İktidarın komşularla sıfır sorun politikası iflas etti. Neredeyse bütün komşularla sorunlu hâle geldik. Ama AKP hükümeti içeriye farklı bir mesaj verebilmek için Azerbaycan’ı kullanmaya çalışıyor. “Bakın dostumuz petrol zengini bir ülke var” kanaatini oluşturmak istiyor içeride. Ve bu tatlandırıcıyla teselli bulmasını istiyor vatandaşın.
Gelelim niye bu konuyu ele aldığımıza…
Ele aldık, çünkü; dün The Wall Street Journal gazetesinin A3 sayfasında “Cyprus Feud Snarls EU- Turkey Deal” yani “Kıbrıs kan davası AB- Türkiye anlaşmasını düğümlüyor” başlıklı yarım sayfalık bir haber yer aldı. Haberde; Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk’ın Kıbrıs Rum Kesimi’ni, Türkiye anlaşması için ikna amacıyla Salı günü Kıbrıs’a giderek Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nicos Anastasiades’i iknaya çalıştığı belirtiliyor. Ve aynı haberde Türkiye vatandaşlarına Haziran’da vizesiz Avrupa için öne sürülen 72 şart içerisinde, Türkiye tarafından Kıbrıs’ın tamamen tanınması koşulunun bulunduğu belirtiliyor. Yani Türkiye, Kıbrıs’ı bir bütün olarak tanıyacak. Tabii bu arada Güney Kıbrıs’ı son liman olarak kullanan gemi ve uçaklara kapattığı limanlarını açması koşulunu da yerine getirecek.
Hatırlayacaksınız Kofi Annan Planı iki ülkenin yani Kuzey ve Güney Kıbrıs’ın birleşmesini içeriyordu.Annan Planı’na göre; Türk ve Rum kesimleri hâlinde bölünmüş Kıbrıs Adası’nın bağımsız bir devlet olarak birleştirilmesi öngörüldü. Plan gereğince Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki bakanlıkların en az üçte biri Türklerden oluşacaktı. Devlet başkanlığı ve başbakanlık makamları 10 ayda bir Türkler ve Rumlar arasında el değişecekti. Ama nedense 2004 Nisan ayında yapılan oylamada Türkler yüzde 64,91 oranında kabul ettiği hâlde Rumlar’ın yüzde 75,38’i ret oyu kullanarak planın hayata geçirilmesini engellediler. Ve durum böyle olduğu hâlde, Avrupa Birliği (AB) Kıbrıs’ı sorunlu olmasına rağmen tam üye yapınca bu defa Rum kesimi, Türkiye’nin AB’den alacağı hakkı olan yardımları engelledi.
Bildiğiniz gibi Yunanistan ve Kıbrıs, Türkiye’nin Ankara Anlaşması ek mali protokolleri, Gümrük Birliği ve Helsinki zirvesi gereği hak ettiği 4,2 milyar euro tutarındaki AB yardımını veto edip Türkiye’ye ödenmesini engellediler. Ve AKP hükümeti Türkiye’nin hakkı olan bu paraları gecikme zamlarıyla birlikte talep edeceği yerde şimdi döviz sıkışıklığına girince 3 milyar euroya AB’nin tampon bölgesi olmaya razı oldu.
Tabii bu arada AKP hükümetinin tampon bölge olmayı kabul ederek bu ülkenin hakkı olan tam üyelik sürecini durdurduğunu belirtelim.
Gelelim bu durumda Türkiye’nin AB’ye tam üyelik yolunu nasıl açabileceğine…
Şöyle açabilir bu yolu Türkiye; eğer Azerbaycan gerçekten dost bir ülke ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanır. Tanıyınca, Yunanistan ve Kıbrıs tam üyelik yolunda Türkiye’nin önüne koyduğu engelleri kaldırmak zorunda kalır. Çünkü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni Türkiye’den başka kimse tanımıyor. Türkiye, yanına bir ülke alınca durum değişir.
Kısaca, AKP hükümeti, her sıkıştığında Azerbaycan’ı içeriye tatlandırıcı diye sunacağına, Azerbaycan’dan, Avrupa Birliği’ne tam üye olmanın yolunu açacak anahtar olmasını istemeli.
Tabii AKP hükümeti, gerçekten Türkiye’nin AB’ye üye olmasını istiyorsa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımayan Azerbaycan’a “bu nasıl dostluk” diye sormalı.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.