muhtaç bir hastalıktır
- Roşan LezgînDiyarbakır belediyeleri, parklarımızı bozmayın!
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Akif BekiErdoğan'ın açıklamasında cevabı olmayan soru
- Aslı AydıntaşbaşTam bir tiyatro!
- Etyen Mahçupyan12 Eylül, 28 Şubat ve bugün
- Amberin ZamanABD Suriye’den çekilecek mi?
- İsmail BeşikciDağ Kavmi…
- Aydın SelcenKürtlerle hangi ortak yarınlar?
- Yaşar YakışTürkiye’nin Suriye politikasını yeniden düşünmek için bir fırsat
- Hakan AlbayrakAğırlaştırılmış müebbet hapis
- Elif ÇakırDalkavukluğun bu kadarına....
- Hakan AksayRusya, Türkiye'nin askerî harekâtından gerçekten rahatsız
- Akdoğan ÖzkanTürkiye, Afrin'e girer mi?
- Galip DalayKudüs kararının ortaya çıkardığı manzara ve hatırlattıkları
- Mustafa KaraalioğluMadem gücü gücü yetene...
- Vahap CoşkunReferandum Yanlış Mıydı?
- Ömer Faruk GergerlioğluKürtler için yeniden diriliş
- Hasan CemalKerkük düştü diye bayram yapanların dikkatine!
- Kemal BurkayMam Celal'in ardından
- Alper GörmüşHDP ve PKK’nın ‘referandum’daki ayrışmasının anlamı
- Merve Şebnem OruçAskeri müdahale mi, vanaları kapatmak mı, açlıkla cezalandırmak mı?
- Ahmet TaşgetirenKürtler
- Mücahit BiliciKürdistan Özerk Bölgesi Referandumu
- Leyla AlpCenaze değil insanlık çürüyor
- Yıldıray OğurGüçlü ve büyük bir Türkiye için...
- Yalçın DoğanTürkiye manzaraları ve Yunanistan Başbakanı
- Oral ÇalışlarŞerif Mardin’i uğurlarken
12345
RÖPORTAJ
Demirtaş İtalyan La Stampa gazetesine konuştuHalkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İtalyan La Stampa gazetesine röportaj verdi.
Suriye Gelecek Partisi: Hiçbir partinin devamı değilizRakka'da düzenlenen bir kongrede kuruluşunu ilan eden Suriye Gelecek Partisi Eş Başkanı Hewrîn Xelef, Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile bağlarının olmadığını ve Rojava'daki tüm Kürt partileri ile işbirliği yapmak istediklerini söyledi.
Fransa'dan Afrin çıkışı: Uluslararası hukuk ihlal ediliyorFransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Türkiye'nin Afrin'de uluslararası hukuku ihlal ettiğini savundu. Fransız bakan, "Türkiye savaşa savaş eklememeli" dedi.
Mesud Barzani: Afrin için derin endişe duyuyoruzTürkiye’nin Afrin’e yönelik 20 Ocak’ta başlattığı operasyona ilişkin açıklamada bulunan Mesud Barzani, “Savaş ve çatışma hiçbir çözüme katkı sunmaz. Afrin’de devam eden çatışmalar durdurulmalıdır” dedi.
ÖZEL MAKALE
Sünni, Şii ve Kürt okulu"Irak ile ilgili her şey şunu bize söylüyor. Üçe ayırın, zira suni bir yapıyı bir arada tutmak sadece daha fazla ölüme davetiye çıkarır. Irak’ın birliği suçuna ortak olmayın."
1925 Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi ve Saîdê Kurdî" Saîdê Kurdî ve 1925 Kürt Ulusal Özgürlük Mücadelesi/Şeyh Said ilişkisi noktasında resmi ideoloji eksenli kodlamalar ve bu kodlamamalardan sonra kurulan bağlantılar..."
Kurdistan ve Arap Dünyası; Geleceğe dair (I)"Irak ve Suriye’nin bölünmesi yakınlaşırken dünya güçleri adalet adına olmasa dahi en azından istikrar adına komşu ülkelere bağımsız bir Kurdistan empoze etmek isteyecektir."
Sıçrama Tahtası; Kürtler ve Ermeniler"Saîdê Kurdî’nin, Hamidiye Alaylarının yasallaştırılması talebi, Kürtler üzerinde uygulanmak istenen politikaları boşa çıkarmayı amaçlamaktadır."
KÜLTÜR SANAT
Hewno Bêreng/Renksiz Rüya"Hewno Bêreng/Renksiz Rüya Filmi’nin mesajı, (benim anladığım) Ölümün, Kürtler için, hayatın sıradan bir parçası olmadığına parmak basmasıdır. Ölümü sıradanlaştıran, karışıklık oluşturan sinyallerden yani gürültüden çekip çıkarılmasıdır."
Dünyanın en yaşanılası şehri yine Viyana seçildiUluslararası araştırma şirketi Mercer'in her yıl yayınladığı yaşam kalitesi araştırmasında Avusturya'nın başkenti Viyana üst üste 9'uncu kez dünyanın en yaşanılası şehri seçildi.
Devlet Tiyatroları perdelerini ücretsiz açacakDevlet Tiyatroları, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü'nde, 30 oyun için sanatseverlerden ücret almayacak.
Nûbihar Dergisi'nin 142. sayısı çıktıÜç ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisi 142. sayısıyla okuyucularıyla buluştu.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.