• BIST 9456.73
  • Altın 2494.268
  • Dolar 32.5942
  • Euro 34.7914
  • İstanbul 14 °C
  • Diyarbakır 24 °C
  • Ankara 20 °C
  • İzmir 22 °C
  • Berlin 7 °C

Orta Doğu'da Kürtleri ne bekliyor?

Orta Doğu'da Kürtleri ne bekliyor?
IŞİD'in yükselişi ve Şii hakimiyetinde yer alan, hali hazırda istikrarsız bir konumda bulunan Bağdat yönetiminin zayıflaması Kürtler için ne ifade ediyor?

Müttefik kuvvetlerin Çanakkale çıkarmasının yıldönümüne yaklaşıyoruz.

Britanya, Avustralya ve Yeni Zelandalı birliklerin, hayati önemdeki Çanakkale boğazını kontrol altına alma çabaları berbat bir başarısızlıkla sona ermişti.

Ancak Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda Türkler yenilmiş ve Osmanlı İmparatorluğu topraklarının büyük bir bölümü galip güçler arasında paylaşılmıştı.

Modern Orta Doğu'nun parçalanmış hatlarını belirleyen, birçok savaştan daha fazla olmak üzere Birinci Dünya Savaşı olmuştu.

Osmanlı İmparatorluğu'nun bölünmesini resmileştirmeyi hedefleyen Sevr Anlaşması bağımsız bir Kürt devletinin en azından ihtimalini tahayyül etmişti.

Vardıkları en yakın yer ise muhtemelen, Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesinden beri yönettikleri, Irak'ın yarı özerk Kürt bölgesi oldu.

IŞİD'in yarattığı durum Kürtlerin lehine mi?

Peki IŞİD'in yükselişi ve Şii hakimiyetinde yer alan, hali hazırda istikrarsız bir konumda bulunan Bağdat yönetiminin zayıflaması Kürtler için ne ifade ediyor?

Bunu Uluslararası Kriz Grubu'nun Orta Doğu ve Kuzey Afrika Program Direktörü Joost Hiltermann yanıtladı.

Bana, daha IŞİD'in gelmesinden önce "Kürtlerin hem kendi bölgelerini hem de tartışmalı bölgeler olarak adlandırılan ve üzerinde hak iddia ettikleri geniş bir alanı da kontrol altına aldıklarını" söyledi.

Hiltermann, "Şimdiye dek IŞİD onlara sadece tartışmalı bölgelerde kafa tuttu ve tüm çatışmalar da bu alanlarda meydana geldi" dedi.

Geniş anlamda bu durum Kürtlerin lehineydi.

Hiltermann, Kürtlerin yeni alanlar kazandıklarını, özelikle de Kerkük kenti ve yakınındaki petrol sahalarını kontrol altına aldıklarını söylüyor ve ekliyor: "Ama barışı kazanamadılar".

"Kürt olmayan nüfusun Kürt hakimiyetini kabul etmesinin kesin olmaması nedeniyle bu bölgelerde savaşmak bulaşıcı olacak" diyor Hiltermann.

Joost Hiltermann gibi bölgenin düzenli ziyaretçilerinden olan, ABD'deki Lehigh Üniversitesi'nden uluslararası ilişkiler profesörü Henri Barkey ise kısa vadede, IŞİD'in yükselişinin Kürtlerin tartışmalı bölgeler üzerindeki hak iddialarını sağlamlaştırmasını sağladığını kabul ediyor.

Bununla birlikte Barkey'ye göre Irak'ı zayıflamasının Kürtler için mutlak olarak iyi bir şey olmadığını zira onların politik istikrarsızlık ve belirsizlikle ilgili kırılganlığını gösterdiğini söylüyor.

Kürtler denize kıyısı olmayan bir bölgedeler ve bölgesel istikrarsızlık onları; yatırım, ticari ilişkiler, petrol ve doğalgaz ihracatı güzergâhları bağlamında orantısız bir biçimde etkiliyor.

Barkey, ortadaki krizin Kürt ekonomisini zayıflattığını söylüyor.

Barkey'ye göre ayrıca İran'ın Bağdat'ın yanında çatışmalara git gide daha aşikar biçimde müdahil olması Kürtler açısından problemleri alevlendiriyor.

İran bunu yaparak, sadece istikrar olasılıklarına ve refah şansına ileride zarar verecek bir mezhep savaşının önünü açmayı riske etmiyor Barkey'ye göre.

Barkey, bu durumun Kürtleri çatışmaya sürükleme riskini yarattığını da vurguluyor.

"Coğrafyanızdan kaçamazsınız" diyor Barkey.

'İran, Irak'ta kalıcı siyasi faydalar peşinde'

Barkey'ye göre çok açık ki İran, savaştaki giderek artan doğrudan rolünü, kalıcı siyasi faydalara dönüştürme niyetinde.

Dahası, Hiltermann bana, İran'ın krize giderek daha fazla dâhil olmasının Kürtler içi bölünmeleri körüklediğini, böylece Kürtlerin olası bağımsızlığını ertelediğini, bunun da İran'ın stratejik hedefleriyle uyumlu olduğunu söylüyor.

Peki bağımsızlık isteğine ne olacak?

Prof. Barkey "Bağımsızlık fikri yüzeyin hemen altında. Herkes bunun bir seçenek olduğunu biliyor. Ancak buna başvurulmadı ve nedeni belliydi. Kürtler, Irak'ın bölünmesinin nedeni olarak görülmeyi göze alamazlar."

"Diğer taraflar Irak'ın parçası olmaktan vazgeçtiklerinde bağımsız olacaklar."

Bağımsızlık ilan edilir mi?

Barkey, o zamana kadar Kürtlerin yapacakları en iyi işin tartışmalı bölgelerdeki etkilerini sağlamlaştırmak ve mevcut kaosu, özellikle petrolle ilgili olmak üzere daha iyi anlaşmalar yapmak için kullanmak olduğunu söylüyor.

Hiltermann ise bağımsızlık özleminin var olmaya ve açık bir şekilde ifade edilmeye devam edileceğini ancak Kürtlerin statüsünde bir süre daha değişiklik olmayacağını söylüyor.

Hiltermann "Kürtlerin gerçekçi bir bağımsızlık şansları yok" diyor.

Kendi aralarında ve ulusal sınırlarla bölünmüş Kürtlerin kaderi diğer bölgesel oyuncular tarafından manipüle edilecektir.

Erbil ve Bağdat'ın her zamankinden daha yakın çalışması Türkiye, İran ve ABD'nin üçünün de çıkarına.

Irak'ın toprak bütünlüğü korku adına feda edilmeyecektir. Zira bu durumda çok daha büyük bir istikrarsızlık meydana gelir.

Birinci Dünya Savaşı bir dereceye kadar Kürt bağımsızlığının önünü açmış olabilir.

Bu savaştan bir asır sonra ise tam bağımsız bir Kürdistan her zamankinden daha yakın bir ihtimal olarak görülüyor.

Çok sayıda güçlü oyuncu ise buna karşı çıkıyor. (Jonathan Marcus /BBC)

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89