IŞİD terörünün bariz özelliği, vahşetidir...
Işid teröründe öteki örgütlerin teröründen daha vahşi bir boyut var. Işid’in terör eylemlerinde, tek başına dini, siyasi, ideolojik amaçlarla ve düşmanı yok etme stratejisiyle açıklanamayacak bazı özellikler mevcut. Bu özellikler terörün vahşet boyutuyla ilgilidir. Işid’in elinde terör, terör olmanın ötesinde sınır tanımayan bir vahşet ve gaddarlığa dönüşmüş bulunmakta...
Vahşetin bu boyuta tırmanmasının sebebi, Işid’li teröristlerin vahşetle adeta kendi öcünü almaya, yetersizliğini kapatmaya ve kendini tatmin etmeye çalışmasıdır. İşid’li teröristler şehirlere saldırdıkça, hiçbir ayırım gözetmeden insanlara saldırdıkça, masum ve çaresiz insanları en acımasız yöntemlerle katlettikçe öç aldıklarını ve yenilmez olduklarını düşünür, manyakça bir intikam/kazanma duygusu…
Gerçekte Işid’li teröristler zavallıdır, beyinsizdir, iradesizdir, yani hastadır; önceki ve şimdiki bütün yaşamlarında öfkelerini hep mağdur olana yöneltmiş ve sürekli olarak egemen olana hizmet etmekle var olmuşlardır. Vahşet haline dönüşmüş bu terör, hasta olan teröristlerin patolojik iç dünyasının bir tezahürüdür.
Ayrıca, ‘‘birkaç hasta adam bir araya gelip ‘Işid’ diye bir örgüt kurmuş’’ demek de hem eksik hem de yanlış bir yaklaşım olur. Bu kimselerin hasta olduğu aşikâr ama mevzu bu kadar basit değildir. Bu hasta/iradesiz adamlar bugüne kadar egemen güçlere ve yerli işbirlikçi devletlere karşı eylem yapmış değiller. Bunun sebepleri de ayrıca bir tartışma konusudur. Belki, o aşamaya gelmedikleri düşüncesi ya da karanlık ilişki ağı ve amaçları buna engel oluyordur. Bu noktalar bizce henüz tam olarak netleşmiş değil. Ancak net olan şey, yaptıkları eylemlerin kendi örgütlerini konsolide etme amacına hizmet ettiği ve uzun vadede oluşacak bazı değişimlerin altyapısının oluşumuna katkı sundukları gerçeğidir. Kim bilir, belki kısa bir zaman sonra bu amacı tamamladıkları düşüncesiyle egemen güçlere ve yerli işbirlikçi devletlere karşı saldırılara geçeceklerdir...
Işid, Ortadoğu’da daha fazla yaygınlaşmadan ve yerleşmeden egemen devletler ve yerli devletler tarafından çökertilecek mi? Bu soruya şu an yeterli ve doğru bir cevap vermek mümkün görünmüyor. Çünkü Işid köken olarak yerli göründüğü kadar, dışarıdan destekli bir yapı olarak da işliyor görünüyor. En basitinden kullandıkları ağır silahlar, savaşçılar ve sözcüler çoğunlukla dışarıdan(bilhassa batıdan) temin edilmiş görünüyor. Ayrıca Işid, Batılı güçlerin kontrolünde olmayan başka egemen güçlerden ve gruplardan da destek alıyor ve bugün görmekte ya da ortaya çıkarmakta zorlandığımız şaşırtıcı destekçilerinin var olabileceği görmezden gelinemez bir ihtimal...
Bu Işid teröründen herkesin çıkarması gereken dersler var ama öncelikle islamcı kesimlerin Işid teröründen çıkarması gereken dersler var; Işid’in islamcı olması islamcı kesimlerde Işid’e karşı sempatiyle bakılmasına ya da en azından Işid’in işlediği vahşetin görmezden gelinmesine ve vahşete karşı güçlü bir tepkinin oluşmamasına neden oluyor. Bu tutum İslamcı kesimlerde ‘bizden kabul ettiklerimizin yaptığı her şeyi benimsemek, benimseyeceğimiz kadar kendimize uzak bulduğumuz davranış ve uygulamalarına ses çıkarmamak, görmezden gelmek’ gibi bir ideolojik/hizipçi karakteri değişmez kader yapıyor. Sonrasında ise kaçınılmaz yenilgiler ve sonu gelmeyen yıkımlar…
Işid’in işlediği vahşete karşı tavır almak, islamcıların (az da olsa) kendi islamcı(karşıtlıktan beslenen keskin) görüşlerinden vazgeçtiği anlamına gelebilir. Ancak Işid gibi bir cinayet ve tecavüz şebekesine karşı tavır almamaları ve onların vahşetine ‘hafifletici nedenler’ aramaktan veya bunu saptırmaktan vazgeçmemeleri islamcıları kendi islamcılıklarını (ve de ahiretlerini) tamamen kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bırakacaktır. Çünkü terör nereden ve kimden gelirse gelsin, kendisine hangi yüce amacı maske yaparsa yapsın terördür, aşağılık bir eylemdir/yöntemdir ve herkesçe kınanmalıdır.
Ancak mevcut vahşete karşı bu islamcı kesimlerde bize göre normal, kendi kesimlerine göre şimdilik cesur ve radikal gibi görünen toplu/etkili bir tavır alma, kınama ve engel olma vaziyeti görünmüyor. Oysa islamcı kesimde derin bir muhasebe, ciddi bir tavır alma ve engel olma işi çoktan başlamalı ve sürekli bir hale gelmeli idi.
Bu anlamda, Işid’in varlığı(na karşı süren tepkisizlik) islamcılığa vurulmuş en etkili ve en ölümcül darbe olacaktır.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.