• BIST 9672.32
  • Altın 2500.365
  • Dolar 32.5848
  • Euro 34.8412
  • İstanbul 16 °C
  • Diyarbakır 27 °C
  • Ankara 22 °C
  • İzmir 23 °C
  • Berlin 7 °C

Batı’yla ipler koptu

Aslı Aydıntaşbaş

İki hafta önce, Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu’yu aradım. Bir dizi hayli üst düzey görüşmeden sonra Brüksel’den yeni dönmüştüm. 

“Murat kimse Avrupa işleriyle ilgilenmiyor artık ama ortada çok ilginç bir durum var. İnanmayacaksın ama hâlâ AB sürecini kurtarmak mümkün. Avrupa’nın vize serbestisine onay vermek için tek istediği, gazetecilerin hapiste olmaması. Diğer işler o kadar da önemli değil şu aşamada. Ama Avrupa kamuoyu ve parlamentosu için enbüyük sıkıntı gazeteciler. Bizimkiler terörle mücadele yasasında ‘ifade özgürlüğüne’ dair 8 cümlelik bir değişiklik yapsa, şu an için yetiyor” dedim. 

Murat önce inanamadı. Anlamaya çalıştı. Anlattım kimlerle görüştüğümü ve neler dediklerini. “Abi çok önemli. Yazsana bunları” dedi. “Ama Avrupa işleriyle kimse ilgilenmiyor! Okur da ilgisiz. Zaten de Ankara yapmaz bu değişikliği” diye hatırlattım. “Olsun abi. Çok önemli bir konu bu. Ufak bir ihtimal olsa da yazmak lazım. Belki birilerinin kulağına kar suyu kaçar” dedi. 

Ne ironik! Trajikomik! Bu muhabbetin üzerinden iki hafta geçmeden, Murat, Hikmet Çetinkaya, Kadri Gürsel, Musa Kart, Aydın Engin ve Cumhuriyet gazetesinden toplam 12 arkadaşımız gözaltına alındı. 

Ve dünya ayağa kalktı. Dünkü gazetede Avrupa Parlamentosu’ndan ABD Dışişleri’ne kadar Cumhuriyet’e yönelik gözaltılara olan tepkileri okudunuz. Dışarıdaki tepkiler, içerideki iğdiş edilmiş medyadan daha yüksek sesli oldu. 
Nedeni basit. Bu, bir kırılma noktasıdır. Cumhuriyet gibi köklü ve sembol bir gazetenin “PKK/FETÖ üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” gibi zihni- sinir bir argümanla suçlanması, artık Türkiye’de ifade özgürlüğünün ve gazeteciliğin, yani demokrasinin olmazsa olmaz iki temel prensibinin tamamen tedavülden kalktığı anlamına gelir. 

Dün artık alenen açığa çıkan idam pazarlığı ve Türkiye’de OHAL sürecinde yaşanan diğer ihlallerle birlikte ele alındığında bu durum, artık Batı’yla ilişkilerin kopartılması yolunda bir irade beyanıdır. Ankara, kapıları kapatmaya ve Türkiye’yi karartmaya karar vermiş gözüküyor. 

Batı’nın da çok derdiydi! Onların canına minnet Ankara’nın havlu atması! ABD ve Avrupa artık Türkiye demokrasisinin AKP döneminde düzelebileceğinden umudunu kesmiş durumda. Türkiye’yi kazanmak değil sadece ilişkileri yönetebilmek ve ülkenin büyük bir istikrarsızlığa sürüklenmesini engellemek istiyorlar. Ankara’nın hesapsız kitapsız işlerle Türkiye’yi 70 yıllık Batı ittifakından çıkartıp bilinmeze sürüklemesine dur demek istiyorlar. Ve ayrıca Türkiye’nin yüzü Batı’ya dönük, demokrat, laik yeri geldiğinde Kürt kesimlerinin tamamen ezilmesini engellemek için istiyorlar. Tüm mesele burada. 

İşte Cumhuriyet, bu yüzden sembol. 

Bizim de artık ülkemizin geleceğini bu parametrelerle düşünmemiz gerekiyor. Her geçen gün bağırıp çağırmak yerine, artık kendi insanlarımızı korumak, dostlarımıza zarar gelmesini engellemek ve güçlü durmak durumundayız. Size boş yere umut tacirliği yapmak istemem. Demokrasi bu iktidar döneminde yeşermeyecek. Sonsuza kadar değil ama kısa dönemde sıkıntılı günler devam edecek. Bu kafayla Türkiye’nin daha derin karanlıklara sürüklenme ihtimali var. Bu ortamda artık iktidara konuşmanın, dert anlatmanın, yakınmanın bir anlamı yok. 

Bu süreçte sağlam duralım, az hasarla atlatalım, insanlarımızı koruyalım, kollayalım.

Ama her şeyden önce arkadaşlarımızın bir an önce hapisten çıkması için birlik olalım...

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89