• BIST 8718.11
  • Altın 2241.916
  • Dolar 32.3322
  • Euro 35.1537
  • İstanbul 9 °C
  • Diyarbakır 10 °C
  • Ankara 3 °C
  • İzmir 8 °C
  • Berlin -2 °C

Siyasette demokratik rekabet

Günay Aslan

Çağdaş uygarlığın temelinde rekabet özgürlüğü yatıyor. Toplumlar gelişmeyi; ilerlemeyi, niteliği ve kaliteyi ancak demokratik rekabet sayesinde sağlayabiliyor.

Daha iyi bir çözüm; daha gerçekçi bir proje ve daha nitelikli bir üretim için her şeyden önce yaratıcı bir fikir gerekiyor. Bu fikri de rekabet özgürlüğü ortaya çıkarıyor.

Tek tek bireyler ya da toplumsal kesimler arasında rekabet özgürlüğü olmadan; bunların fikirleri ve önerileri eşit bir biçimde yarışmadan ortaya ne iyi bir çözüm, ne iyi bir proje, ne de nitelikli bir ürün çıkıyor.

Gelişmiş bir toplum modeli ve kaliteli bir yaşam düzeyi için demokratik bir yarış ve rekabet özgürlüğü gerekiyor ki, başka toplumlarda olduğu gibi Kürt toplumunda da gelişmenin yolu buradan geçiyor. Bu olmadan toplumsal sorunları çözmek; gelişmek ve ilerlemek mümkün olmuyor.

Ne var ki bizde toplumsal-siyasal rekabeti teşvik eden değil, sınırlayan anlayış var ve bu anlayış yaşanan tarihsel devinimlere rağmen devam ediyor. Bu algı yüzünden ağırlaşan toplumsal sorunlar bir türlü çözüm yoluna girmiyor.

Buna artık bir son vermek, geçmişte kalan bu siyaset tarzını aşmak; ağırlaşan sorunların çözümünü sağlayacak yenilikçi fikirleri ortaya çıkaracak ortamı yaratmak gerekiyor.

Aslında parti kongreleri bunun için önemli fırsatlar sunuyor ama, ne yazıkki bu fırsatlar yeterince değerlendirilemiyor. Eskinin tarz ve alışkanlıkları buna imkan vermiyor. Parti kongrelerinde herkesi içine alacak ve kitlenin iradesini daha da çoğaltacak demokratik bir yarışın önü açmak yerine işin kolayına kaçılıyor.

Kongrenin temel aşamalarında iş ‘komisyonlara havale‘ ediliyor. Bu da çoğu zaman arzu edilen sonucu vermiyor. Hatta bazen haksız rekabete neden olduğu için yeni sorunlar da üretiyor. ‘Komisyon‘ alışkanlığı yüzünden rekabete açık, demokratik yarışı teşvik eden siyaset tarzı bir türlü oturtulamıyor.

Maalesef bizde ‘komisyonun‘ onayını almayan biri partinin her hangi bir kademesine aday olamıyor. Bu da kitle iradesinin dar bir çerçevede köreltilmesine; yeni sorunların üretilmesine ve tıkanmanın boy vermesine neden oluyor.

Bu yüzden nicel olarak çok güçlenmiş Kürt siyasetinin nitelik sorununu çözmesi mümkün olmuyor. Bunun önüne geçmek; özgürlük mücadelesinin gelinen aşamada hayati ihtiyaç duyduğu demokratik rekabet özgürlüğünü hayata geçirmek gerekiyor.

Bir partide siyaset yapan; ona oy veren ve onun güçlenmesi için mücadele eden siyasi ahlak sahibi birinin aday olması önünde herhangi bir engelin olmaması gerekiyor.

Bir davaya inanmış, ona gönül ve emek vermiş herkesin bu davanın güçlenmesi ve gelişmesi için bir başka dava arkadaşıyla özgürce yarışması gerekiyor. Fakat bizde tek tek bireylerin ya da toplumsal kesimlerin fikir, proje, çözüm yani nitelik yarıştırmaları yerine sanki slogan yarıştırmaları tercih ediliyor.

Kongrelerde genelde böyle bir durum yaşanıyor. Devasa sorunlar ortada duruyor ancak bunları çözecek adaylar ve fikirler arasında herhangi bir yarış yaşanmıyor.

Genelde tek listeyle ve belli bir söylemle seçime gidiliyor ve seçimden de öyle çıkılıyor. Bu da hem kitlenin iradesinin körelmesine hem de çürüme ve yozlaşma tehlikesinin büyümesine neden oluyor.

Zira bazı yerlerde kitle önüne gelen adaya ve listeye ‘mecbur‘ kaldığı için oy veriyor.

Bir aday yerine birçok adayın; birçok fikrin, projenin ve çözüm önerisinin eşit olarak yarışmadığı kongrelerde klikleşme, gruplaşma ve hatta hizipleşmeler de ortaya çıkıyor.

Böyle bir durumda kitlenin değil, yetkiyi elinde tutan kişinin ya da kliğin ne dediği önem kazanıyor. Bu durum aslında haklı mücadeleye ciddi manada haksızlık anlamına geliyor ve ciddi zararlar veriyor.

Kitlenin iradesini körelten bu tarzın yerine kitlenin katılımını güçlendiren ve yönetimin her kademesinde ona inisiyatif veren bir yaklaşımın kurumlaşması; bütün toplumsal kesimleri içine alan bir siyasi rekabetin oturtulması gerekiyor ki günümüzde başarının yolu buradan geçiyor.

Dolayısıyla merkezi siyasetin bunu teşvik etmesi; kitlenin özgüvenini ve iradesini uzun soluklu kılacak; halkı her aşamada karar alma süreçlerine katacak mekanizmaları üretmesi gerekiyor.

Kürt Özgürlük Hareketinin en önemli değerinin demokratik-özgürlükçü karakteri olduğu biliniyor. Yeni dönemde bu karakterin daha da güçlendirilmesi gerekiyor.

Bunun da yolu demokratik rekabeti güçlendirmekten geçiyor.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89