Şimdi yüz yıl öncesine gidin; Osmanlı imparatorluğu parçalanırken, ümmet için, islam kardeşliği(birliği) için devlet olma hakkından vazgeçen kaç halk var?
Tek bir halk vardır. O da Kürdler. Kürdler dışında hiçbir millet, ümmet için devlet olma hakkından feragat etmemiştir.
Kürdler yüzyıl önce, hiç düşünmeden ümmet için kendi devletleşme hakkından feragat etti. Doğru veya yanlış, böyle yaptı ve daha bir sürü başka neden… Ve hiçbir işe yaramadı. Türklerin, Arapların, Farsların, Çerkezlerin, Boşnakların, Sırpların, Ermenilerin, vs. herkesin bir ulus devleti oldu. Yalnızca Kürdler ortalıkta kaldı. Bu yeni devlet sahibi halklar önce sorun yaşadılar, kendi aralarında çatıştılar, komşularıyla çatıştılar, kendi içinde çatıştılar, öldürdüler, daha çok öldüler ve gerektiğinde de herkesle dost(ortak) olmayı başarabildiler. Hatta en uzak ülkelerdeki emperyal güçlerle de dost oldular. Dostluğun yetmediği yerde de uşak oldular.
İşte bugün, ümmet, islam kardeşliği, ortak vatan safsatalarıyla Kürdlerin önüne çıkan bu ulus devletler(in aydınları ve vatandaşları) Kürdlerle dost olmadılar, olamadılar. Kürdleri kardeşten saymadılar. Kürdlerin en doğal haklarını gasp edip sömürgeleştirmeye çalıştılar. Asimilasyon, soykırım, sürgün, vs. ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Kürdleri yok etmek için ne varsa yaptılar. Kendi ulus devletlerini oluşturmak için Kürdistan’ı parçaladılar, kendi aralarında bölüştüler. Kürdleri buna razı etmek için de ümmet ve İslam kardeşliği rüyasını kullandılar, istismar ettiler. Hem Kürdlerin ırzına geçtiler, hem de ümmetin. Kürdler ümmetin yetimleri olarak ortada kaldı, yalnız kaldı, çaresiz kaldı; Dersîm, Zîlan, Ağirî, Pîran, Mahabat, Halebçe, Hama, Roboskê, Paris, Şengal katliamlarını yaşadı. Ama yine de ilahî hikmet izin vermedi, Kürdler pes etmedi, kaybetmedi, kimse Kürdleri/Kürdçeyi/Kürdistanı bitiremedi. Ve bitiremeyecek...
Kürdler neden bu kadar acı yaşadı, değer miydi?
Kürdler, kelimelerle ifade edilemeyecek ve kitaplara sığmayacak kadar çok acı yaşadı; Çünkü devletleri yoktu. Çünkü kendilerini koruyacak örgütlü bir yapıları yoktu. Çünkü kardeşleri için haklarından feragat etmişlerdi. Çünkü asla Kürdler ırkçılık yapmadı, yapamadı. Irkçılık yapacak kurumsal yapıları olmadı, güçleri olmadı. Bireysel, lafla yapılan şey de ırkçılık değildi, aptallıktı. Bir kürd dünyaya bedel değildi, olamazdı. Çünkü Kürdün dünyası yoktu, vatanı, köyü, evi yoktu, yakılıp yıkılmıştı, talan edilmişti...
Kürdleri ırkçılıkla suçlayamayınca, Kürdün milliyetçiliği var dediler, oradan saldırmaya başladılar. Oysa Kürdlerin adam gibi bir milliyetçiliği de yoktu. Eksikti. Geç kalmıştı. Kürdler hep geride idi ve yalnızdı. Arkalarında uluslararası güçler de yoktu. Yeri geldiğinde Kürdleri ilk satan, arkadan ilk vuran bu güçler oluyordu; Mahabat'da, Halebce'de, Roboskê'de, Paris'de, Şengal’de...
Ve maalesef, bütün bunlara rağmen bugünde Müslüman Türk/Arap/Fars aydını(vatandaşı, siyasetçisi, vs.) hiç akletmeden, hiç utanmadan aynı safsataları dillendirebilmekte, Kürdleri tekrar aldatma ve sömürme cüretini kendinde bulabilmektedir.
Oysa Hz. Peygamber(sav), kölelere köleliklerine razı olmalarını telkin etmedi ve birilerinin köleliliği üzerinden birileri için ümmet(iktidar)i inşa edeceğiz de demedi. Çünkü ümmet, özgür, kişilikli ve dirayetli bireylerin oluşturduğu derin düşünce ve davranışlar içeren fikrî bir sistemdir, bir itikat birliğidir. Yani kavimlerin(halkların) özgür bir biçimde oluşturduğu bir inanç birliğidir. Meseleyi teklik üzerinden okumak tevhidin çoğulcu, parçaları birleyen(tamamlayan) özüne aykırı olur. Gel gör ki, Kürdistan toprağını parçalayan, kendi aralarında bölüştüren ulus devletlere tapan Müslüman Türkler/Araplar/Farslar Kürdlere ömürleri boyunca statüsüz bir yaşama, ikinci sınıf vatandaşlığa ve köleliğe razı olmalarını telkin ediyor.
Gırtlağına kadar şirke ve çelişkilere batmış olan Türk/Arap/Fars Müslümanlara, bizde şunları soruyoruz;
Kürdler daha ne kadar bedel ödesin bu ümmet için? En doğal hakları gasp edilmiş Kürdler kendi haklarını kullanmak için de başkalarından mı akıl alsın? Ulus devlet kötüdür, şudur budur, diyorsunuz. Saltanat rejimi gibi kötü bir rejimden ancak bu çıkabilirdi. Başka ne bekliyordunuz? Ulus devlete karşı bir alternatifiniz var mı? Yok. Ulus devlet hakkında vazgeçen bir müslüman ülke biliyor musunuz? Yok. O halde bu kadar cahilane, art niyetli sitemlerinizden, analizlerinizden, içi boş ümmet ve kardeşlik söylemlerinizden vazgeçin. Bu kötü durum(ulus devlet) herkes için geçerli iken, Kürdler için neden geçerli olmasın ki? Kürdleri düşünüyoruz demeyin. Düşünüyorsanız eğer, neden bunca yanlışa/katliama/acıya ses çıkarmadınız bugüne kadar? Neden Türk/Arap/Fars ulus devleti zalimdir, olmasın, önce onları yıkalım demediniz, demiyorsunuz? Neden olmayan Kürdistan üzerinden laf ve fantezi üretiyorsunuz? Neden?
Madem Sünnetullah(tarihsel ve sosyolojik gerçekler ışığında) herkes için geçerli, değişim, dönüşüm kaçınılmaz ve her millet gibi Kürdler de bağımsızlık yolundan geçip, diğer milletlerin yaşadığı problemleri yaşayacak ve sizler de buna bu kadar kani iseniz, o zaman Sünnetullahın önünde durmanızın manası ne? Bu, kendi söylediğiniz şeylerle çelişmek olmuyor mu? Yoksa Kürdler yeryüzündeki diğer ırklardan farklı mıdır, farklı tarihsel/sosyolojik gerçeklere tabi, farklı bir geleceğe mi sahip olacak? Kürdler de bizim gibi olmasın cevabını duyarsam, bilin ki yine çelişkiniz var! Niye Kürdler de sizin yaşadıklarınızı yaşamasın, Kürdlerin ne özelliği var? Kürdleri çok sevdiğinizden midir akıntıya(zamana, sünnetullaha, hakikate) karşı bunca çabanız?..
Siz, ahiretini ziyan etmiş Türk/Arap/Fars Müslümanlar, yapacağınız en hayrlı iş, Kürdistana yönetim biçimi beğendirmekten, kötü senaryolar çizmekten, akıl satmaktan, ümmet ve kardeşlik safsatalarını(!) dillendirmekten vazgeçmek...
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.